Alevi öğrencilere 'kelime-i şehadet' getirtilmesine kınama

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş, "Din dersi öğretmeninin, sınıfa girerek, 'Alevi olanlar ayağa kalksın' dedikten sonra ayağa kalkan öğrencilere Kelime-i Şahadet getirtmesi, tek kelime ile ayrımcılık yapmaktır" dedi.

Haber Merkezi

İzmir Gümüşpala Cemil Atlas Ortaokulu’nda bir Din dersi öğretmeninin, sınıfa girerek, “Alevi olanlar ayağa kalksın” dedikten sonra ayağa kalkan öğrencilere Kelime-i Şahadet getirtmesine tepki geldi.

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Fevzi Gümüş konuya ilişkin bir basın açıklaması yaparken, “Hükümetin nefretçi dili İzmir’de patlak vermiştir” dedi.

"Dikkat edilirse söz konusu öğretmenin nefreti körükleyen bu tavrını bilinçli yaptığı, kendisini arayan velilere, 'sınıftaki çocuklar ikilemde kalmasın, çocuğunuz ayrım görmesin diye, onun iyiliği için bunu yaptım' sözlerinden anlaşılmaktadır" diyen Gümüş, şu ifadeleri kullandı:

Öğretmen, daha 5. Sınıfta bulunan öğrencilere, “gerekirse okulunuzu bırakın ama Kuranı Kerim’i okumayı bırakmayın” diyerek, bir öğretmenden çok Şeriatçılık davasının militanı olduğunu göstermiştir. Daha da önemlisi sürecin buralara kadar geleceği açıktı. “Dindar nesil yetiştireceğiz” diyen AKP Hükümeti’nin ayrımcı, ötekileştirici ve nefreti körükleyen politikaları İzmir’de açıkça uygulanır hale gelmiştir. Bu ayrımcı ve ötekileştirici söylemin tam da Başbakan’ın Alevilere yönelik açılımı konuştuğu günlere rastlaması tesadüf değil; olsa olsa mızrağın çuvala sığmadığını göstermektedir. Hükümetin nefreti körükleyen dili İzmir’de patlak vermiştir. Eğitim sistemini içinden çıkılmaz hale getiren AKP’nin Alevilere yönelik ayrımcı politikaları, artık çocuklarımızın psikolojisini bozacak noktaya gelmiştir. Üstelik bu ayrımcılığın münferit olmadığı bilinmektedir.

AKP’nin dersi öğretmenlerini birer misyoner gibi kullanılması, düpedüz ayrımcılıktır ve nefret suçunu körüklemektedir. AKP Hükümetinin ayrımcı politikalardan vazgeçmeyeceği artır anlaşılmıştır. Başta inançlı Müslümanlar olmak üzere, hepimize düşen görev, ayrımcılığı körükleyen ve ülkeyi kaosa sürükleyen AKP’ye karşı omuz omuza mücadele etmektir. Çünkü inancımızı tam yaşamanın yolu, başka inanç sahiplerinin de hiçbir baskıya maruz kalmadan olduğu gibi yaşamasını sağlamaktır.