ÇEVİRİ | Aleksandra Kollontay: 8 Mart neden ve nasıl örgütlendi?

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, 1917 Ekim Devrimi'nin öncülerinden Aleksandra Kollontay'ın 1920 yılında kaleme aldığı bir 8 Mart yazısının çevirisine yer veriyoruz: Militan bir kutlama...

Çeviri: Eren Karaca

Aleksandra Kollontay - 1920

Militan bir kutlama

Kadınlar Günü ya da Emekçi Kadınlar Günü, uluslararası bir dayanışma günüdür; proleter kadınların gücünü ve örgütlülüğünü yeniden değerlendirme günüdür.

Ancak yalnız kadınlara özgü bir gün değildir. 8 Mart, işçiler ve köylüler, tüm Rus işçileri ve tüm dünya işçileri için tarihi ve unutulmaz bir gündür. 1917 yılında bugün, büyük Şubat devrimi gerçekleşti. [2] Bu devrimi başlatan Petrograd'ın işçi kadınlarıydı; Çar ve ortaklarına muhalefet bayrağını kaldırmaya ilk karar verenler onlardı. Bu yüzden emekçi kadınların günü bizim için çifte kutlamadır.

Peki eğer bugün tüm proletarya için bir bayram ise neden “Kadınlar Günü” diyoruz? Neden kadın işçilere ve köylülere yönelik özel kutlamalar ve toplantılar düzenliyoruz? Bu durum işçi sınıfının dayanışmasını ve birliğini bozmaz mı? Bu soruları cevaplamak için, Kadın Günü'nün nasıl gerçekleştiğini ve hangi amaçla örgütlendiğini geçmişe giderek anlamak zorundayız.

Neden ve nasıl örgütlendi?

Kısa bir zaman önce, yani on yıl önce, kadınların eşitliği sorunu ve kadınların erkeklerle birlikte siyasete katılıp katılamayacağı sorusu ateşli bir şekilde tartışılıyordu. Tüm kapitalist ülkelerin işçi sınıfları, işçi kadınların hakları için mücadele etti. Burjuvazi bu hakları kabul etmek istemedi. İşçi sınıfının parlamentodaki ağırlığını güçlendirmek burjuvazinin çıkarına değildi; her ülkede işçi kadınlara hak tanıyan yasaların kabul edilmesini engellediler.

Kuzey Amerika'daki sosyalistler, oy hakkı taleplerinde ısrarcıydılar. ABD’nin kadın sosyalistleri 28 Şubat 1909’da, emekçi kadınlar için siyasi haklar talep ederek, tüm ülke genelinde büyük gösteriler ve toplantılar düzenlediler. Bu gün, ilk “Kadın Günü” oldu. Bir kadın günü örgütleme girişimi Amerika'nın emekçi kadınlarına aittir.

1910'da, İkinci Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Clara Zetkin, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü belirleme konusunu gündeme getirdi. Konferans, her yıl, her ülkede, aynı günde “kadınlar için oy hakkı sosyalizm mücadelesinde gücümüzü birleştirecek” sloganı altında bir “Kadınlar Günü” kutlanması gerektiği kararına vardı.

Bu yıllarda, parlamentonun daha demokratik hale getirilmesi, yani oy hakkının genişletilmesi ve oy hakkının kadınlara da verilmesi sorunu çok önemli bir konuydu. Birinci dünya savaşından önce bile, işçiler Rusya hariç tüm burjuva ülkelerde oy kullanma hakkına sahipti. Yalnızca akli dengesi yerinde olmayanlar ve kadınlar bu hakka sahip değildi. Ancak aynı zamanda, kapitalizmin acı gerçekleri kadınların ülke ekonomisine katılımını gerektiriyordu. Her yıl fabrikalarda ve atölyelerde ya da hizmetçi ve gündelikçi olarak çalışmak zorunda kalan kadın sayısında artış oluyordu. Kadınlar erkeklerle birlikte çalışıyordu ve ülkenin zenginliği kadınların elleriyle artıyordu. Ancak kadınlar oy kullanma hakkından mahrumdu.

Ancak savaştan önceki son yıllarda, fiyatlardaki artış en barışçıl ev kadınların bile siyasete ilgi duymasına ve burjuvazinin yağma ekonomisine karşı yüksek sesle protestoya katılmalarına neden oldu. “Ev kadınları ayaklanmaları” gittikçe sıklaştı ve Avusturya, İngiltere, Fransa ve Almanya'da farklı zamanlarda alevlendi.

Çalışan kadınlar pazardaki tezgahları kırmanın ya da tüccarı tehdit etmenin yeterli olmadığını anladılar: Bu tür bir eylemin yaşam maliyetini düşürmediğini fark etmişlerdi. Hükümetin politikasını değiştirmek zorundalardı. Ve bunu başarmak için işçi sınıfı, oy hakkının genişletildiğini görmek zorundaydı.

