Çorlu tren faciasında ikinci duruşma görülüyor

Çorlu'da 25 kişinin hayatını kaybettiği facianın ikinci duruşması bugün görülüyor. Duruşma öncesi hayatını kaybedenlerin aileleriyle bir yürüyüş düzenlendi.

Tekirdağ Çorlu'da 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı faciaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşması bugün görülüyor.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek ikinci duruşma öncesi hayatını kaybedenlerin aileleriyle bir yürüyüş düzenlendi.

'İÇERİ ALMIYORUZ'

Duruşmanın yapılacağı Çorlu Halk Eğitim Merkezi'ne hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralıların kimlik kontrolü ile alınmak istenmesi üzerine avukatlar müştekilerin bir kısmının adının iddianamede yer almadığını belirterek itiraz etti. Mahkeme başkanının müştekilere yönelik "İçeri almıyoruz, girmeyen kendi bilir" dediği öğrenilirken, avukatların itirazları sonucu müştekiler duruşma salonuna alınmaya başladı.

TCDD çalışanı sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ve Çetin Yıldırım da duruşma salonunda yer aldı. İddianamenin kabul edilmesinin ardından baroların davaya müdahillik talepleri kabul edildi.

MAHKEME TALEPLERİ REDDETTİ

Avukat Can Atalay, Çorlu Emniyet Müdürü başta olmak üzere ilk duruşmada ailelere saldıran polisler hakkında işlem yapılmadığını belirtti. Avukat Mürsel Çoban, katliamdaki ihmaller, soruşturma sürecindeki aksaklıklar, bilirkişilerin kanuna aykırı atanması, sanıklara yöneltilen suç isnadı, yargılanmayan üst düzey bürokratlar gibi nedenlerle iddianamenin iade edilmesi gerektiğini söyledi.

Mahkeme heyeti, avukatların iddianamede ismi yazılmayan müştekilerin kimlik tespitinin yapılmasına yönelik talebi tarafların çokluğu gerekçe göstererek reddetti. 

İlk duruşmadaki olaylarla ilgili suç duyurusu da celse önü olması gerekçesiyle reddedildi.

Duruşmanın SEGBİS ile kayıt altına alınma talebi altyapı yetersizliği gerekçesiyle reddedildi.

Mahkeme heyeti tarafından iddianamenin iadesine yönelik talep hakkında, iddianamelerin mahkemece daha önce kabul edilmiş olması ve 15 günlük iade hakkının geçmesi nedeniyle karar verilmesine gerek olmadığı aktarıldı.

'YOL BEKÇİSİ OLSA KAZA ENGELLENEBİLİRDİ'

Çorlu tren faciasının meydana geldiği dönemde Demiryolu Bakım Müdürü olan ve Halkalı-Muratlı arasında görevli olduğunu belirten sanık Turgut Kurt savunmasında, kendisine yağışla ilgili bir ihbar yapılmadığını iddia ederek suçlamaları reddetti.

Kurt şunları söyledi:

"Görevim 7 bakım onarım şefliğindeki koordinatı sağlamaktır. Olay günü evimdeydim. Olay yeriyle aramızda 130 km vardı. Haydarpaşa lojmanlarında oturuyorum. Yağışla ilgili bana bir ihbar yapılmadı. Ben de bir işlem yapamazdım, olay sırasında Haydarpaşa gar lojmanındaydım. Yol bakım ve onarım şefimiz Çerkezköy'de görev başındaydı. Onlara bir yağış ihbarı yapıldığında benden habersiz müdahale hakları vardır. Ancak onlara da bir yağış ihbarı gelmemiştir. Bana yöneltilen tüm suçlamaları reddediyorum, görevimi yaptım. Bölgemizde görev yapması gereken kontrol memuru sayısı ikidir ancak bu kadrolar boştur. Ben bir yazı yazdım 2016'da bu konuyla ilgili. Pek hoş karşılanmaz kurumda bu. Kanımca yol bekçisi olsaydı kaza engellenebilirdi. Teknolojik kontrol sistemleri uygulanmamıştır. Bunu yapacak olan genel müdürlüktür."

