Mardin Kızıltepe'de 1994 yılında silahlı çatışmada öldürüldüğü iddia edilen Abdulgani Dağ'ın cesedi 21 yıldır bulunamıyor. Dava dosyasında otopsi raporu olduğu halde cenazenin aileye ya da belediyeye teslim edildiğine dair evrak veya defin tutanağı bulunmuyor. Dağ Ailesi, cesedin teslim edilmesi ya da gömüldüğü yerin mezarın kendilerine gösterilmesi için savcılığa başvurdu.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Abdulgani Dağ en son Temmuz 1994’te beraberindeki üç kişiyle birlikte Kızıltepe-Nusaybin yolunda bulundukları dolmuştan resmi kıyafetli askerler tarafından indirilirken görülmüştü. Daha sonra Dağ Ailesi’ne, Abdulgani’nin PKK üyesi olduğu ve 14 Temmuz’da Sürekli Köyü’nde girilen silahlı çatışmada öldürüldüğü açıklandı.
DOSYA 16 YIL SONRA AÇILDI
Otopsi raporuna göre o gün biri kadın üç kişi öldürülmüştü. Cesetlerinin üzerinden kimliklerini belle edecek bir belge çıkmadığı halde üç kişiden birinin Dağ olduğu ileri sürüldü. Fakat ailesine ne bir ceset ne de bir defin ruhsatı verildi. Eski Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı tarafından Dağ’ın ölümüne ilişkin 24 Ağustos 1998’de kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek, bu dosya kapatıldı.
Dosya 2014 yılında tekrar açıldı. Ailesi, Dağ ile birlikte Kazım Yelboğa’nın da gözaltına alındığını belirterek, bu kişinin dinlenmesini ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasını istedi. Ancak Mardin Sulh Ceza Hakimliği tarafından yeterli delil olmadığı gerekçesiyle bu talep reddedildi.
AİLE CESEDİN VERİLMESİNİ İSTEDİ
Aile 2 Nisan 2015’te Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, soruşturmadan umutlarının kalmadığını, artık sadece ‘veda hakkını’ kullanmak istediklerini vurguladı. Bu nedenle Dağ’ın cesedinin verilmesini istedi. Fakat savcılık “dosya kapsamında adli otopsi yapıldığını, defin ruhsatının düzenlendiğini, bu bakımdan adli bir durumun söz konusu olmadığını ve cenazenin tesliminin idari bir konu olduğunu” belirterek talebi reddetti.
SORUŞTURMA İSTEMİ
Ailenin avukatı Erdal Kuzu’nun dün Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçeye göre dosyada yalnızca otopsi raporu ve 1998 tarihli bir nüfus kaydı yer alıyor. Bunun dışında, cenazesinin ailesine veya belediye görevlilerine teslim edildiğine dair belge ya da kayıt bulunmuyor. Kimliği tespit edilmiş olmasına rağmen maktule ait cenazenin nereye gömüldüğüne dair de bir evrak görülmüyor.
Kuzu, “Başsavcılığın cenazenin nereye gömüldüğünü tespit etmesini, cenazenin aileye teslim edilmesini, bugüne kadar teslim edilmemesi nedeniyle hukuki sorumlulukları bulunan kişiler hakkında soruşturma açılmasını” istedi.