Yargıçlar Sendikası ve YARSAV, tek adam rejimine karşı durmaya çağırdı

Yargıçlar Sendikası ve YARSAV, bugün Yargıtay önünde ortak bir açıklama yaparak, toplumun tüm kesimlerini, TBMM gündeminde bulunan ve yüksek yargıyı yeniden düzenleyecek olan Yüksek Yargı Yasa Tasarısı'na karşı durmaya çağırdı.

Haber Merkezi

Yargıçlar Sendikası ve YARSAV, bugün Yargıtay önünde ortak bir açıklama yaparak, toplumun tüm kesimlerini, TBMM gündeminde bulunan ve yüksek yargıyı yeniden düzenleyecek olan Yüksek Yargı Yasa Tasarısı'na karşı durmaya çağırdı. 

Yargıçlar Sendikası ile Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), bugün Yargıtay önünde ortak bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, "Herkesi siyasi iktidarın cumhuriyet ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya ve teokratik-otoriter tek adam rejiminin tesis edilmesine yönelik bu tasarrufuna karşı çıkmaya çağırıyoruz" denildi. 

Yargıçlar Sendikası ve YARSAV'ın ortak açıklamasını, Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ okudu. 

"YÜKSEK MAHKEME ÜYELİĞİ GÖREVİ SONA ERDİRİLMEK İSTENİYOR"

Açıklama şöyle: 

"Birleşmiş Milletler Bangalor Yargı Etiği İlkeleri uyarınca, yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin ön koşulu ve adil yargılanmanın temel garantisidir. 
Bu ilke, Türkiyenin yasama ve yürütme ile yargı organları ve temsilcileri için bağlayıcıdır. 
Anayasanın Cumhuriyetin nitelikleri başlıklı 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu, 7, 8 ve 9. maddelerinde ise yasama, yürütme ve yargı yetkisinin kimler tarafından kullanılacağı belirtilip, yürütme görevinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve yasalara uygun olarak kullanılacağı, 11. maddesi de Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilmektedir. 
Anayasanın 159. maddesinde özellikle HSYK'nın mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulup görev yapacağına yer verilmiştir. Ayrıca yargıçlar mahkemelerin kapatılması veya kadrosuzluk gibi nedenlerle azledilemezler, görevlerine son verilemez. 
Oysa siyasi iktidar yasa yoluyla şu anda Türkiyenin en güvenceli mesleği olan yüksek mahkeme üyeliği görevini yasa ile sona erdirmek istemektedir. Bu yasa, Anayasaya açıkça aykırı olup Yargıtay ve Danıştay üyelerinin azlini öngörmektedir. 
Diğer yandan, yargıçların azli sonucunu doğuracak bu yasayı Adalet Bakanlığı hazırlamıştır. Hükümet yani yürütme organı yüksek yargıçların azlini öngören bir yasa hazırlayamaz, bu sonucu doğuracak bir tasarrufta bulunamaz. 
Yüksek yargıçların yasa ile azli, sadece azledilenleri ilgilendiren basit bir özlük meselesi değildir. Yargı bağımsızlığı ve yargıçlık teminatı halkın hukuka ve adalete erişim, adil yargılanma hakkının ve hukuk güvenliğinin, hukukun üstünlüğü ilkesinin korunmasının güvencesidir. Danıştay ve Yargıtay üyelerinin azli ile başlayan süreç asıl olarak anılan hak ve ilkelerin yürürlüğünün kaldırılmasına yöneliktir. Unutulmaması gereken adalet ve demokrasinin yok edildiği yönetim biçiminin adı diktatörlüktür. 
Bugüne kadar yargı sopa olarak kullanılarak otoriter yönetim şekli tesis edilmiş, yasama ve yürütme güçleri arasındaki ayrılık ortadan kaldırılmış, yargı baskı altına alınmıştır. Şimdi yargı gücü de aynı yasama ve yürütmede olduğu gibi tek adama bağlanmak ve demokrasi yok edilmek istenmektedir. Demokratik hakları istemek, talepleri yüksek sesle dillendirmek suç değildir. 
Bizler, 
Şimdi, 
Öncelikle Yüksek Mahkeme Başkanlarını, 
Başkanlık Kurullarını, 
Yüksek Yargıçları, 
İlk derece mahkemeleri yargıç ve savcılarını, 
Türkiye Barolar Birliğini, 
Baro başkanlarını, 
Yargının aktif ve dinamik gücü olan Türkiye'nin bütün avukatlarını, 
Üniversiteleri, 
Sendikaları, 
Dernekleri, 
Sivil toplum kuruluşlarını, 
Türkiye halkını, 
Siyasi iktidarın cumhuriyet ve demokrasiyi ortadan kaldırmaya, ve teokratik-otoriter bir tek adam rejiminin tesis edilmesine yönelik bu tasarrufuna karşı çıkmaya çağırıyoruz. 
Yargının bağımsızlığı, 
Yargıcın tarafsızlığı, 
Yargıçlık teminatı, 
Hukukun üstünlüğü, 
Hukuk güvenliği, 
Adil yargılanma hakkı, 
Adalete erişim hakkı varsa demokratik, laik, hukuk devleti olan Cumhuriyet ülkesi vardır. 
Bilinmelidir ki; bu ilkeler ve haklar yok edildiğinde Cumhuriyetin bütün kazanımları da aynı anda yok olacaktır."

Açıklamaya Hukukta Sol Tavır Derneği'nin yanı sıra kimi demokratik kitle örgütü temsilcileri ve bazı milletvekilleri de destek verdi.