Bir AKP klasiği: Dün dündür, bugün bugündür...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyorsa onu yazan, ne söylüyorsa ona göre konum olan AKP'li yazarların çoğu, dünkü erken seçim kararı sonrası bir kez daha ters köşe oldular. Bugüne kadar erken seçim talebini 'erken seçim lobicileri', 'Erdoğan erken seçim lobisini yendi' sözleriyle karşılayanlar, dünkü karar sonra 'tam isabet' yazıları kaleme aldılar. İşte o isimlerden…

Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmenin ardından 24 Haziran'da erken seçime gidileceğini açıkladı.

Erdoğan'ın açıkladığı bu tarih, erken seçimden ziyade baskın seçim tepkilerine neden olurken, iki gün içinde alınan bu karara AKP'li yazarlar anında ayak uydurdular.

Bugüne kadar ısrarla "seçim zamanında yapılacak" diyen Erdoğan'a destek için erken seçim isteyenleri hedef alan AKP'li kalemler, bugün U dönüşü yaptılar.

İşte o isimlerin bugünkü yazıları ve konuya ilişkin "yeni" değerlendirmeleri:

ABDULKADİR SELVİ: ERKEN SEÇİM KARARI NASIL ALINDI?

Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin 2 bölümden oluştuğunu söylemek mümkün. Görüşmenin başında Bahçeli erken seçimle ilgili gerekçelerini sıralıyor. Cumhur ittifakına zarar vermeye yönelik tertiplerden söz ediyor. Cumhurbaşkanı gerekçeleri haklı buluyor. O nedenle görüşmenin başında erken seçim kararı alınıyor, ikinci bölümde ise seçim tarihi konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan her defasında seçimlerin zamanında yapılmasını istiyordu. “Seçim meçim yok” diyerek erken seçime karşı çıkıyordu. Peki ne oldu da 3 ay içinde seçimlere gidilmesi kararı alındı?

26 Ağustos’un hac mevsimine denk gelmesi ve uzun Kurban Bayramı tatili olması nedeniyle doğru bir tarih olmadığı belirtiliyor. Seçimlerin sonbahara bırakılmasını savunanlar 16 Eylül’ü öneriyor, yaz tatili başlamadan seçimlere gidilmesini isteyenler ise 24 Haziran’ı teklif ediyor. Bir öneri de 22 Temmuz olarak geliyor. Cumhurbaşkanı bu işi daha fazla uzatmamak gerektiğini söylüyor, ”Madem seçim olacak, hemen olsun” diyor. 24 Haziran tarihini daire içine alıyor. Görüşme sırasında Bahçeli’ye de bu tarihi öneriyor. Bahçeli’nin tarihi kabul etmesi üzerine görüşme beklenenden kısa sürüyor.

Yazının tamamı

İBRAHİM KARAGÜL: SEÇİM KARARI ÜLKEMİZİ KURTARDI

Türkiye bu seçim kararını almak zorundaydı. Mümkün olan en yakın tarihi belirlemek zorundaydı. Bir an önce seçim meselesini gündeminden çıkarmak zorundaydı. İç politik meselelere takılıp kalma tehlikesinden uzaklaşmak zorundaydı. Yeni sisteme bir an önce geçmek, geçişi geciktirmemek, içeride doğacak boşlukların önünü almak zorundaydı.

İçeriden ve dışarıdan operasyon aralıklarını kapatmak zorundaydı. Bütün belirsizlikleri gidermek, devletin merkez iktidar alanını güçlendirmek, toplumsal dinamizmini korumak, “muhalefet” adı altında yeni “çokuluslu müdahaleler”in önünü kapatmak zorundaydı. “Olağanüstü” gelişmelere karşı “olağanüstü” kararlar alma kabiliyetini artırmak zorundaydı.

2019 seçimlerinin 24 Haziran’a alınmasının iç politik kaygılarla, seçimin muhtemel sonuçlarıyla alakası yoktur. Tamamen milli güvenlik meselelerine göre bir karar verilmiştir ve son derece akıllıca, son derece sorumluluk duygusu içinde, çok büyük hesaplar göz önüne alınarak Türkiye’nin siyasi geleceğini biçimlendirecek, belirleyecek bir karara varılmıştır.

AHMET KEKEÇ: FIRILDAK AKP'LİLER

Normal zamanlarda olsaydık, seçimleri zamanında ve kendi takvimi içinde yapmaya özen gösteren, bunu neredeyse “şaşmaz ilke” haline getirmiş AK Parti’nin kendi ilkesiyle çeliştiğini söyleyebilirdik. Nihayetinde “sistem” belliydi... Ama 16 Nisan referandumu farklı bir tablo çıkardı ortaya. Resmen “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”ne geçildi, “partili Cumhurbaşkanı” uygulamasına dönüldü ama (uyumlu bir hükümet olsa da)“yetki” Cumhurbaşkanı ve “icra heyeti” arasında üleştirildiği için, ortaya bir “belirsizlik”çıktı. 

Buna, Meclis’in hâlâ eski dönem statüsüne uygun çalışmasını da eklerseniz, “belirsizliğin” (muhtemel) ağır faturası daha iyi anlaşılacaktır. (“Vakit kaybı” da bir faturadır.)

Bu belirsizlikle iki yıl daha devam edilemez miydi? 

Dış siyasi konjonktür uygun olsaydı, evet... Ama “ülkemizin karşı karşıya bırakıldığı fotoğraf” buna izin vermiyor. 

Hele, “Cumhur ittifakı”nı parçalamaya dönük, AK Parti içinde de partnerler bulan çalışmaların (sinsi faaliyetlerin) hız kazandığı bir böylesine “netameli” bir dönemde... 

Ki, kimi fırıldak AKP’lilerin, eski sisteme dönülmesi konusunda CHP ve sair odaklarla gizli bir mutabakat içinde oldukları sır değil... 

Hülasa, erken seçim, zarureten “çok erken seçim”e dönüşmüş durumda. 

OKAN MÜDERRİSOĞLU: EN ÖNEMLİ HUSUS...

Bahçeli'nin gerekçeleri iyi kötü bilindiğine göre, "Cumhurbaşkanı Erdoğan erken seçimi nasıl formüle etmiş oldu?"
En önemli husus, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devam etmekte olan eski sistemin çelişkileri ve giderek yeni sistemin altının oyulmasına dönük siyasi faaliyetlerin artması idi.
Ayrıca... Ekonomi üzerindeki "yüksek faiz-yüksek kur baskısı" da bir diğer faktör oldu.
Nihayet... Terörle içeride ve dışarıda mücadele için güçlü siyasi liderliğin güven tazelemesi gereği de ağır bastı.