ÜKD: Üniversiteler KHK’lara boyun eğmeyecek!

ÜKD, üniversitelerin hedef haline getirilişine ve son yaşanan akademisyen kıyımına ilişkin bir açıklama yayınladı.

Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), akademisyenlerin KHK'lar ile üniversitelerden ihracına ilişkin bir açıklama yayınladı. Hedefin üniversitelerin taşıdığı ilerleme fikri ve toplumsal sorumluluk bilinci olduğunu belirten ÜKD'nin açıklamasının tam metni şöyle;

Üniversiteler KHK’lara boyun eğmeyecek!

AKP, iktidarı boyunca bilimsel bilgiyi karşısına almış, üniversitlerin taşıdığı toplumsal sorumluluk ve ilerleme fikrinin içini boşaltmaya çalışmıştır. 15 Temmuz süreci sonrasında ilan edilen OHAL ile yayımlanan KHK’lar, bu sürecin önemli birer aracı olmuştur. Eylül ayından itibaren yayımlanan KHK’lar çok sayıda değerli bilim insanının haksız yere üniversitelerden atılmasına neden olmuş, bunun sonucu olarak da kimi lisans ve lisansüstü programlar yürütülemeyecek konuma gelmiştir. Son çıkarılan 686 sayılı KHK ise beraberinde Ankara Üniversitesinde, özellikle de Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde ağır bir tasfiye sonucunu doğurmuştur. Bununla da yetinilmemiş, yaşanan tasfiyeleri protesto hakkını kullanan üniversitenin akademisyenlerine, öğrencilerine ve dayanışma amacıyla orada bulunan yurttaşlara Cebeci kampüsünde polis çok sert müdahale etmiştir. Akademisyen ve öğrenciler tartaklanmış, gözaltına alınmış, öğretim üyelerinin cübbeleri çiğnenerek kampüse polis ve TOMA sokulmuştur. Dün ortaya çıkan tablonun baş sorumlusu AKP’dir.

Dün Cebeci kampüsünde savunulmak istenen, haksız ve hukuksuz yere işten atılan meslektaşlarımızın haklarıdır; savunulmak istenen, bu ülkenin kamucu, aydınlanmacı, ilerici birikimidir. Dün saldırdıkları ise bu değerleri savunan akademisyenlerdir, “Hocama Dokunma” diyen öğrencilerdir ve aynı değerleri paylaşan ve desteklerini sunmak isteyen tüm ilerici yurttaşlardır.

AKP’nin tüm saldırılarına, artırdığı şiddete rağmen meslektaşlarımızın görevlerine döneceklerini biliyoruz. Meslektaşlarımız bilimsel üretimlerini kendi üniversitelerinde sürdürmeye devam ettiklerinde, bu haksız süreci yürütenlerin ve bunun bir parçası olanların toplumsal hafızada nasıl yer bulacağını ise aslında yakın tarihimize bakarak görebiliyoruz.

AKP cenahından kimi isimlerin yaptığı açıklamalar bu sürecin kendileri için de iyiye gitmediği ve çuvalladıklarının farkında olduklarını ortaya koymaktadır. AKP milletvekilleri, grup toplantısında sürece yönelik huzursuzluklarını dile getirmekte, başbakan yardımcısı listelerin yeniden incelenebileceğini vurgulamakta ve sorumluluğu YÖK’e atmakta ama YÖK tasfiyelerdeki sorumluluğun kaynağı olarak rektörlükleri işaret etmektedir. Rektörler şu an için sessizdir, ama bilinmektedir ki sorumluluk asıl olarak bu süreci baştan sona yürüten herkeste.

Bugün öğrencisinden akademisyenine, idari personelinden taşeron işçisine yani tüm üniversite bileşenlerine, sendikalardan meslek kuruluşlarına, çocuğunu üniversiteye gönderen ailelerden memleketi için kaygılanan ilerici insanlara tüm kesimler tepkilerini dile getirmektedir. Bu tepkiler önemlidir ve bilimden, aydınlanmadan, eşitlik ve özgürlüklerden yana büyüyen bir mücadelenin parçasıdır.

Üniversite Konseyleri Derneği olarak bu mücadelenin bir parçası olduğumuzu deklare eder, tüm üye ve dostlarımızı, yürütülen bu hukuksuz sürece karşı “Hayır gitmiyoruz” diyerek direnen meslektaşlarımızın yanında yer almaya davet ederiz.