'Bu af yasası tüm yargı kararlarını gayrimeşru hale getirir'

Af yasa tasarısının detayları belli olmaya başlarken, tasarı kapsamına giren ve girmeyen suçlar da kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Murat Aydın af tasarısına ilişkin değerlendirmelerini soL'a anlattı.

Ahmet Çınar

Türkiye TBMM'ye sunulan af yasa tasarısını tartışıyor. Cezaevindeki hükümlü ve tutuklular ile yakınlarının yanı sıra siyasi çevrelerde de bu af tasarısının yasalaşması halinde doğuracağı sonuçlar ele alınıyor.

Tasarı ilginç ve tartışmalı sınırlar barındırıyor. Kamuoyunun vicdanını yaralayacak bir dizi düzenlemeler öngörüyor. 

İzmir Karşıyaka 7. Aslye Ceza Hakimliği yaparken, "Cumhurbaşkanına hakaret suçunun anayasaya aykırı olduğunu" savununca görev yeri değiştirilen ve Trabzon 3. Asliye Ceza Hakimliği görevine getirilen Murat Aydın, gündemdeki af tasarısını soL'a değerlendirdi. 

Af tasarısının detayları belli olmaya başladı. Tartışılıyor. Siz de bir hukukçu, bir hakim olarak değerlendirmelerde bulunmuş olmalısınız. Bizimle paylaşır mısınız? Bu tasarı nasıl bir tasarı? 

Şöyle bir durum var. Kader mahkumları, "FETÖ"cü hakimlerin mağdurları gibi gösteriliyor ya, tamam öyle olabilirler, öyle olanlar olabilir tamam. Eğer siyasi partiler af çıkararak hükümlü, tutuklu ve bunların yakınlarında oy devşirmeyi bekliyorsa, bu affa karşı çıkanlar da af nedeniyle kaybedilecek oyları gösterir. Elbette siyasi partiler oy alma kaygısıyla hareket ediyor olabilir, o zaman bu yaptıklarının onlara oy kaybettireceğini de görmeleri gerekir. Şunu demek istiyorum. Eğer böyle bir düzenlemeyle affa karşıysanız, neden karşı olduğu açıklanmalı ve bu affın yaratacağı sonuçlar da tartışılmalı. Toplum gördüğü sonuçları doğru buluyorsa, o zaman destekler. 

Ne gibi sorunlar barındırıyor bu af tasarısı? 

Birinci sorun şu: Bu bir af kanunu mu? Bu soruyu sormak lazım.

'BU TASARI CEZAYI ORTADAN KALDIRMIYOR, SADECE KİŞİYİ CEZAEVİNDEN ÇIKARIYOR'

Neden bu soruyu soruyorsunuz?

Çünkü eğer bu bir af kanunuysa, bunun Meclis'ten geçmesi için nitelikli çoğunluk olan 360 oya ihtiyacı var. Eğer bu bir afsa, anayasa gereğince özel af kapsamındaysa, çünkü Türk Ceza Kanunun cezanın kısmen kaldırılmasını da özel af olarak tanımlıyor, eğer öyleyse o zaman Meclis'ten nitelikli çoğunlukla yani beşte üç çoğunlukla geçmesi lazım. İkincisi, bu tasarının genel gerekçesinde deniyor ki, yargı sistemin içindeki "FETÖ"cü yapılanmanın yarattığı bir mağduriyet vardır. Bunu bir gerekçe olarak koyuyor. Bu yaklaşım, bütün yargı kararlarının meşruiyetini ortadan kaldıran bir yaklaşım olur. Eğer "FETÖ"cü hakim ve savcılar hukuka aykırı bir şekilde hüküm kurmuşlar ve bu anlamda yargı kirletilmişse, o zaman yapılması gereken bu cezaların tümüyle ortadan kaldırılmasıdır. Tüm sonuçlarıyla ortada kaldırılmasıdır. Verilen kararları haksız, hukuk dışı, kötü niyetli ve kasıtlı kabul edip sonra da cezaların infazında şartlı tahliyeye giderseniz, şöyle bir durum ortaya çıkar: Örneğin bu tasarı beş yıllık bir cezada indirim öngörüyor. Hukuka aykırı bir şekilde 20 yıl ceza alan kişi, kalan kısmı çekmeye devam edecek. Bu karar hukuka aykırıysa, haksızsa, meşru değilse kalan cezayı niye çekmeye devam ediyor? Veya kişi tahliye oldu, sonra küçük bir suç işledi, tekrar geri dönecek cezayı çekmek için. Bu karar haksızsa, meşru değilse, niye cezaevine geri dönüp cezayı çekmeye devam edecek?

