Avrupa Sürgünler Meclisi: Sürgünler dönebilsin, hasta tutuklular serbest bırakılsın

Avrupa Sürgünler Meclisi, 12 Eylül ile beraber Avrupa'da sürgün yaşamak zorunda kalanların ülkeye dönebilmesini ve hasta tutukluların serbest bırakılmasını talep eden bir çağrı yayımladı.

Berlin

Kısa bir süre önce 2. Olağan Kongresi’ni tamamlayan Avrupa Sürgünler Meclisi, 12 Eylül kararlarıyla Avrupa’da sürgün yaşamına mecbur bırakılan çok sayıda Türkiyelinin ülkeye dönüş yolunun açılması çağrısında bulundu. 12 Eylül hukukunun Avrupa’daki Türkiye kökenli birçok insan için hâlâ geçerli olduğunu hatırlatan Avrupa Sürgünler Meclisi Yönetim Kurulu, bir açıklama yayımlayarak Türkiye cezaevlerindeki hasta mahpusların koşulsuz salıverilmesi talebini de dile getirdi. Yönetim Kurulu, kamuoyuna şöyle seslendi:

“Avrupa Sürgünler Meclisi 2. Olağan Kongresinde aldığımız kararlar uyarınca, sürgünlerin özgürce ülkeye dönüşünü ve insan hakları bağlantılı olarak hasta mahpusların serbest bırakılması taleplerini paylaşıyoruz. 12 Eylül cuntasının ve sonraki yılların cuntayı aratmayan baskı ve yok etme politikalarının muhatapları olan bizler, “Avrupa Sürgünler Meclisi” çatısı altında bir araya gelen sürgünler olarak; 12 Eylül sıkıyönetim askeri mahkemelerinin, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin, Özel Yetkili ağır ceza mahkemelerinin ve hukuk dışı kararlar alan tüm mahkemelerin, halen daha geçerli olan kararları nedeniyle ülkemizden uzak tutuluyoruz. Bu kararların geçersiz sayılması ve ülkeye dönüş hakkımızın önündeki engellerin kaldırılması gereğini kamuoyuna duyuruyoruz. Ayrıca İHD raporlarına göre, sayısı 230’u ağır olmak üzere toplam 411’i bulan hasta mahpusların bir an önce, koşulsuz tahliye edilmesi çağrısını yineliyoruz.

DARBE KARŞITLIĞI YALANI

Darbe karşıtlığı adına kullanılan popülist dilin kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan ikiyüzlülüğünü tekrar dile getirmeyi görev biliyoruz. 12 Eylül darbesinin göstermelik yargılamasına rağmen darbe hukuku ve ruhuna bağlılık tartışmasız sürüyor. Askeri vesayeti geriletme propagandası, mevcut iktidarın devlet aygıtının kontrolünü eline tutma amacından öte bir noktayı ifade etmediğini pek çok örnekle kanıtladı. Mevcut iktidar söz konusu hukuk dışı mahkeme kararlarını gündemde tutarken, kırmızı bültenlerle de, sürgünlerin bulundukları ülkelerde yaşamlarına ve demokratik insani haklarına müdahale etmektedir.

SÜRGÜNÜN SONA ERMESİ

Otuz beş yıldır 12 Eylül, ardılı olarak da DGM ve ÖYM’ler gibi siyasi gericiliğin hukuk dışı tüm yargılama kararlarının sonucu olan sürgün sürecinin sona erdirilmesi ülkedeki demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle taşıdığı bütünsellik nedeniyle de ertelenemez bir önem taşımaktadır. Evrensel hukuk ilkelerinin tanımadığı bu hukuk dışı yargı kararlarının geçersiz sayılması ve ülkeye dönüşün önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Bu bizim sürgün kimliğimizin vazgeçilmez bir hakkı, Anadolu halklarının yaşadığı büyük kopuşlara ve Kürt halkıyla savaşa karşı barışın örgütlenmesine de katkının bir Öte yandan iktidar, hasta tutsakları çözüm süreci içinde bir pazarlık malzemesi olarak kullanmaktadır. Hasta tutsakların tüm olgulardan bağımsız derhal serbest bırakılması taleplerine katıldığımızı bildiririz.

ÇAĞRIMIZA KATKI

Bu doğrultuda Avrupa Sürgünler Meclisine gerek Türkiye’den gerekse Avrupa’dan, katkı ve destek sağlamış tüm kurum, kuruluş, kişi ve dostlarımıza, sürgüne zorlama cezasının bir insanlık suçu olarak sürmesine son verme çağrılarımızı yinelediğimizi Tarihsel bir seçim sürecine giren ülkemizin çağdaş, demokrat, insan haklarına duyarlı ve özgürlük mücadelesinin tüm bileşen güçlerinin bu çağrımıza verecekleri desteğe olan güvenimiz tamdır. Süreç boyunca yapacağımız girişim ve taleplerdeki haklılığı savunma çağrımıza güç verecek tüm katkıları selamlıyoruz.

AVRUPA SÜRGÜNLER MECLİSİ

Rat der ExilantInnen in Europa e. V."