Suriye konusundaki fikir anlaşmazlığı karşılıklı açıklamalarla kamuoyu önünde de devam eden ABD ve Türkiye açısından bugün önemli bir ziyaret gerçekleşti. IŞİD'in büyümesinden Türkiye'yi sorumlu tutan açıklamaları nedeniyle Erdoğan'ın tepkisini çeken ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün biraraya geldi.
Basın toplantısının ardından karşılıklı iltifatlar ve Türkiye-ABD işbirliğinin önemine yapılan vurgular dikkat çekerken, uzun aradan sonra verilen bu yakın görüntünün bozulma ihtimaline karşı basın toplantısında soru kabul edilmedi.
İki heyetin toplantısı 1,5 saat planlanmasına rağmen 4 saate yakın sürdü. Yapılan açıklamalarda müttefiklik konusunda ısrarlı vurgulara rağmen, ihtilaf başlıklarına girilmemesi dikkat çekti.
"İLİŞKİLERİMİZ HER ZAMANKİNDEN GÜÇLÜ"
Basın toplantısında konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Birinci derecede, Suriye ve Irak'ta gelişmeler ile 'DEAŞ' (IŞİD) tehtidi konusunda etraflıca görüşme imkanımız oldu. Gündemde ön planda olan meselelere ilaveten bazı bölgesel ve küresel konuları da değerlendirme fırsatımız oldu. ABD ile fikir birliği içinde olduğumuzu gördüğümüzü memnuniyetle ifade etmek isterim. En önemlisi iki NATO müttefiki olarak birbirimizin savunma ve güvenliğine olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Sayın Biden'ın heyetiyle, eşiyle birlikte yaptığı bu ziyaretin sonucunun bereketli olacağına inanıyorum. Bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğin korunması için ABD ile işbirliğimizi derinleştirerek, daha da etkin kılmaya kararlıyız. Bugünkü görüşmelerimiz bu bakımdan çok çok önemlidir. En üst düzeydeki temaslarımız aynı yoğunlukta devam edecektir.
ABD ile ilişkilerimiz, ortak değerler ve müşterek menfaatler temelinde karşılıklı saygıya dayalı biçimde günün stratejik şartlarına da uyum sağlayarak gelişiyor. Türkiye-ABD ilişkilerimizin bugün her zamankinden daha kapsamlı ve güçlü olduğuna inanıyorum."
"SURİYE'Yİ KONUŞTUK"
Erdoğan'ın ardından açıklama yapan Joe Biden'ın sözlerinden öne çıkanlar şu şekilde:
"Neredeyse dört saat süren bir toplantımız oldu. Suriye konusunda siyasi geçiş sürecini gerçekleştirmek üzerine konuştuk. Türkiye, Suriye'de olanlardan dolayı ağır bir insancıl yükü taşımaktadır. Türk hükümeti ve halkı 1,6 milyon mülteciye kucak açmış durumda.
Atacağımız ortak adımlardan bahsettik. Kıbrıs konusunu da ele aldık. Ben Ada'yı ziyaret eden en kıdemli ABD'li yetkili oldum. Amerika, BM liderliğindeki, adanın, iki toplumun, iki bölgeli bir federasyon olarak birleştirilmesi konusunda çabaları desteklemektedir. Bugün eğer siyasi irade varsa Türkiye de dahil, hem bölgede hem de adadaki tüm halkın çıkarına uygun olacak bir çözüm için bir potansiyel vardır. Bunun gerçekleşmesi için gerginliğin düşürülmesi ve müzakere masasına dönülmesine odaklanmak gerekmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı'na misafirperverliği için, ülkem adına da dostluğunuz için teşekkür ediyorum."
HEYETTE KİMLER VARDI?
Türkiye'nin heyetinde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı başdanışmanları Mustafa Varank ve Savaş Barkçin, Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı Ahmet Yıldız, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Savunma Bakanlığı Müsteşarı Sezai Bostancı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ümit Yalçın, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç vardı.
ABD heyetinde, ABD Başkan Yardımcısı Ulusal Güvenlik Danışmanı Colin Kahl, ABD Başkan Yardımcısı Avrupa ve Avrasya Özel Danışmanı Mike Carpenter, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Toria Nuland, Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Derek Chollet, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Enerji İşleri Özel Temsilci Vekili Amos Hochstein, Dışişleri Bakanlığı IŞİD'le Mücadele Koalisyonu Başkan Özel Temsilci Vekili Brett McGurk, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Kıdemli Direktörü Charlie Kupchan ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass bulundu.