Ayrıca af taslağına göre, kişi cezaevinden tahliye edildikten sonra da almış olduğu cezanın sonuçlarını çekmeye devam edecek: Çünkü bu taslak cezayı ortadan kaldırmıyor, cezaevinde geçireceği süreyi dışarda geçirmesini sağlıyor. Mesela bir kişi "FETÖ" yapılanmasındaki hakimlerin haksız kararlarıyla ceza almışsa, bu kişi memur olamamaya devam edecek örneğin. Cezaevinden çıkacak ama cezanın sonuçlarını çekmeye devam edecek. Eğer siyasi otorite "FETÖ" yapılanmasındaki mağdurların mağduriyetini ortadan kaldırmak istiyorsa, o zaman cezaları ortadan kaldırmalıdır. "FETÖ"cü hakimlerine verdiği cezaları tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırmalıdır. Bu da bir genel aftır. 

'FETÖ'CÜ HAKİMLER İLE OLMAYAN HAKİMLERİN VERDİKLERİ CEZALARI NASIL AYIRACAKLAR?'

Eşitlik ilkesine aykırı bir tasarı mı diyorsunuz?

Yok yok, eşitlik meselesine girmeden önce başka bir şey söylüyorum, çok daha kritik bir şey... Teklifi sunanların genel gerekçesine işaret ediyorum. Deniyor ki: Bir dönem yargı "FETÖ" mensubu savcı ve hakimlerin elinde bir araç haline getirilmişti ve bunlar insanlara haksız ve hukuka aykırı cezalar veriyordu, bunu gidermek için bu af tasarısını öneriyoruz... Böyle diyorlar... Ben de diyorum ki: Eğer bu cezalar haksız, hukuka aykırı ve gayrimeşru ise o zaman bu cezaları tamamen ve tüm sonuçlarıyla kaldırmanız gerekir. Tasarı şu andaki haliyle bu cezaları ortadan kaldırmıyor, sadece kişiyi cezaevinden çıkarıyor. Mesela o kişi bir suç işlerse tekrar girecek ve o cezayı, yani haksız olduğu iddia edilen cezayı çekmeye devam edecek. Ayrıca cezanın tek sonucu cezaevinde kalmak değil ki... Cezanın başka sonuçları da var: Memur olamaz vesaire gibi... Yani tasarının gerekçesi ile tasarı metni arasında böyle çelişkiler var. Eğer bu cezalar gayrimeşru ise bunları tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırmanız gerekir. İşin bir de başka bir boyutu var: "FETÖ" mensubu olmayan hakimler vardı görevde, onların verdiği pek çok ceza da var; onları nasıl ayıracaksınız? Yok ki öyle bir mekanizma... Şu an olan şu: Yasama organı TBMM, bütün yargı kararlarının gayrimeşru olabileceği konusunda bir gerekçe ortaya koyuyor. 

'BU TASARIYLA TBMM TÜM YARGI KARARLARINI TARTIŞMAYA AÇMIŞ OLUYOR'

Bu nasıl bir sonuç doğurur?

Bütün yargı kararlarının, bütün Yargıtay kararlarının gayrimeşru, hukuka aykırı ve haksız olabileceği öngörüsünden hareketle, tüm kararlar tartışmaya açılmış oluyor. Üstelik tartışmaya açılan kararlar sadece sadece "FETÖ/PYD" döneminden değil, af tasarısında "19 Mayıs 2018'den önceki kararlar" deniyor. Yani milat olarak 17-25 Aralık 2013 falan konulmamış, 19 Mayıs 2018 konulmuş. 17-25 Aralık'tan sonraki dönemi de dahil ediyorlar buna.... Bu şu anlama gelir: TBMM, bütün yargı sisteminin meşruiyetini tartışmaya açıyor demek ki... Bu çok riskli bir yaklaşım... 

'BİR KİŞİYE EZİYET EDEN AFFEDİLMİYOR, KİŞİNİN KOLUNU VE KULAĞINI KOPARAN AFFEDİLİYOR'

Ne yapmak gerekir peki?

Burada sorun şu: Adil bir yargılama sistemi oluşturup etkin bir ceza sistemi kurarsınız... Geçmişe sünger çekmek için de bir genel af ilan edebilirsiniz... Ama bu tasarıda böyle bir durum yok. İkircikli, flu, sınırları belirsiz bir tasarıyla karşı karşıyayız. 

