Ülkenin 'hayır' diyen yarısına edilen hakaret, küfür ve ithamlar unutulacak mı?

Yarın referandum var… Görünen o ki ülkenin bir yarısı “evet”, diğer yarısı “hayır” diyecek… 17 Nisan sabahı akıllarda kalacak ve belki de Türk siyasi tarihinde hiç unutulmayacak olan ise tercihini “hayır”dan yana kullananlara yani ülkenin yarısına edilen hakaretler, küfürler, vurulan damgalar…

Haber Merkezi

16 Nisan referandumunun, Türkiye siyasi tarihinde yerini alan önceki altı referandumdan bir farkı var. Önceki referandumlarda da “evet” ve “hayır” diyenler vardı ancak AKP Türkiyesinde yaşanan 16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu, “hayır” diyenlerin “hain”, “terörist”, “darbeci” ilan edildiği ilk referandum oldu.

AKP’nin büyük bir hukuksuzluk ve keyfilikle tüm kamu kurum ve kuruluşlarını “evet” propagandası için seferber ettiği, tercihini “hayır” olarak belirtenlerin en olmadık hakaret, aşağılama ve damgalamalara maruz bırakıldığı bu referandum, siyasi tarihimize bu yönüyle de geçecek bir halk oylaması olacak.

Biz de tarihe not düşmek adına, tercihini “hayır”dan yana kullananlara edilen hakaretleri, küfürleri, aşağılama ve damgalamaları derledik.

Referandumda “hayır” demeye hazırlananlara yönelik hakaret ve aşağılamayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Şubat ayında Bahreyn’e giderken düzenlediği basın toplantısında başlattı. “Hayır” oyu kullanacaklara “terörist” yakıştırması yapan Erdoğan, “Şu anda ben halkımızın henüz Cumhurbaşkanlığı sistemini tam olarak anlama konumuna geldiğine ihtimal vermiyorum çünkü bunu halkımıza iyice anlatmamız lazım. Hayır diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır" dedi. Erdoğan’ın bu açıklaması basında “Hayır diyenler teröristtir” başlığıyla yer aldı.

Erdoğan hızını alamadı. Bahreyn dönüşünde de “hayır” demeye hazırlanan yurttaşlara saldırmayı sürdürdü. Dönüş uçağında gazetecilerle konuşan Erdoğan, referandumda "hayır" diyecek yurttaşları "şerre rıza göstermekle" itham etti ve “Şerre rıza şerdir” dedi.

Aynı ay içerisinde Başbakan Binali Yıldırım da benzer bir çıkış yaptı. Yıldırım, "Neden 'evet' diyoruz? PKK 'hayır' diyor, onun için 'evet' diyoruz. FETÖ 'hayır' diyor, onun için 'evet' diyoruz. HDP 'hayır' diyor, onun için 'evet' diyoruz. 'Hayır'cılara bakın ona göre kararınızı verin" diyerek, adı geçen örgüt ve yapılarla hiç ilgisi olmadığı halde “hayır” demeye hazırlanan yurttaşları etkilemeye çalıştı.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bu çıkışlarından ilham alan kamu görevlileri, çeşitli il ve ilçelerde “Hayır diyen teröristtir, haindir” minvalinde kara propagandaya başladılar. Bunun en tipik örneklerinden biri Bilecik’te yaşandı. Bilecik’in türbanlı Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, "hayır" oyu verecekleri "namussuzlar, hırsızlar, darbeciler, Amerikan uşakları" gibi nitelemelerle aşağılamaya çalıştı.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın öncülüğünde başlatılan “hayırcı avı”, Mart ve Nisan aylarında ülkede dalga dalga yayılacak ve “hayır” demek neredeyse bir “suç” olarak algılanmaya başlanacaktı.

Erdoğan’ın, Yıldırım’ın ve kamu görevlilerinin fanatik “hayır” düşmanlığını gören, işiten kimi vatandaşlar da, kendilerine durumdan vazife çıkarıp kamusal alanlarda, cadde ve meydanlarda “hayır” çalışması yapanlara fiili ve fiziki saldırıda bulunmaya başladılar.

İstanbul'da İETT otobüsünde yaşanan bir tartışmada, Erdoğan hayranı olduğunu söyleyen bir saldırgan, referandum sonrası için tehdit savurdu, "Nisan'a kadar lan sizin sonunuz. Osmanlı gelecek alayınızı kılıçtan geçirecek" diyordu.

