Zorunlu din dersi eğitimine karşı çıkan ve çocukların muafiyet kazanması için dava başvurularında bulunan/bulunmaya hazırlanan veliler yarın İstanbul Kadıköy’de Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde saat 16.00'da bir araya gelecek. Muafiyet başvurusu yapmış veliler ve hali hazırda devam eden hukuki süreçler, çocukların yaşadıkları tecrübeler ve olası sorunlar karşısında alınacak önlemler, okullardaki tepki ve dayatmalara karşı yapılacaklar gibi bir dizi başlığın açılacağı toplantıda hukuki ve psikolojik uzmanlık gerektiren konular da toplantıda ele alınacak.
Din dersinden muafiyet sağlamak için önce okul ve milli eğitim müdürlüğüne başvuru yapılıyor. Buradan red yanıtı aldığınız durumda İdare Mahkemesi’ne dava açabiliyorsunuz. Prosedürle ilgili bilgiye şuradan erişebilirsiniz: http://www.aydinlanmahareketi.org/6-adimda-muafiyet.html
Kadıköy’de kimi veliler henüz ilk başvuru aşamasındayken bazılarıysa davayı açmış durumda. Konuyla ilgili çok sayıda kazanılmış dava ve muafiyet bulunuyor. Bu dönem başında açılan davalar devam ediyor.
Hali hazırda muafiyet için okula ve milli eğitim müdürlüğüne başvuru yapmış durumda olan velilerden biri durumunu şöyle ifade ediyor: “Kızım bu sene 4. sınıfa başladı ve din dersleri almaması için itiraz ettim. Nedeni şu an ülkemizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri aslında Sünni İslam dersleri. Bize hangi dinden veya herhangi bir dinimiz olup olmadığı sorulmuyor. Bu, nüfus kâğıdımıza koyulan din hanesi kadar saygısız bir davranış. Bu çocuklara yapılan bir saygısızlık. Onların haklarına yapılan bir tecavüz.
Kaldı ki, biz laik bir ülkeyiz. Bu da çok önemli bir çelişki. Bu dersler şu anki anayasaya da aykırı. Yani aslında kanunlara göre bile bu konuyla ilgili yasal haklarımızı kullanmak bizim görevimiz. Ayrıca AİHM de Türkiye’yi bu konuda mahkûm etti.
Anaokullarında bile din derslerinin verildiğini biliyoruz. Soyut kavramları algılamanın küçük yaşlarda ne kadar zor olduğu pedagoglar tarafından kabul edilmiş bir olgu. Anaokulunda kendisine cennetin övülmesi sonucunda annesine ‘ben ölmek ve cennete gitmek istiyorum’ diyen çocuk buna küçük bir örnek.
Bilimsel eğitim; çocukların ve gençlerin sorgulayan, akıl yürüten birer birey olmaları bakımından çok önemli. Kendisine sunulan her koşulu kayıtsız şartsız kabul eden, bize dayatılan dindar bir nesil değil, düşünen, akılla hareket eden, sorgulayan bir nesil için hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.”
'GİDİLECEK BAŞKA KÖŞE KALMADI'
Şu sıralar davası devam eden bir diğer veli, bu durumun çocuk üzerindeki etkisi ve başka velilerin üzerinde durduğu “dışlanma korkusu” için şunları söylüyor: “Çocuğum dışlanırsa, diye korkuyoruz ama artık dışlanmamak takkeli/takunyalı ya da türbanlı birine dönüşmeyi gerektiriyor. Bu toplum bununla yüzleşecek, sinerek, dışlanma korkusuyla gidilecek başka köşe kalmadı. Korkularımızı terk etmek zorundayız. Çocuklarımızı teslim etmeyeceksek, şimdiden bunu yönetmeyi öğrenmemiz gerekiyor.
9 yaşındaki bir çocuk din gibi bir konuda kaldıramayacağı çelişkileri sırtlanamaz; bunu ona yapamazsınız. Anne babalar sorumluluklarını sorumsuzca kullandıklarının farkında değiller. Din eğitimi zorunlu olamaz diyeceğiz ve bunun kaldırılması için kavga edeceğiz. Çocuklarımız da bunu bilip buna karşı kendilerini savunacaklar. Bugün bunu yapmadığınızda, başka bir gün çocuğunuz gelip size ‘başınızı kapatmazsanız cehennemde yanacağınızı’ söyleyecek ve günlerce bunu yapmanız için ağlayacak. İşte o zaman hep kaçtığınız bu kavga kapınıza dayanacak ve o zaman belki de çocuğunuzu kaybetmiş olacaksınız.”
Aydınlanma Hareketi info: http://aydinlanmahareketi.org/iletisim.html
Sorularınız için [email protected] adresinden iletişime geçebilirsiniz.