İkinci sorun da şu: Neyi kapsama alıp neyi kapsama almayacağı konusundaki belirsizlikler. Size bir örnek vereyim: TCK 96'ncı maddede düzenlenmiş eziyet suçu. Kişiye eziyet etmek. İki yıldan beş yıla kadar ceza öngörülüyor. Örneğin kişiyi soğukta tutmak, aç bırakmak gibi... Bu ceza af kapsamında değil.  Bu suçu işleyen kişi indirimden yararlanamıyor. Ama bir kişiye eziyet etmek yerine kulağını koparırsanız, o zaman yararlanıyorsunuz bu aftan. Yani nitelikli yaralarsanız, hayati tehlike geçirtecek şekilde yaralarsanız af kapsamına giriyorsunuz; kolunu, kulağını koparırsanız, TCK 87'nci maddesine giriyor, aftan yararlanabiliyorsunuz.

Başka bir örnek: Biz daha iki üç yıl önce uyuşturucu suçlarının cezasını artırdık, uyuşturucu ticaretiyle ciddi şekilde mücadele edeceğimizi söyledik. Bu konuda siyasi söylemler vardı. Ama şu anda uyuşturucu tüccarları da bu aftan yararlanabiliyor...

'SOMA, ALADAĞ, İŞ KAZASI SANIKLARI YARARLANABİLİYOR'

Bir örnek daha: Göçmen kaçakçıları yararlanabiliyor bu aftan, insan ticareti yapanlar yararlanabiliyor. Taksirle birden fazla insanın ölümüne neden olanlar, yani Soma sanıkları, Aladağ yurt yangını sanıkları, bütün iş kazalarının sanıkları, hepsi bu aftan yararlanabiliyor.

Benim bir hukukçu olarak meselem şu: Toplum bunu doğru buluyorsa, buna destek vermeli, bunda bir sorun yok. Ama toplum bunu görmeli, tartışmalı, desteğini açıklamalı. Karartma yapmanın anlamı yok. Uzun, hukuki, felsefi laflar yerine, somut vurgularla bu af tasarısını topluma açıklamak lazım. 

Eşitlik ilkesine aykırı mı bu taslak?

İşte bu yüzden eşitlik ilkesine aykırı. Neden aykırı? Eziyeti kapsam dışında tutup nitelikli yaralamayı af kapsamına alırsanız, bu eşitlik ilkesine elbette aykırı olur. Anayasa Mahkemesi benzer davalarda kararlarını koydu ortaya zaten. Diyor ki Anayasa Mahkemesi: Yasa koyucu bu anlamda takdirini kullanır elbette ama bunun elverişli, gerekli ve orantılı olması gerekir. Suç ve cezayı belirleme yetkisi kanun koyucuya aittir, yasamaya aittir ama bunu hukuk devleti ilkesinin gereğince ölçülü biçimde kullanmalıdır diyor Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi vaktiyle "Rahşan affı" diye bilinen afta yaptığı iptallerle, 1974 Ecevit affındaki iptallerle bu ölçüyü ortaya koydu. Dedi ki: Birini kapsam içinde birini kapsam dışında tutabilirsin ama bunun nedenlerini ortaya koymalısın ve bu nedenler hukuk devletine yaraşır olmalıdır. Anayasa Mahkemesi böyle diyor.

'ZİMMET, İRTİKAP, RÜŞVET, İHALEYE FESAT SANIKLARI DA YARARLANABİLECEK'

Anayasa Mahkemesi iptal edebilir mi bu affı?  

Anayasa Mahkemesi'nin önüne giderse bu af kararı, zaten tartışacak mecburen. Bakın başka bir örnek vereyim, bir kadın yolda laf atmak, cinsel tacizde bulunmak af kapsamı dışında. Ama gebe kadını kasten yaralayıp bu yaralama sonucu bebeğinin düşmesine neden olursanız aftan yararlanıyorsunuz. Şimdi bu af kanunu kadını koruyor mu, korumuyor mu?

Şunu demek istiyorum: Kanun koyucu bir iradeyi ortaya koyarken bir gerekçe sunabilir. Bu gerekçesinin yerindeliğini tartışabiliriz toplum olarak. Ama bu af tasarısında bir gerekçe, bir neden ortaya koyulmamış.

Bir kritik nokta daha var. Kapsam dışında olduğu söylenen suçların büyük çoğunluğunun uygulaması yok denecek kadar az. Af kapsamı dışında kalan üç önemli ve ağır suç var: Öldürme suçları, cinsel suçlar ve terör suçları. Bu üçünün dışında kalan kapsam dışı suçlarla ilgili dosya sayısı çok azdır zaten...

Zimmet, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma suçlarının hepsi af kapsamında örneğin... Şimdi biz yolsuzlukla mücadele edecek miyiz etmeyecek miyiz, buna karar vermek lazım. Başka bir örnek: Göçmen kaçakçılığı. Ülkemizde bir göçmen sorunu var değil mi? Göçmen kaçakçıları da aftan yararlanabiliyor örneğin...