'Ak Saray'ın lale tohumu İsrail’den mi?'

Mimarlar Atatürk Orman Çiftliği’nde hukuksuz inşaa edilen Kaçak Saray’ın çiçeklerinin mevsimlik maliyetinin 400 bin TL’yi bulduğunu söyledi. Ayrıca, sarayın lale tohumunun İsrail'den gelmiş olma ihtimaline dikkat çekildi.

Haber Merkezi

Mimarlar Odası Ankara Şubesi bugün yapılan basın toplantısında Kaçak saray’ın peyzaj düzenlemesinde kullanılan mevsimlik çiçeklerin maliyetlerini ve tohumlarının izini sürdü. 91 yıllık Cumhuriyete reklam arası diyen Tülay Babuşcu’nun lale üretimcisi olması  mimarlara Kaçak Sarayın lalelerini ve tohumlarını anımsattı. Mimarlar Kent İzleme merkezi ile birlikte Kaçak Sarayın lalelerinin peşine düştü. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “91 yıllık Cumhuriyetin mimarları ve bilim insanları olarak bu lalelerin peşine düştük, Kaçak Saray’ın  lalelerinin  maliyetini ve tohumunu araştırdık.” dedi.

'TOHUMUNA PARA SAYIYORUZ'
Candan, “ Kaçak Saray’da mevsimlik bitkiler arasında  lale ve benzeri 8 çeşit soğanlı  bitki türü var. Erken bahar döneminde dikilen bu laleler ve soğanlı bitkilerin sayısının yaklaşık 100 bin civarında olduğunu tespit ettik.  Toprağın hazırlanması bakımı ve dikimi ile lale ve soğanlı bitkilerin tanesi 4 bin tl civarında. Yani bir mevsimde Kaçak Sarayın lale giderleri 400 bin tl. Her mevsimde değişen bitki çeşitleri ile toplamda karşımıza 1 milyon 600 bin liralık  maliyet çıkıyor. Lale soğanlarının tohumları muhtemelen İsrail’den. Tohumuna para sayıyoruz. Ülkeyi bu hale getirdiler. Kendi tohumunu koruyamayan, muhtemelen İsrail tohumu olan laleler dikiliyor. Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş ilkelerinin tarım laboratuarı olmasının ne kadar anlamlı olduğu ortada, ülkemizin bitki ve sebze tohumlarının %90’ı yurtdışından geliyor, tohumlarımızın gen haritaları çıkartılarak, kaçırılıyor ve bunların hepsi bu hükümet zamanında oldu, tohumlar İsrail’den mi açıklasınlar “ şeklinde konuştu.

'CUMHURİYET TOHUMUNU KENDİ VATANINDA YETİŞTİRDİ'
400 bin TL mevsimlik yıllık bitki ve  çiçek ekimi , Trabzon’da Ortahisar Belediyesi’nde tazminat krizi ile karşı karşıya kalan 400 Belediye işçisinin 1 aylık çalışmasıdır , 400 işçi kaçak sarayın laleleri için çalışıyor  diyen Candan, “AKP hükümeti 2006 yılında tohumculuk kanunu çıkararak ülkemizde tohumların uluslararası sermayenin ve yerli temsilcilerinin kontrolüne girmesini sağladı. Dünyada tohumun  patronu olan ülkenin  İsrail olduğu biliniyor. Erzurum’da karayazı ilçesinde 57 adet lale soğanı yetiştirilirken kanser araştırması yapmak için , bir anda laleler kayboluyor, tohumlarımız çalınıyor. Sebze ve bitkilerde  genetiği ile oynanmış hibrit tohum  kullanılıyor, Hibrit tohum tek döl verir tohum vermez. İsrail bu süreçle ilgileniyor. Bu da önemli bir dünya pazarına yol açıyor, Ülkemizdeki tohumların %90’ının yurtdışından geldiğini umanlar açıklıyor. Kaçak saraydaki bitkilerin de hibrit olma ihtimali yüksek. Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşu bir tarım laboratuarı olmasıdır. Ülkesinin tohumuna sebzesine sahip çıkan, üretim yapan  bir Cumhuriyeti 91 yıllık reklam arası diyenlerin  lale tohumları nerden geliyor, kökeni neresi bir baksınlar. Lale’nin Anavatanı Anadolu’dur. Anadolu’da lale sarığa benzetildiği için tulip denmiş tulippa olarak ismi yerleşmiştir. 10 milyar Kaçak Saray’a değil de AOÇ’nin tarım laboratuarı olmasına harcasalardı. Lale tohumlarını başka ülkelerden veya İsrail’den almayacaklardı. Osmanlı hayranlığı ile bunu açıklayamazlar, Osmanlı lalesini kendi üretiyordu” ifadelerini kullandı.

