Aleviler AKP'nin pazarlık masasından ne umuyor: Gericilikle müzakere edilmez, mücadele edilir

PSKAD eski Genel Sekreteri Atilla Özdemir, AKP'nin son Alevi hamlesini, kurulan pazarlık masasını soL'a değerlendirdi.

Serdar Nazım Yüce

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin (PSAKD) eski Genel Sekreteri Atilla Özdemir, AKP'nin Alevilere yönelik son hamlesini soL'a değerlendirdi.

Adalet Bakanlığı bünyesinde "Alevilikle ilgilenecek" bir çalışma grubu kurulduğu, bu gruba birçok kişinin "Alevi kurum temsilcisi" sıfatıyla iştirak ettiği ortaya çıkmıştı. Özdemir, kurulan pazarlık masasını ve Alevi mücadelesinin geldiği noktayla ilgili, "O masaya oturan bu pazarlıklara girenlerin, gericilik kadar gericileri de meşrulaştırdığı açıktır. Unutulmamalıdır ki gericilikle müzakere edilmez mücadele edilir" yorumunu yaptı.

"AKP'nin yandaş yazarlarından Abdülkadir Selvi, hükümetin Gezi süreciyle başlayan olumsuz parantezi kapatmak için Kürtler ve Alevilerle ilgili açılımların olacağını yazmıştı. Kürtlerle  ilgili açılımın AKP diliyle ne anlama geldiğini görüyoruz. Alevilerle ilgili açılım yapma ehliyetini ise aslında çoktan kaybetti" diye konuşan Atilla Özdemir, "Aleviler on yılların demokratik Alevi hareketinin farklı bileşenleriyle şunları talep ediyorlardı; Cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olarak tanınması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Madımak Oteli'nin utanç müzesi olması, Diyanet  İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması... Bu talepler biraz da AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından önceki Türkiye'ye ait taleplerdi. Bugün artık Alevilerin hükümetle bu ana talepler üzerinden konuşarak çözeceği herhangi bir şey kalmamıştır" ifadelerini kullandı.

ALEVİ MÜCADELESİNDE YENİ FORMÜLASYON İHTİYACI
"Aleviler zorunlu din dersleri kaldırılsın derken, zorunlu din dersleri, AKP'li yıllarda ve özellikle 19'uncu Milli Eğitim Şurası'nda türban ilkokullar da serbest hale geldi. Anaokuluyla beraber alt sınıflara kadar zorunlu din dersleri kondu, Arapça, Osmanlıca ve siyer-i nebi dersleri geldi, tüm müfredat dinselleşti, tüm okullar asılı tabelalarından bağımsız imam hatip okulları oldu" diyen Özdemir, "Dolayısıyla zorunlu din dersi hükümet tarafından kaldırılmış olsa da, müfredatla zaten zorunlu olandan daha fazlasını almış olacak çocuklarımız. Zemin diye tariflediğiniz, bizim taleplerimiz diye ifade ettiğimiz şeyin, öncelikle Aleviler tarafından güncellenmesi ve yeniden tariflenmesi gerekmektedir. Sanırım yeni formülasyonumuz dünkü tüm taleplerimizin üst ana başlığı olan eşit yurttaşlık hakkı mücadelesidir. Ancak bir ilave ile yeni durumdaki mücadele hattı açısından açılayıcı ve kavrayıcı olabilir. Yani şöyle ifade edebiliriz ki, eşit yurttaşlık hakkı ve laiklik için mücadele, önümüzdeki dönem mücadelemizin temel talebi olmalıdır" değerlendirmesini yaptı.