Kurt, kazadan sonra kontrol ekibi talep ettiği zaman Bakım Daire Başkanı Fahrettin Yıldırım’ın “Nasıl böyle bir şey istersiniz" diye yanıt verdiğini, bu talebinin üzerine TCDD 1. Bölge Müdürlüğü (Haydarpaşa) Demiryolu Bakım Servis Müdürlüğü'nde Servis Müdürü Vekili olarak görev yapan Mümin Karasu'dan, sonra da Fahrettin Yıldırım tarafından azarlandığını öne sürdü. 

'KAZA YERİNDE SORUN GÖRMEDİM'

Her ay kontroller yaptığını söyleyen Kurt, sorun olduğunda anında müdahale edildiğini, o tarihe kadar herhangi bir problem görmediğini iddia ederek, "Gördüklerimizi onarıyoruz. Yol ölçüm aletlerimiz var. Bölge müdürlüğünün emri ile sene de 2 defa gelir elektrik ölçüm yaparlar. Kaza yerindeki son kontrolü yaptığımızda herhangi bir sorun görmedim” beraatini talep etti.,

'ALTIMDAKİLERİN İHMALİ YOK, ÜSTÜMDEKİLERİN VAR'

Müşteki avukatlarından birinin "Kazada ihmal var mı?" sorusu üzerine sanık Turgut Kurt, "Benim altımdakilerin ihmali yok, üstümdekilerin var" dedi. 

Kurt, yeni yapılan menfezlerin eskilerden daha dayanıksız olduğunu belirtti ve bunlara danışmanlık yapan Mustafa Karaşahin'in bilirkişilik yaptığını dile getirdi.

HATTIN ERKEN AÇILDIĞINI KABUL ETTİ

Savunmasına başlayan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat da kazadan 2 gün önce kontrollerini yaptıkları menfezde bir sorun olmadığını iddia etti. Kaza günü ise menfez kontrolü yapılmadığını söyleyen Polat, hattın hızlı açıldığını kabul ederek, "Türkiye'de bulunan yabancı vagonlar ülkede kaldığı sürece TCDD ödeme yapmak zorundadır. Bu nedenle hattın açılması gerekiyordu" diye konuştu. Polat ayrıca kazanın olduğu menfezdeki dolgunun genişletilmesi gerektiğini de kabul ederek, "Basit tutucu duvar yapılsaydı kaza gerçekleşmeyebilirdi" dedi.

Sanıklardan yol bakım işçisi Celaleddin Çabuk ise kaza haberinin ardından gece saatlerinde olay yerine gittiklerini ve sabaha kadar vagonları boşaltmaya çalıştıklarını, sabah ise hat onarım işlerine başladıklarını anlattı. Çabuk yol bekçisi olarak görev yapan kimse kalmadığını vurguladı. Çabuk'un avukatı kendi başına hareket etme yetkisi olmayan müvekkilinin yargılanmasına tepki göstererek TCDD ile bağları belli olan bilirkişilerin raporuna dayanan iddianamenin suçlu yaratmak istediğini söyledi.

ÜÇ KEZ RAPOR HAZIRLANDI, HİÇBİR ŞEY YAPILMADI

Sanıklardan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ise bilirkişinin demiryolu mevzuatıyla yakından uzaktan ilişkisi olmadığını savundu. Yıldırım kazadan bir buçuk yıl önce menfezde balastın aktığını tespit ettiklerini ve rapor düzenlediklerini belirterek, altı ay sonra geldiklerinde bazı kusurların halen devam ettiğini gördüklerini dile getirdi. Yıldırım "Balast tutucu şimdiki gibi yapılsaydı, su bu kadar menfezi kısa sürede götürmeyebilirdi” dedi. Yıldırım altı ayda bir hazırladığı raporların tamamında balast tutucu duvarın yapılmasını önerdiğini ancak bunları Genel Müdürlüğe bildirmesine karşın hiçbir şey yapılmadığını söyledi. 

Yıldırım'ın avukatı da bu davada en alt düzeyde insanların yargılandığını belirterek buna son verilmesi gerektiğini kaydetti.

TUTUKLANMA TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Müşteki avukatları tutuksuz yargılanan 4 sanığın delil karartma durumlarının bulunduğunu ve halen TCDD görevlerinin ve ast üst ilişkisinin sürdüğünü belirterek tutuklanmalarını talep etti. Sanık avukatları ile mahkeme savcısı tutuklanma taleplerinin reddedilmesini yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti oy birliğiyle sanıkların tutuklanma taleplerini reddedip, duruşmayı yarına erteledi.