Koroya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olan Enerji Bakanı Bwerat Albayrak da katılıyordu. Albyrak, “Büyün vatan hainleri hayır diyor” söylemini devam ettiriyordu.

Devlet katındakilerin “hayır”a karşı bu hasmane ve hakaretamiz tavrı, vatandaşlara da ilham oldu referandum kampanyası boyunca. Bunun tipik örneklerinden biri Sinop’ta AKP İl Yönetim Kurulu Üyesi Musa Yıldırım’ın silahına davranması oldu. AKP’li Musa Yıldırım, arkadaşının “Hayır diyenleri ne yapacağız” sorusu üzerine silahına davranıp 4-5 el ateşledi.

Ve hemen ardından Kaş’ın AKP’li belediye başkanı Halil Kocaer’in sözleri konuşuldu. Kocaer, “hayır” diyecekleri haçlılara benzetti.

“Hayır”cılara yönelik tehditler sadece hakaret ve aşağılama değil, aynı zamanda işten atılma, mobbinge uğrama şeklinde de tecelli edebiliyordu.

Bunun en önemli örneğiyse İzmir’de Katip Çelebi Ünivesitesinde yaşandı. Üniversite kantininde çalışan iki emekçi, “hayır” çıkartmasıyla poz verip fotoğraf çekildikten sonra üniversitedeki görevlerinde atıldı.

Memleketin cumhurbaşkanı, başbakanı “hayır”cılara yönelik kara propaganda yapadursun, din tüccarı bir imam, "hayır" oyu kullanacak yurttaşları "cehennemlik" ve "vatan haini" ilan etti… İmam, "Kim hayır oyu kullanırsa bu milletin evladı olamaz" dedi!

Referandum sürecinin son dönemecine girildiği Nisan ayında “hayır”dan yana tercih kullanacak yurttaşlara yönelik saldırı, hakaret ve ithamlar daha da arttı.

Erdoğan, referandum kampanyası boyunca neredeyse her konuşmasında PKK, ‘FETÖ’ ve IŞİD’in “hayır” kampanyası yürüttüğünü ileri sürmüş, ardından “teröristler ‘hayır’ diyor” ifadesini kullanmış, ancak gelen tepkiler üzerine bunun “Hayır diyenler teröristtir” anlamına gelmediğini savunmuştu.

Erdoğan, tüm bu geri adımına rağmen dayanamadı ve 12 Nisan’da Ordu mitinginde yine aynı ifadeyi kullanmaktan kendini alamadı. Referandum kampanyasının en başında dile getirdiği cümleleri yine tekrarladı ve “FETÖ’nün ‘hayır’ dediği, DEAŞ’ın ‘hayır’ dediği, PKK/PYD’nin ‘hayır’ dediği, PKK’nın güdümündeki partinin ‘hayır’ dediği, Avrupa ülkelerinin çoğunun ‘hayır’ dediği bir yerde ‘hayır’ demeye insan utanır ya” ifadesini kullandı.

Aynı mitingde, hızını alamayan Erdoğan, “hayır” oyu verecekleri “hain” de ilan etti. Erdoğan, “Türkiye’ye ihanet eden taş kesilir taş. 16 Nisan’da bu ülkenin ahını alanlar taş kesilecekler” dedi.

Yine aynı gün Başbakan Binali Yıldırım, Erzincanlılar Buluşması’nda kürsüden, “Terör örgütleri bir olmuş 'hayır' diye kampanya yapıyor” diyerek, “hayır” ou vermeye hazırlanan yurttaşlara yönelik bir algı yaratmaya çalışıyordu.

Aynı gün Eskişehir’e giden Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da, kentin caddelerinde “Anayasayı bana sor” çalışması yapan öğrencileri tehdit etmekten geri kalmıyordu. Avcı, anayasa değişiklik paketinin içeriğini anlatmaya çalışan hukuk öğrencilerine, "Adreslerini alın, ben size gelip anlatayım" diyordu. Korumaları öğrencilerin adreslerini zorla almaya çalışsa da, AKP Türkiyesinde başlarına gelebilecekleri bilen öğrenciler isimlerini ve adreslerini vermiyordu.

Öyle ki, AKP’nin içinden bile “hayır”cıları “hain”likle damgalamanın “yanlış bir taktik” olduğunu ifade eden sesler çıktı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, “Teröristler ‘hayır’ diyor” söylemine ilişkin yanlış bir algının oluştuğunu öne sürdü.