TKP Almanya Örgütü'nden Almanya-AKP gerginliğine ilişkin açıklama

TKP Almanya Örgütü, Almanya ile AKP arasında yaşanan gerginliğe dair "Federal Almanya'da Yaşayan Alman ve Türkiyeli Emekçilere Açık Mektup" başlıklı bir açıklama yayımladı.

Haber Merkezi

Son günlerde Almanya ile AKP iktidarı arasında giderek gerginleşen ilişkilere ilişkin, TKP Almanya Örgütü'nden açıklama geldi.

Yaşanan gerginliğin Almanya'da yaşayan Alman ve Türkiyeli emekçiler açısından taşıdığı önemin anlatıldığı açıklamanın tam metni şu şekilde:

Federal Almanya'da Yaşayan Alman ve Türkiyeli Emekçilere Açık Mektup

Almanya ile AKP iktidarı arasında epey bir süreden beri sürmekte olan vekâlet savaşı, Türkiye ve Almanya halkına zarar verecek boyutlara ulaşmıştır. İslamcı-faşist AKP iktidarı  kendisini iktidara getirip destek verenlerin sırtlarını dönmeleri sonucu telaşa kapılarak birden fazla dengeye oynamaya yönelmiştir. İşlediği suçları örtbas edip, ömrünü uzatma kaygısına kapılan Erdoğan yönetimindeki siyasi çete, olmadık provokasyonlara girişmekten geri kalmadığını kanıtlamıştır.

Kapitalist sömürü ve emperyalist saldırganlığın sonucu olarak ortaya çıkan derin yoksulluk ve göç, Avrupa metropollerini de bir şekilde vurmuştur. Bu sömürü ve saldırganlığın bir sonucu olarak Akdeniz göçmen mezarlığına dönerken, adeta tarih öncesi kavimler göçünü andıran nüfus hareketlilikleri ortaya çıkmıştır.

Emperyalist barbarlığın elinden bir şekilde kaçmayı başaranlar, Avrupa'da aşağılık bir ırkçılıkla karşılaştıkları yetmezmiş gibi, “yararlılıkları” oranında muamele görmüşlerdir.

Böyle bir tabloda, Avrupa'nın etkin emperyalist gücü Almanya, parasını kırbaç gibi kullanma alışkanlığını sürdürmenin ötesinde, nedeni oldukları Hindikuş ve Ortadoğu'daki savaşın yarattığı insan göçünden de fayda çıkartmayı bilmiştir.

Alman sermayesinin gereksinim duyduğu işgücü açığı, sığınmacılar üzerinden tedarik edilmeye çalışılmış, bu amaçla  Avrupa'nın daha zayıf unsurlarını kızdırma pahasına, göç teşvik edilmiştir.

İşgücü ihtiyacını karşılayacak kitle yeterli gelince, “geri kalanlar”a yol gösterilmek istenmiş, bu amaçla bir dizi “program” hayat geçirilmiştir.

Sığınmacıların bir bölümü “terör” tehlikesi gerekçe gönderilerek geri gönderilmek istendiği gibi; iç savaşın ortasındaki Afganistan gibi bir ülkeyi “güvenli ülke” statüsüne kavuşturma manevraları dolaşıma sokulmuş; sadaka mahiyetinde geri dönüş “teşvik“ fonları yürürlüğe konulmuş; PEGİDA, NPD ve AfD gibi ırkçı ve faşist yapılar yoluyla sığınmacı ve yabancılar baskı altına alınarak “caydırıcılık” efekti sahnelenmiştir.

Daha sonra “Ankara'nın küfürbaz despotu” olarak nitelenecek Erdoğan ile sığınmacı anlaşmaları imzalanarak, para karşılığı fazla nüfus dışarıda tutulmak istenmiştir.

Erdoğan'ın sığınmacıları şantaj nesnesi yapmak istemesi ile Avrupalı emperyalistlerin enerji kaynakları ve stratejik bölgelere dönük siyasi pratikleri aynı açgözlülüğün ürünüdür. Piyasacı, dinci AKP de, sömürü ve baskı mekanizmaları olmadan ayakta kalamayan emperyalist dünya da aynı kaynaktan beslenmektedirler: Emek sömürüsü!

Şantajcı AKP iktidarı yalnızca sığınmacılar politikası ile insanları vahşi politikalarına alet etmemektedirler. Üç milyonu aşkın emekçi kitlenin Almanya'da yaşıyor olmasından hareketle, bu insanları da kendi çıkarcı amaçları için kullanmak istemektedir.

Almanya'da yaşayan Türkiyeli emekçiler, Alman devletinin “sadakat” talebi ile AKP iktidarının “piyonu” olma durumu arasında sıkışıp kalmışlardır.

Sadakat ile piyon olma arasına sıkıştırılan emekçi kitle, aynı iş yerlerinde çalışıyor olsa da anadil ve köken farkından dolayı birbirine düşman edilmeye çalışılmaktadır.

AKP iktidarı ile Alman emperyalizmi arasındaki hesaplaşmanın nesnesi emekçi halkımız olamaz.

Onların karşılıklı şantaj ve vekâlet savaşları bizleri zerre kadar ilgilendirmiyor!

Ne piyasacı, islamcı AKP iktidarı Türkiyeli emekçileri temsil edebilir ne de dünyayı sömürü ve saldırı kıskacıyla yönetmeye çalışan Alman emperyalizminin temsilcileri Alman emekçilerini.

Alman emperyalizminin AKP'den kurtulmak istemesi, onların Türkiye toplumu için iyi niyetli olduklarını göstermez. Amaç, sömürüyü bakî kılıp, olası risk unsurlarını bertaraf etmekten ibaretttir.

Bundan dolayıdır ki:

Emekçiler arasında düşmanlık yaratan her çabayı enternasyonalist dayanışma ile reddediyoruz.

Yükselen yabancı düşmanlığını ancak işçi sınıfının birliği ve dayanışması  savuşturulabilir.

AKP ile Alman devleti arasında yaşanan krizin emekçiler aleyhine “uzlaşma” ile aşılmasına olanak vermeyeceğiz.

Avrupa Birliği'nin emperyalist politikalarına karşı duracağız.

İslamcı AKP'nin Türkiyeli emekçileri kendi amaçları için piyon olarak kullanmasının önüne geçeceğiz.

Alman emperyalizminin “Erdoğan'sız AKP” planlarına ortak olunmasını deşifre edeceğiz.

TKP Almanya Örgütü