 

'ARPA YETİŞTİRSİN'
Candan Ankapark için Melih Gökçek’in “Arpa mı yetiştireceksiniz” sözünü hatırlatarak, “Melih Gökçek, bugün AOÇ’de kaçak park için 800 milyon tl  yerine  ağaçlandırma ve kentsel tarıma yatırım yapsaydı, mesela arpa yetiştirseydi. Tohumculuğun patronu olan İsrail’in arpasına muhtaç olmayacaktık, tohumlarımızın genlerini bozdurmayacaktık. Kaçak Saraya harcanan milyarlarla AOÇ’de kentsel tarım yapılsa, turist beklenmesine  gerek kalmazdı, tohumun patronu ülke biz olurduk. Çocuklarımız genetiği oynanmış ürünler değil, nefis gıda yerlerdi. Dünyada kentsel tarımın önem kazandığı bir süreçte Atatürk , Atatürk Orman Çiftliğini kurarak  muhteşem bir gelecek projesi ortaya koymuştur. Ancak doğal gıda  ve yerli üretimle beslenilmediğinden olsa gerek,  yöneticiler Atatürk’ün şartlı bağışı ihlal edilmiştir ve hukuka uyulmamıştır ve vergilerimiz çarçur edilerek, yabancı tohumlara mahkum olunmuştur.” dedi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Namık Kemal Kaya ise “ Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan hukuksuzluk, şaşa, lüks devam ediyor. Bunu devam ettirmek için de çaba sarf ediyorlar. Kimilerine göre Cumhuriyet bir reklam arası olabilir bize göre ise bu lalelerin devri bitmiştir. Lale devrinin şaşası sürdürülmek isteniyorsa bunu doğru bulmuyoruz.” dedi.

Kent İzleme Merkezi Üyesi Mimar Ali Hakkan: “ AOÇ halka ucuz ve kaliteli tarım ürünlerinin sağlandığı alan iken üçte ikisi bugün betonlaştırıldı. AOÇ önemli bir kalkınma modeliydi. Üretimin yok edildiği bir mekâna dönüştü ve kapısından giremediğimiz bir alandan bahsedebildiğimiz için artık kamusal alan olduğunu da söylemek güç.” ifadelerini kullandı.

'KAÇAK SARAY'IN GENETİĞİ BOZUK'
Kent İzleme Merkezi Üyesi Çevre Mühendisi Ethem Torunoğlu: “Mimari genetiği bozuk binanın bitki ve çiçek dokusunun da genetiği bozuk olur, şaşırtıcı değil. İsrail’den doğrudan ithal edilip edilmediğini bilemeyiz yalnız, Brezilya’dan Meksika’dan ithal edilse bile büyük ihtimal Brezilya, Meksika gibi ülkelerde tohumu İsrail’den almış olma ihtimali çok yüksek. Bu karanlık tablonun içinde Türkiye’de İzmir’in Seferihisar ilçesinde yerli tohum üretmek isteyenler Atatürk tohumculuk enstitüsü altında küçük bir arazide çalışma yapanlar var. ” şeklinde konuştu.