12. Sınıf ders kitabındaki 'Gezi'yle ilgili ifadelere lise ve üniversitelilerden tepki

MEB'in hazırladığı ve kamuoyunda eleştirilere neden olan kitaba dair Solcu Liseliler ve Türkiye Komünist Gençliği bir açıklama yaptı. Açıklamada "AKP, Gezi karşısında çaresizdir, ders kitaplarında da bu acizliğini göstermiştir" ifadelerine yer verilirken, bugün yapılması gerekenin mücadeleye devam etmek olduğu belirtildi.

Haber Merkezi

MEB tarafından 12. sınıf öğrencileri için hazırlanan Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi kitabında Gezi Parkı direnişine değinilen bölümde skandal bir detay ortaya çıktı. Kitabın ilgili bölümünde Gezi Parkı direnişi “Hükümetten rahatsızlık duyan ve eylemleri organize eden kesimler, hükümetin ekonomik ve demokratikleşme alanında attığı adımların kendi ayrıcalıklarını sonlandırmasından hoşnut değildi” cümleleriyle ifade edildi. 

Kamuoyunda eleştirilere neden olan kitaba dair Solcu Liseliler ve Türkiye Komünist Gençliği bir açıklama yaptı. Açıklamada "AKP, Gezi karşısında çaresizdir, ders kitaplarında da bu acizliğini göstermiştir" ifadelerine yer verilirken, bugün yapılması gerekenin mücadeleye devam etmek olduğu belirtildi.

"Siz kitaplarınızdaki masalları, külahımıza anlatın!" başlığını taşıyan açıklamada şöyle denildi:

"Milli Eğitim Bakanlığı’nın 12. sınıflar için hazırladığı “Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi” kitabı, Gezi Direnişi'ne yönelik çarpıtılmış ifadelerle doldurulmuş. Meydanı boş zannedip atmışlar, tutmuşlar… Kitabın o bölümü Haziran Direnişi’nden nasıl korktuklarının çok açık kanıtı olarak görülmelidir. 

Türkiye tarihinde bu kadar yaygınlık kazanmış, Türkiye’nin 79 şehrinde, milyonlarca insanın katılımcısı olduğu bir toplumsal hareketle ilgili bir dünya yalanı arka arkaya sıralamışlar. "Camide içki içtiler"le başlayıp, Kabataş’a kadar uzanan yalan silsilesini de unutmuş gözüküyorlar.

Bizler o dönemin lise ve üniversite öğrencileri olarak yaşadıklarımızı ne unuttuk ne de genç arkadaşlarımıza unuttururuz. 

Liseli kardeşlerimiz, Haziran Direnişi’ni bir de bizlerden dinleyin:

Haziran Direnişi, benimsediği ana sloganda denildiği gibi bir bitiş değil, yeni bir başlangıçtır.

Haziran Direnişi başka özgün özellikleriyle beraber o dönemin toplumsal mücadelelerinin zirvesini temsil etmiştir.

Haziran Direnişi, solun, sosyalizmin özgürlükçü, eşitlikçi, paylaşmacı değerlerinin halkın bağrında nasıl filizlendiğini, nasıl topluma derinlemesine nüfuz etmiş olduğunu da göstermiştir.

Gezi parkında başlayan ve AKP’ye karşı büyük bir halk tepkisi olarak devam eden eylemler, kuşkusuz etkisi ve izi silinemeyecek sonuçlar ortaya çıkarmıştır; 11 yıllık AKP baskıcılığının geriletildiği ama yıkılamadığı bir siyasi süreç olmuştur.

Zorbalık kaybetmiş, kazanan halkımız olmuştur.

Evet, bu tarihi unutmak ve unutturmak istiyorlar.

Çünkü:

Haziran Direnişi’nde 8 genç katledildi. AKP'nin insanlık dışı saldırılarında en az on bine yakın yurttaş yaralandı. En az 13 direnişçi polisin attığı gaz bombaları sonucu gözünü kaybetti.

AKP iktidarı haftalar süren direnişi, görülmemiş bir polis terörü ve duyulmamış bir yalan kampanyasıyla söndürmeye çalıştı.

Ülkenin aydınlık birikiminin ayağa kalkmasını, “hükümet istifa” sloganlarının meydanları inletmesini kabul edememişlerdi. AKP diktatörlüğünün yok saydığı halk ayağa kalkmıştı bir kere. Milyonlarca insan sokaklarda direndi, bu sayının çok daha fazlası pencerelerde, balkonlarda tencereleri tavalarıyla eylemlere destek verdi. 

Dengeler bozulmuş, direksiyon hakimiyetini kaybetmişlerdi. 

Ve Türkiye o süre direnişle birlikte yaşamayı öğrendi. Eylemlerin sonu gelmedi, halkın öfkesi dinmedi. Kimi durdu, kimi yürüdü. 

Sonuç, Türkiye AKP'ye, halkımız padişaha boyun eğmedi.

AKP, Gezi karşısında çaresizdir, ders kitaplarında da bu acizliğini göstermiştir.  

Bugün yapılması gereken, yapılacak olan ise bellidir: Mücadeleye devam etmek.

Sınavda Gezi Parkı sorusuna da cevabımız belli: Biz de Geziciyiz…

Solcu Liseliler
Türkiye Komünist Gençliği"