Valilikten hukuksuz karar: Kendini yakan işçiyle görüşmek yasak!

Ankara Valiliği yine hukuksuz ve keyfi bir yasağa imza attı. İnşaat-İş Sendikası yönetici ve avukatlarının, TBMM önünde kendisini yakan inşaat işçisi Sıtkı Aydoğmuş’la görüşmesinin valilik emriyle yasaklandı.

İnşaat-İş Sendikası yönetici ve avukatlarının, TBMM önünde kendisini yakan inşaat işçisi Sıtkı Aydoğmuş’la görüşmesinin valilik emriyle yasaklandığı iddia edildi.

İnşaat-İş’ten yapılan yazılı açıklamada, İnşaat-İş Ankara Temsilcisi Murat Kurmuş ile sendika avukatı Kazım Bayraktar’ın bugün işçiyle görüşmek için tedavi gördüğü Ankara Numune Hastanesi’ne gittiği, fakat polis ve hastane yönetimi tarafından engellendikleri aktarıldı.

İnşaat-İş’ten konuyla ilgili yapılan açıklamada, polis tarafından sendika avukatı Kazım Bayraktar’a işçiyle görüşmelerinin valilik emriyle engellendiği ifade edilirken, “Kendini yakan işçi fiilen hastanede abluka altına alınmış ve gözaltında tutuluyor” denildi.

İŞ KAZASI SONRASI BAŞINA GELENLERİ ANLATMIŞTI

Sendika yöneticileri daha önce 15 yıllık kalıpçı ustası Sıtkı Aydoğmuş’la görüşmüş ve o görüşmede işçi kendisini yakma noktasına getiren nedenlerle ilgili şunları anlatmıştı:

"2013 yılında SİNPAŞ’a bağlı Delta isimli bir taşeronda çalıştım. 13 Şubat 2013’te hiçbir iş güvenliği olmadığından kaynaklı şantiyenin üçüncü katından düştüm. Kaburgam kırıldı, omuriliğimde ve kafatasımda zedelenme oldu. Hastanede tedavi altına alındım. Omurulik zedelenmeme sebebiyet verdiği için bir aylık tedavi sürem boyunca hastanede hiç kıpırdamadan yatmak zorunda kaldım. Tam bir ay!

Bizlerin ancak cenazesinin değerli olduğu bu ülkede, firma yetkilileri hastanede yanıma geldi. Benim tedavi sürecimde yardımcı olacaklarını, şikayet etmemem durumunda bana ev alacaklarını, araba alacaklarını, para vereceklerini vaat ettiler. Bir ayın sonunda sanki bir köpeği dışarı atarmışçasına hastaneden çıkınca beni sedyeyle evimin kapısının önüne bırakıp çekip gittiler. Ha birde 200 TL verdiler, sadece 200 lira!

Bunun üzerine yine 2013 yılında SİNPAŞ’ı mahkemeye verdim. Gerek mahkeme süreci için gerekse çalışamadığımdan dolayı hayatımı sürdürebilmem için çeşitli ihtiyaçlarımı karşılamak suretiyle 30 bin TL kredi çektim. Yetmedi, 10 bin TL daha kredi çekmek zorunda kaldım. 5 senedir bu mahkeme devam ediyor, bu süreçte işsiz kaldım, tam 6 kere hakim değişti ama mahkeme hala sürüyor.

SİNPAŞ ile mahkemelik olmamdan kaynaklı girdiğim her yerde beni işten çıkartıyorlar. Hatta bu yüzden kimi yerlerde kaçak çalıştım, sırf üç kuruş para kazanabilmek için. İnşaat işçisine her şeyi geçtim ücreti dahi verilmiyor, bedavaya çalıştırmak peşindeler. Sigortalarımız eksik ve gerçek ücret üzerinden değil, asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Devletin bize verdiği Asgari Geçim Ücreti’ne patronlarımız sağ olsun el koyuyorlar. Göstermelik iş güvenliğinin olduğu şantiyelerde cambaz gibi çalıştırılmaya mecbur bırakılıyoruz."

EN ÇOK ÖLÜM ŞANTİYELERDE

Ülkemizde iş cinayetlerinde en çok ölüm inşaat iş kolunda gerçekleşiyor. Geçen yıl en az 2 bin 6 işçi öldü. Bu iş cinayetlerinin 453'ü şantiyelerde meydana geldi. AKP hükümeti ülkenin lokomotif sektörü olarak gördüğü inşaat iş kolunda müteahhitleri verdiği teşvikler ve peşkeş çektiği arazilerle ihya ederken, kar hırsından gözü dönen iş adamlarının iş güvenliği önlemlerini yetersiz alışı nedeniyle binalar işçilerin kanlarıyla yükselmeye devam ediyorlar.