Arazisi değerlenince sağlığa yer kalmadı: Türkan Saylan'ın hastanesi kârlılık kurbanı

1981 yılında Cüzzamla Savaş Derneği, İstanbul Tıp Fakültesi ve bakanlık arasındaki protokolle ve Türkan Saylan’ın öncülüğünde açılan Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi, ‘kâr etmiyor’ denilerek kapatılmak isteniyor.

Türkan Saylan’ın öncülüğünde kurulan İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi "kâr etmiyor" denilerek kapatılmak isteniyor.

1976'da cüzzam hastalığını yok etmek için kurulan Cüzzamla Savaş Derneği'nin, 1978'de İstanbul Tıp Fakültesi’ne bağlı Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak faaliyetine başlamasının ardından bugünlere gelen hastane, Sağlık Bakanlığı tarafından Cildiye Kliniği’ne dönüştürülmek isteniyor.

DAVA KAZANILINCA PROTOKOLÜ FESHETTİLER

Sağlık Bakanlığı’nın hastaneyi kapatma kararına karşı sekiz yıl önce dava açan Cüzzamla Savaş Derneği, davayı kazanmasına rağmen, mevcut protokol tek taraflı olarak Sağlık Bakanlığı tarafından feshedilerek, dava bakanlık tarafından temyize götürülmüştü. Danıştay 2014 yılında hastanenin zarar etmesini öne sürerek, "kamu yararı vardır, hastane klinik olarak başka hastaneye bağlanabilir" kararı verdi.

MÜCADELEYİ TÜRKAN SAYLAN BAŞLATMIŞTI

Birgün'den  Gökay Başcan'ın haberine göre, derideki değişim ve dökülmelerden dolayı toplumdan soyutlanan ve tedavisi uzun yıllar süren cüzzam hastalarının görünümünden kaynaklı insanların korktuğunu, bu durumun hastaları olumsuz etkilediğini söyleyen Cüzzamla Savaş Derneği avukatı Hüseyin Karataş da hastanenin kapatılmasına tepki gösterdi. Karataş, “Cüzzam denilen hastalığın Türkiye’de bir deyimi var: Cüzzamlıyım gibi benden neden kaçıyorsun, derler insanlara. Çünkü cüzzamlı hastaların yüzü dökülür, parmakları düşer. Toplumdaki soyutlanmayı ve hastalıkla mücadeleyi Türkan Saylan başlattı. Bu hastalığın tedavisiyle ilgili, bunun bulaşıcı olmadığına, tedavi edilebilir olduğunu oturdu anlattı” diye konuştu.

'DANIŞTAY KARARI 5 YILDIR UYGULANMIYORDU'

Habere göre, hastanenin çevresindeki yapılar itibariyle çok değerli bir alan haline geldiğini ifade eden Karataş “Hastanenin çevresinde bulunan çarpık, tıraşlanmayı bekleyen 16/9 kuleleri olması hastanenin bölgesini değerli hale getirdi. Hastanenin yerini de artık hangi özel üniversiteye, hastaneler zincirine verecekler bilinmiyor. Ya da araziye hangi rant kulesini dikecekler belirsiz” dedi. Danıştay tarafından verilen kararın beş yıldır uygulanmadığına da dikkat çeken Karataş “Danıştay kararı seneler önce verildi. O yıldan bugüne kadar bağlanabilir kararına rağmen işlem yapmadılar. Milletin dikkati Kazdağları’nda Salda’da iken, insanlar çevre üzerine yoğunlaşmışken böyle bir gizli kararla hastaneyi kapatalım dediler” diye konuştu.

Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi, 1981 yılında Cüzzamla Savaş Derneği, İstanbul Tıp Fakültesi ve bakanlık arasındaki protokolle açılmıştı.