AB Komisyonu Türkiye raporu ne anlatıyor?

Avrupa Birliği (AB) bugün açıkladığı İlerleme Raporu, Türkiye'nin AB'den uzaklaştığını savunuyor. Raporda yargı bağımsızlığı, OHAL süreci, kadın ve çocukların durumu gibi pek çok başlık ele alınıyor.

Avrupa Birliği (AB) bugün açıkladığı İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin birliğe üyelikten hızla uzaklaştığını bildirdi ve Ankara'ya "OHAL'i gecikmeksizin kaldırma" çağrısı yaptı.

Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlediği basın toplantısında "Türkiye özellikle hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusunda AB'den büyük adımlarla uzaklaşmaya devam ediyor" dedi.

Raporda, ''Darbe girişiminden beri alınan önlemlerin orantısız, çok geniş çaplı, kollektif doğasının olması —çok yaygın işten çıkarmalar, tutuklamalar, gözaltılar- ciddi endişeler doğurmaya devam ediyor. Türkiye gecikmeksizin OHAL'i kaldırmalı'' vurgusu yapıldı.

Avrupa Komisyonu'nun raporunda, OHAL'in ilanından bu yana 150 bin kişinin gözaltına alındığı, 78 bin kişinin tutuklandığı ve 110 bin kamu görevlisinin işten atıldığı belirtildi. 

Hahn, "Komisyon, Türkiye'ye yeniden bu olumsuz eğilimi tersine çevirmeye öncelik verme çağrısı yaptı ve bugünkü raporda açık bir şekilde önerilerini ifade etti" diye konuştu.

OHAL İnceleme Komisyonu'nun Aralık 2017'de faaliyete geçtiği ve şimdiye kadar çok az kişi hakkında karar vardığı belirtilen raporda, komisyon için "OHAL nedeniyle alınan önlemlerden haksız şekilde etkilenenler için etkili ve şeffaf bir çözüm mekanizması haline gelmeli" ifadeleri yer aldı.

Gülen cemaatinin terör örgütü olarak tanımlanacağına dönük iddialara karşın, AB Komisyonu raporda "terör örgütü" ifadesini kullanmadı. Bir örgütün "terör" listesine girebilmesi için tüm AB ülkelerinin onayı gerekiyor.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ

Raporda yargı bağımsızlığı konusu da geniş yer aldı. 16 Nisan 2017'deki anayasa referandumuyla Hakimler Savcılar Kurulu’nda (HSK) yapılan değişikliği eleştiren rapor, HSK’nın yürütmeden bağımsız kılınmasını talep etti. Referandumla kabul edilen değişikliklerin Venedik Komisyonu tarafından kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bulunduğuna atıf yapılan metinde, değişiklikler uygulamaya konmadan önce toplumsal uzlaşı aranması çağrısında bulunuluyor.

Temel hak ve özgürlükler alanında, başta ifade, medya, örgütlenme ve toplantı özgürlükleri olmak üzere geçen yıllara oranla “ciddi gerileme” gözlemlendiği not ediliyor.

GÖÇMEN POLİTİKASINA ÖVGÜ

Türkiye ile kimi AB ülkeleri arasındaki ikili ilişkilerinin kötüleştiği ve zaman zaman "saldırgan ve kabul edilemez söylemler kulanıldığı" kaydedilen raporda, Ege Denizi ve Akdeniz'de artan gerilimin, "iyi komşuluk ilişkilerine yardımcı olmadığı ve bölgedeki güvenlik ve istikrarı azalttığı" belirtiliyor.

Öte yandan raporda Türkiye'nin göçmen ve mültecilere yönelik politikasında ilerleme kaydettiği bildiriliyor ve Türkiye'nin AB ile imzaladığı Geri Kabul Anlaşması'nın yükümlülüklerini yerine getirdiği söyleniyor.

'KADININ ROLÜ SADECE MUHAFAZAKÂR GÖRÜŞ AÇISINDAN ELE ALINIYOR'

Raporda yer alan bir diğer gündem ise kadına yönelik ayrımcılık ve cinsiyet temelli şiddet. Konu hakkında kapsamlı bir düzenlemenin olmasına karşın, yeterince mücadele edilmediği görüşünün savunulduğu metinde, kız çocuklarının eğitiminin iyileştirilmesi gerektiği belirtiliyor ve çocuğa dönük şiddete karşı ulusal stratejinin oluşturulmadığı vurgulanıyor.

Erken yaşta ve zorla evlendirilmenin hâlâ kaygı verici boyutta olduğu not edilen raporda, yetkililerin kadının rolünü sadece muhafazakâr görüş açısından ele aldıkları bildiriliyor.

Avrupa Komisyonu, her yıl düzenli olarak Türkiye ve diğer aday ülkeler için AB kriterlerine uyum konusunda attıkları adımlarla ilgili değerlendirmelerini kapsayan ilerleme raporları açıklıyor.