FETVACI DİYANET VE PAZARLIKÇI 'KANAAT' ÖNDERLERİ
"Alevilerin AKP'yle pazarlık yapacak neyi var" diye sorduğumuz Özdemir, "Pazarlık yapan Alevi kurumları ya da 'Kanaat önderleri' dün de vardı. Bunlar hep sattılar" yorumunu yaptı ve şöyle yanıt verdi:

Ama gericiliğinin freni olmayan bir AKP'yle Alevilerin pazarlık yapacak neyi olabilir? Fetva kurumu Diyanet birkaç ay önce 'cemevleri kırmızı çizgimizdir' dedi, ardından 'Alevi kadınla evlenilir mi' sorusuna 'Müslüman olmayanla evlenilmez' yanıtı verdi. Üzerinden çok geçmedi, babanın öz kızına şehvet duyabilececeğine dair fetva, ardından kürtaj yaptıran kadının 5 deve  ya da 212 gram altını ceza olarak ödemesi gerektiğini buyurdu. Şimdi şu genel olarak kadını özelde de Alevi kadınları aşağılayan cümleler orta yerde bir dursun... Bir süre önce benim türbanlı bacıma üstü yarı çıplak deri montlu adamlar işediler yaygarasını bir hatırlayalım. Hitler özentisi birileri günlerce ülke  gündemini meşgul etti. Türbanı ve türbanlıyı savundu. Alevi kadınlarına 'Müslüman değilsiniz'  deniyor, sen gidip 'bizim Alevi-İslam inancımız' diye pazarlık  masalarında sebepleniyorsun. İşte çelişki bu. Var ve sebeplenenler açısından da yaman bir çelişki. Cuma genelgesi için de geçerli bu. Parlementodaki partilerden hiçbirinin çıtı çıkmadı, HDP birkaç saat sonra destek açıklaması yaptı. Yaparken, açıklamanın kıyısına 'Alevileri de gözetin' cümlesini eklemeyi ihmal etmedi. Gericiliğin frenine basmak bir mücadele konusudur ve Aleviler 'eşit yurttaşlık hakkı ve laiklik için mücadele' sathı mahalline girdikçe gericiliğin freni tutacaktır. Bu yapılmadan müzakere ve pazarlık devletin Alevisini yaratmak için açık bir satışa gelmek/getirmek demek olacaktır.

YENİ ANASAYADA 'TARAFTAR' İHTİYACI
AKP'nin kurduğu İslamcı rejimin hukuksal zeminini de yeni Anayasa'nın oluşturacağına vurgu yapan Özdemir, "Dolayısıyla kendisine muhalif olan kesimlerinde olabildiğince onayını almak durumunda hissedecekler" dedi. Özdemir, "Şimdi, hükümet açılım konusunda Alevileri bir kez daha masaya çağırmış. Bu iş için, iktidar açısından 'Neden Aleviler şimdi uygun' diye bir durup düşünülmesi lazım" derken, "Sorun çözecekseniz çok daha kapsamlı çalıştaylar yaptınız. Sonuçlarını cilt cilt kitaplar haline getirip yayınladınız. Muhalefet ettiğimiz noktaları da adınız gibi biliyorsunuz. Bizi bir  daha çağırıp 'sorun çözeceğiz' demeniz ne anlama geliyor?" diye sordu. 

Bunun yanıtının açık olduğunu belriten Özdemir, "Alevilerin eşit yurttaşlık hakları kapsamında, talep ettikleri bir-iki başlıkta sözde adımlar atıp ardından da bağıracaksınız. Tüm Cumhuriyet döneminde hiç kimsenin yapmadığını AKP yaptı diyeceksiniz" diye konuştu.

'GERİCİLİKLE MÜZAKERE EDİLMEZ'
Atilla Özdemir, şöyle devam etti:

Ne yaptı AKP? Kendi deyimleriyle, geleneksel irfan merkezleri -ne demekse- ve cemevlerine statü verdi, Diyanet'i davet etti, dedeye maaş önerdi. Ne güzel, kent koşullarında Alevi dedesinin geçim sorununu da çözdü. Karşılığında biz Alevilerden ne istiyor? Tüm  sorunları bir anda çözecek sihirli bir değnekleri olmadığına göre, bunları da anayasalarına koyacaklarsa, yapacakları gerici anayasaya 'yetmez ama evet' dememizi istiyor. Şimdi  görüşmenin ve varılabildiği kadar konsensusa varmanın ve bunun Alevilerin kurumları aracılığıyla halka indirilip propagandasının yapılmasının tüm esbabı mucibesi budur. O masaya oturan bu pazarlıklara girenlerin, gericilik kadar gericileri de meşrulaştırdığı açıktır. Unutulmamalıdır ki gericilikle müzakere edilmez mücadele edilir.