Çalışan kadınların oy kullanması için bir mücadele biçimi olarak her ülkede bir Kadın Günü olması kararlaştırıldı. Bu gün, ortak hedeflere yönelik mücadelede uluslararası dayanışma günü ve sosyalizm başlığı altında emekçi kadınların örgütlü gücünü yeniden gözden geçirme günü olacaktı.

İlk uluslararası kadınlar günü

İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Kongresinde alınan karar kağıt üzerinde bırakılmadı. İlk Uluslararası Kadınlar Günü'nün 19 Mart 1911'de yapılmasına karar verildi.

Bu öylesine seçilmiş bir tarih değildi. Alman yoldaşlarımız bugünü Alman proletaryası için tarihi öneme sahip bir gün olduğu için seçtiler. 1848 devrim yılının 19 Mart günü, Prusya kralı silahlanmış halkın gücünü ilk kez tanımış, proleter bir ayaklanma tehdidi karşısında boyun eğmişti. Verdiği ama sonrasında asla tutmadığı sözler arasında, kadınların oy hakkının tanınması da vardı.

(...)

İlk Uluslararası Kadınlar Günü, 1911 yılında gerçekleşti. Emekçi Kadınlar Günü’nde Almanya ve Avusturya köpürüp coşan bir kadınlar denizi oldu. Her yerde toplantılar organize edilmişti, küçük kasabalarda ve hatta köylerde bile kadınlar salonları o kadar çok doldurmuşlardı ki erkek işçilerden yerlerini kadınlara vermeleri istendi.

Bu emekçi kadınların ilk militan gösterisiydi. Erkekler bir değişiklik yapıp çocuklarıyla birlikte evde kaldılar ve eşleri, evden çıkmayan o kadınlar toplantılara gitti. 30 bin kişinin yer aldığı en büyük sokak gösterilerinde polis göstericilerin pankartlarını kaldırmaya çalıştı; kadın işçiler direndi. Ardından gelen itiş kakışta meclisteki sosyalist temsilcilerin sayesinde kan dökülmesi engellendi.

1913’te Uluslararası Kadınlar Günü 8 Mart olarak değiştirildi. Bu gün, emekçi kadınların militan günü olarak kaldı.

(...)

Emperyalist savaşta uluslararası kadınlar günü

Birinci Dünya Savaşı başlamıştı. Her ülkede işçi sınıfı savaşın kanıyla boyanmıştı. 1915 ve 1916’da ‘Emekçi Kadınlar Günü’ yurtdışında zayıf geçti –Rus Bolşevik Parti’nin görüşlerini paylaşan sol kanattaki sosyalist kadınlar 8 Mart’ı emekçi kadınların savaş karşıtı bir gösterisine dönüştürmeye çalıştılar. Ancak Almanya’da ve diğer ülkelerde sosyalist partiye ihanet edenler, sosyalist kadınların toplantılar örgütlemesine izin vermeyeceklerdi; emekçi kadınların, burjuvaziye karşı uluslararası dayanışma güçlerini göstermek için düzenledikleri etkinliklere katılacak olan sosyalist kadınlara pasaport verilmedi, kadınların tarafsız ülkelere girişi engellendi.

1915’te Kadınlar Günü’nde uluslararası bir gösteri düzenleyebilen tek ülke Norveç’ti. Rusya’dan ve tarafsız ülkelerden temsilciler de gösteriye katıldı. Çarlık iktidarı ve silahlı makinesi yüzünden Rusya’da bir Kadınlar Günü örgütlemek düşünülemiyordu.

Ve büyük 1917 yılı geldi. Açlık, soğuk ve savaş mahkemeleri, Rusyalı işçi ve köylü kadınların sabrını taşırmıştı. 1917 8 Martı’nda (23 Şubat), Emekçi Kadınlar Günü’nde, kimisi işçi kimisi asker eşi kadınlar “Çocuklarımız için ekmek” ve “Kocalarımız siperlerden geri dönsün” talepleriyle cesurca Petrograd sokaklarına çıktılar. Bu belirleyici bir an oldu; emekçi kadınların protestoları öylesine bir tehdit oluşturmuştu ki Çar’ın kolluk güçleri ayaklananlara karşı her zamanki önlemleri almaya cesaret edemediler, halkın öfkesine şaşkınlıkla bakakaldılar.

1917 Emekçi Kadınlar Günü tarihte unutulmaz bir ana dönüştü. Rus kadınlar o gün proleter devrimin meşalesini yükseltip dünyayı ateşe verdiler. Şubat Devrimi işte o gün başladı.