Ataması yapılmayan öğretmen şehir hastanesi inşaatını anlatıyor: Kurtlu yemek, lağım kokan su, ödenmeyen maaşlar...

Ankara Etlik Şehir Hastanesi inşaatında çalışan ataması yapılmayan bir öğretmen, Şırnak'tan para kazanmak için geldiği şantiyede sağlığını kaybettiğini anlattı. Kurtlu yemeklere artık alıştıklarını, protesto ettiklerinde 'terörist' ilan edildiklerini belirten işçi, 'Sular lağım kokuyor, hastalanmamak için şantiyede banyo yapmıyorum' diyor.

soL - Ankara

İşten çıkarılan yüzlerce işçinin maaşının ödenmediği, haklarını isteyince de şantiyeden polis zoruyla kovuldukları haberiyle, Ankara Etlik Şehir Hastanesi'nde yaşananları gündeme getirmiştik.

Hakkını isteyen, ödenmeyen maaşlarını talep eden işçilerin "başlarının ezileceği" tehdidi şantiyede yaşananların sadece kısa bir özeti olurken, bir de hâlâ şantiyede kalan, zorlu koşullarda çalışmaya devam eden işçiler var.

O işçilerden biri de ataması yapılmayan bir öğretmen... Yıllardır atama bekleyen ancak bir türlü beklediği haberi alamayan S., ailesindeki sağlık sorunlarının çözümüne destek olmak için Etlik Şehir Hastanesi'ne çalışmaya, Şırnak'tan Ankara'ya geldi. Ancak Ankara'da da işler istediği gibi gitmedi. Aylardır maaş alamadı, kurtlu yemeklere maruz kaldı, suların lağım kokması nedeniyle banyo yapamadı, bunlara tepki gösterince 'terörist' ilan edildi.

ATAMASI YAPILMAYINCA İNŞAATA ÇALIŞMAYA GELDİ

"İlk girdiğimde şantiyede ayrı bir dünya olduğunu anladım, askeriye gibi sıkı, korunaklı cezaevi gibi bir yerdi" diyen S., başlarda maaşların düzenli yattığını ancak krizin ağırlaşmasıyla birlikte işlerin değiştiğini anlatıyor. S. maaşlarını alamayınca şantiyede başka bir firmaya, yani bir taşerondan diğerine geçmiş ancak bu firmada da aynı sıkıntıların devam etmesi nedeniyle üç aydır maaşını alamıyor.

'SULAR LAĞIM KOKUYOR, HASTALANMAMAK İÇİN ŞANTİYEDE BANYO YAPMIYORUZ'

Şantiyenin çalışma ve barınma koşullarının oldukça kötü olduğunu anlatan S., "30 yaşındayım, bu şantiyeye gelene kadar doğru düzgün hastalanmamıştım. Burada ayak tabanlarımda iris, mantar çıkmaya başladı, cildimde morarmalar oluşmaya başladı, bunun nedeni banyolardaki suların pis olmadı. Sular lağım kokuyor, hastalanmamak için şantiyede banyo yapmıyorum" diyor.

YEMEKLERDEN KURT ÇIKTI, PROTESTO EDİNCE 'TERÖRİST' DEDİLER

Yemeklerden kurt, cam, metal parçaları çıktığını, yemekhane şirketine kimsenin bir şey diyemediğini aktaran S., koşullara tepki gösterince nasıl 'terörist' ilan edildiklerini şu sözlerle anlatıyor:

"Yemekhanenin işletmecisi kazanacak diye işçiler sağlıklarından olmak zorunda değil. Bunları dile getirdiğimizde ise 'beğenmeyen çeken gider' diyorlar. 'Paraları zaten vermemişsiniz, çıkışları nasıl vereceksiniz' diyoruz, hiç bir şey demiyorlar, kovmuyorlar da ama öyle yapıyorlar ki sen ister istemez çekip gitmek durumunda kalıyorsun. İşçiler bir araya gelip yemekhaneyi protesto ettiğimizde Astaldi’nin patronu bizi terörist ilan etmiş, biz 3-4 yıldır senin şantiyende çalışıyoruz, emeği veren biziz, hakkımızı vermiyorsun. Bir protesto ettik, adımız teröriste çıktı. İnsanca bir yaşam beslenme, duş imkanı istemek suç mu?"

Şantiyede denetleme olmadığını, devletin hiçbir kontrol yapmadığını dile getiren S., devletin ortağı olduğu bir şantiyede çalıştığını, buna güvenerek Şırnak'tan geldiğini ancak umduğunu bulamadığını belirtiyor.

İşçi sağlığı için gerekli önlemlerin de alınmadığını vurguluyor ataması yapılmayan öğretmen: "Burada iş sağlığı ve güvenliği yok, iş sağlığı uzmanları yok, mühendislerde azalmaya gidildi. Çalışma koşulları gittikçe zorlaşıyor, şu anda ne şef ne mühendis görebiliyoruz şantiyede." 

TKP'nin geçtiğimiz hafta çağrısını yaptığı "Patronların Ensesindeyiz" çalışmasından haberdar olduğunu ve bu çağrının işçiler arasında yayılması gerektiğini düşündüğünü aktaran S., "Patronların Ensesindeyiz çalışması çok güzel oldu, öyle olmak lazım çünkü sonuçta sen onun işini yapıyorsun, onun işini yaparken emeğinin karşılığını vermezse, senin de onun ensesine yapışman lazım. Patronun senden bir üstünlüğü yok. Bütün işçi kardeşlerimin bu ağa destek olmalı, ağı genişletmeliyiz" diyor.