Zorunlu din dersine dava açan öğretmen: Öğrettiğimiz bilimsel gerçeklerle çelişiyor

Hatay'ın İskenderun ilçesinde 10'uncu sınıftaki oğullarının zorunlu din dersinden muaf tutulması için idare mahkemesinde dava açan Zeki-Nesibe Dural çifti, mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla bir hukuk kazanımı elde etti. Kendisi de sosyal bilgiler öğretmeni olan Dural, "Zorunlu din dersi dayatması, bizim anlattığımız bilimsel gerçeklere engel teşkil ediyor. Dünyanın…

Ahmet Çınar

Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaşayan Zeki-Nesibe Dural çifti, Cumhuriyet Anadolu Lisesi 10'uncu sınıf öğrenci olan oğullarının zorunlu din dersinden muaf tutulmasını istedi. 

Okul yönetimine ve ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvuran çift, ret yanıtı alınca konuyu idare mahkemesine götürdü.

Hatay İdare Mahkemesi, Dural çiftinin talebin değerlendirdi ve idarenin verdiği ret yanıtı hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. 

İŞTE O KARAR

Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararında gerekçe olarak şunlar kaydedildi: 

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince Mansur Yalçın kararında ve bu karar atıfta bulunan Hasan-Eylem Zengin kararında, müfredata ilişkin olarak yapılan tespitlerin, bu davada da karara dayanak alınabileceği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu kabul edilerek; ülkemizde çoğulculuk anlayışı içerisinde, nesnel ve rasyonel bir şekilde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminin verilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, anayasanın 24'üncü maddesinde din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olduğunun belirtilmesi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretiminin adının din kültürü ve ahlak bilgisi olmasına rağmen içerik olarak din kültürü ve ahlak bilgisi öğrenimi olarak kabul edilemeyeceği açık olduğundan ve din eğitiminin de ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlı olması karşısında ailesinin dini inanç (ya da inançsızlıklarına) ve felsefi düşüncelerine uygun olmadığını iddia eden davacının, müfredatın bu içeriği ile okulda zorunlu olarak okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulmamasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır."

"ÖĞRETTİĞİMİZ BİLİMSEL GERÇEKLER İLE DAYATILAN DİN DERSİ TEZAT OLUŞTURUYOR"

Kendisi de sosyal bilgiler öğretmeni olan Zeki Dural, elde ettikleri bu hukuk kazanıma ilişkin soL Haber'in sorularını yanıtladı. 

Sayın Dural neden böyle bir dava açma gereği duydunuz? 

Ben kendim de öğretmenim. Sosyal bilgiler öğretmeniyim. Laik bir yurttaşım. Zorunlu din dersinin laiklik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Bilimsel eğitim anlayışına aykırı. Oğlum da bu derslere girmek zorunda olmaktan rahatsızdı. Bizim derslerde öğrettiğimiz bilimsel gerçeklerle çatışan bir takım bilgiler öğretiliyordu. Burada da bir tezat, ikilik oluşuyordu. Örneğin biz dünyanın dört buçuk milyar yaşında olduğunu anlatmaya çalışıyoruz, videolar gösteriyoruz. Öğrenci din dersinde kendisine dayatılan öğretileri hatırlıyor, bize dönüp 'Öğretmenin dünya altı günde yaratılmadı mı' diyor. Örneğin biz evrim gerçeğini anlatmaya çalışıyoruz. Öğrenci kalkıp 'Biz topraktan yaratılmadık mı' diyor. Örneğin yağmurun oluşumunu, nasıl yağdığını, iklimi oluşturan faktörleri anlatıyoruz. Öğrenci 'Yağmuru Allah yağdırıyor' diyor. Bilimsel gerçekleri öğrencilere öğretme noktasında, zorunlu din dersi engel oluşturuyor. Büyük bir engel. Bilimsel anlayış ile dinsel anlayış arasındaki farkı anlatmakta zorlanıyoruz. Ben bu durumu görünce de, bu davayı açmaya karar verdim. Zorunlu din dersine maruz kalan çocuklar, sonraki yıllarda bilimsel bakış ile arasına mesafe koyuyor ister istemez. 

Zorunlu din dersi ilkokul dördüncü sınıftan itibaren dayatılıyor öğrencilere. Siz neden davayı açmak için 10'uncu sınıfa kadar beklediniz? 

Aslında dilekçemiz hazırdı, Oğlum ortaokuldayken açmayı planlamıştık. O sırada 15 Temmuz darbe girişimi oldu, ülkede bir takım gerilimler yaşandı. Bir süre erteledik. Sürüncemede kaldı. Sonra Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi'nin başlattığı zorunlu din dersine karşı dava kampanyasını gördük. Açılan yürütmeyi durdurma davalarının kazanıldığını gördük. Bu da bize ilham ve cesaret verdi. Nihayetinde biz de 2017-2018 eğitim öğretim yılı başında muafiyet talebimizi belirten dilekçeyi okul yönetimine verdik. Reddedilince de dava açtık. Kaybedeceğimiz bir şey yok ama kazanacağımız çok şey var. Dün de ilçe milli eğitim müdürlüğüne giderek, mahkeme kararını verdim, uygulanmasını istedim. 

"BİZİ DAVA AÇMAKTAN VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR"

Süreç nasıl işledi? Din dersinden muafiyet talep eden dilekçeyi verdiğinizde zorluklar çıkarıldı mı önünüze? 

Ben hem okul yönetimine hem İskenderun ilçe milli eğitim müdürlüğüne dilekçe verdim. Bizi caydırmak istediler. Okul müdürü "Ne gerek var böyle bir davaya" dedi. "Not sorunu mu var" dedi. Ben de olayın not meselesi olmadığını anlatmaya çalıştım. Bu kadar yıllık öğretmenim, eğer bu dilekçeyi veriyorsam, oğlumun din dersinden muaf tutulmasını istiyorsam, elbette bildiğim şeyler var. Okul müdürü oğlumu da çağırıp zorunlu din dersine girmesi konusunda ikna etmeye çalıştı. Oğluma "Sorun mu yaşıyorsun, neden istemiyorsun" diye sorular sordular. Oğlum da benimle aynı ifadeleri kullanmış. Zorunlu din dersine girmek istemediğini söylemiş. Yani hem benimle hem de oğlumla ayrı ayrı görüşerek vazgeçirmeye çalıştılar. Başarılı olamayınca dilekçeyi işleme koydular ve reddettiler. Biz de dava açtık, kazandık. 

Sizin durumunuzda ve düşüncenizde olan velilere bir mesajınız var mı?

Bilinçli ve kararlı olmak gerekiyor. Çocuklarının zorunlu din dersine maruz bırakılmasını istemeyen tüm aileler, veliler hukuk yolunu kullanarak dava açmalılar. Din dersi zorunlu tutulamaz. Mücadele etmek gerekiyor.