CHP ithal ayakkabı konusunu meclise taşıdı

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, TBMM Başkanlığı'na asbestin insan sağlığını bozucu etkileri ve ithal ayakkabılar ile ilgili olarak iki araştırma önergesi sundu.

DHA

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, TBMM Başkanlığı'na asbestin insan sağlığını bozucu etkileri ve ithal ayakkabılar ile ilgili olarak iki araştırma önergesi sundu. İthal ayakkabı ile ilgili sunduğu araştırma önergesinde Gök, gerekçe olarak "Gerek Gümrükte yaşanan gelişmeler, gerekse ithal edilen ayakkabıların bulunamayışı, imha edilip edilmedikleri konusunun açıklığa kavuşturulmamış olması, kamuoyunda kuşku ve endişelerin yoğunlaşmış olması ile Gümrük ve Tekel Bakanı tarafından yapılan açıklamalar bu konunun bir Meclis Araştırması ile açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğunu göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Asbestin insan sağlığına olumsuz etkileriyle tanındığını savunan Gök, konu ile ilgili araştırma önergesinde gerekçe olarak, "Yoğun kullanılma alanı bulan asbest, akciğer zarının (plevra) malign tümörü olan mezotelyoma ve akciğer kanserine doğrudan neden olabilmekte ve kalıcı fonksiyonel kayıplara yola açan akciğer ve akciğer zarında kalıcı hasarlara yol açabilmektedir. Gelecek 30 yıl boyunca gelişmiş ülkelerde endüstriyel asbest temasına bağlı olarak 500.000 kişinin kanser gelişmesi sonucu hayatını kaybedeceğine ilişkin yüksek olasılık nedeniyle büyük endişe yaşanmaktadır" açıklamasında bulundu.

'ÇALIŞANLAR 30-40 YIL BOYUNCA ASBESTLE TEMAS EDECEKLER'

Türkiye'de de asbest temasının önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Gök, önergesinde "Gelişmiş ülkelerden çok farklı şekilde, Türkiye'de asbest teması endüstriyel alanların yanı sıra ve çoğunlukla kırsal alanda gerçekleşmekte olup, ilgili hastalıklar da kırsal alan kökenli kişilerde daha sık yaşanmaktadır. Türkiye'de, 1983-1993 yılları arasında 310.748 ton, 1993 - 1995 yıllarında 60.691 ton, 1995 - 2005 yılları arasında 100.300 ton olmak üzere, son 30 yılda, en az 471.000 ton asbest ithalatı yapılmıştır. Üretim ise bu rakamın yaklaşık % 10'u kadardır. Dolayısıyla 1983 yılından, asbest kullanımının tam yasaklandığı 2010 yılına değin kullanılmış bulunan 500.000 ton asbest hastalık için büyük bir potansiyeldir. Bu miktarın kullanıldığı ürünler ile ilgili çalışanlar en az önümüzdeki 30-40 yıl boyunca asbest ile temas edeceklerdir."

'ESKİ AYAKKABILARIN İTHALATI YAPILAN AYAKKABILARLA AYNI MARKA OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR' 

İstanbul Gümrüklerinde faaliyet gösteren bir firmanın antreposundaki ithal ayakkabılarda azor adlı kanserojen madde bulunduğunu ve ayakkabıların imha edilmesinin sağlanamadığını kaydeden Gök, açıklamasını şöyle sürdürdü: 

"İmha işlemi için gereken onay kapsamında tesise gelen gümrük yetkilileri kanserojen madde içeren ayakkabıların tespitini yapmak için kolileri kontrol ederlerken açtıkları kolilerde karşılaştıkları ayakkabıların, imhasına karar verilen gerçek ayakkabılar olmadığını, piyasadan iade alınan kullanılmış, eski ve yırtık ayakkabılar olduğunu fark etmişlerdir. İncelemeyi derinleştiren imha ekibinin yaptığı ayrıntılı inceleme sonunda eski ve yırtık ayakkabıların, ithalatı yapılan ayakkabılarla aynı marka olduğu anlaşılmıştır. Bu saptamadan sonra, keyfiyet hem İstanbul Gümrükleri'nde hem de Ankara'da yetkililere bildirilmiş ve TIR'ların yükü ile ilgili işlem yapılmayarak TIR'lar yeniden Erenköy Gümrük Müdürlüğü'ne getirilmiştir."

'İTHAL AYAKKABILARIN BULUNAMAYIŞI KONUNUN AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMASININ ZORUNLU OLDUĞUNU GÖSTERMEKTE'

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin de piyasaya binlerce zehirli ayakkabı sürüldüğü iddialarını doğruladığını hatırlatan CHP'li Gök, "Bakanın bu sözleri büyük bir panik yaşanmasına neden olmuş bulunmaktadır. Ayağında yaralar oluşan Esra Cevher adında 18 yaşındaki bir kız, kanserojen madde içerdiği belirtilen ayakkabılardan birçok markayı bünyesinde satan bir mağazadan aldığını ifade ederek doktorunun rahatsızlık nedeni olarak ayakkabıları gösterdiğini belirtmiştir. Gerek Gümrükte yaşanan gelişmeler, gerekse ithal edilen ayakkabıların bulunamayışı, imha edilip edilmedikleri konusunun açıklığa kavuşturulmamış olması, kamuoyunda kuşku ve endişelerin yoğunlaşmış olması ile Gümrük ve Tekel Bakanı tarafından yapılan açıklamalar bu konunun bir Meclis Araştırması ile açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğunu göstermektedir" ifadelerini kullandı.