TKG'den yazı dizisi: 21. yüzyılda genç olmak

Türkiye Komünist Gençliği bir süredir hazırlıklarını yürüttüğü '21. Yüzyılda Genç Olmak' başlıklı özel dosyayı 2020’nin ilk ayında yenilenen internet sitesi üzerinden yayımlayacak.

soL - Haber Merkezi

Son dönemlerde ülke gündemine de giren yemekhane zamları, KYK kredi borçları, imam-hatipleşmeye karşı yükselen itirazlar yahut stajyerlerin yaşadığı hak gaspları gibi başlıklar üzerinden Türkiye’de gençlerin yaşamlarını sürdürmeye çabalarken karşılaştıkları zorluklar tartışılır oldu. Türkiye nüfusu içerisinde gençlik oldukça önemli bir yer tutuyor (15-24 yaş arası gençlerin nüfusa oranı %15,8), dolayısıyla gençlerin yaşam içerisinde karşılaştıkları problemler ülke geneli açısından belirleyici hale geliyor.

Güncel durumun birer sonucu olarak karşımıza çıkan ülkeden ve dünyadan umudu kesme, yurt dışına göçme hayalleri ya da bireysel kurtuluşu vaaz eden kariyerizm gibi "çözüm yolları" ise bugüne dek karşılaşılan sorunlara çözüm olmaktan ziyade gençlerin, kendileri için gittikçe ağırlaşan koşullar karşısında “izleyici” konumuna itilmesine sebep oldu.

Türkiye Komünist Gençliği (TKG), üniversitelerden seslerin yükselmeye başladığı, AKP'nin gericilik aşısının tutmadığının liselerde açıkça ortaya çıktığı, genç kadınların baskı ve eşitsizlik karşısında ayağa kalktığı bu dönemde örgütlü mücadeleye referans olacak belgeyi yarın yayımlamaya başlayacak.

NE İÇİN, KİMİNLE MÜCADELE?

TKG tarafından 3 ayrı başlıkta hazırlanan yazı dizisi, gençlerin tarih boyunca siyasette ve toplumsal mücadelelerde nasıl bir yer tuttuğuna, bugün fikir dünyasını oluşturan etkenlerin neler olduğuna ve geleceğin nasıl kazanılabileceğine odaklanıyor.

Dosyanın eksenini oluşturan iddia, gençlerin bugün dünyanın her yanında çıkmaz sokağa girdiği açık olan emperyalist sistem hakkında bütünlüklü bir kavrayışa ulaşmasının, kendi hayatına ve geleceğe müdahale edebilmesinin ön koşulu olduğu. Bu kavrayış sayesinde bugün hali hazırda verilmekte olan “yaşanabilir bir gelecek” mücadelesinin birleşik ve sonuç alıcı hale geleceğine, aksi takdirde yaşam şartları, cinsiyet eşitsizliği, çevre problemi gibi düzen tarafından kasıtlı biçimde birbirinden bağımsız başlıklarmış gibi gösterilen sorunların zamanla hakim olan sistemin birer parçasına dönüşeceğine işaret eden TKG, sonuç alınamayan her kavganın gençleri ileride daha büyük bir umutsuzluğa iteceğini söylüyor.

NEO ORTAÇAĞ: BU KADAR İMAM NEREDEN ÇIKTI?

Bugün genç olarak tanımlanan kuşak sosyalizmin dünyada gerçek bir güç veya seçenek olduğu zaman dilimine tanıklık etmiş değil. Bu durum çoğu genç için aynı zamanda soğuk savaştan, gericiliğin ve sömürünün eşitlik ve adalet karşısında nasıl makyajlandığından da haberdar olmamak anlamına geliyor.

TKG, hazırladığı dosyada bugün halkın üstüne çöken dinci gericiliğin soğuk savaş dönemine ait bir ideolojik araç olduğunun yani anti-komünizmin ürünü olduğunun altını çiziyor, hortlatılan ortaçağ ideolojisine kapıyı kapitalizmin sağından “soluna” bütün öznelerinin açtığını hatırlatıyor ve dosyada AKP’ye alan açan dönem bu tarihsel bağlamda tanımlanırken şimdilerde muhalefetinden iktidarına kadar "vatanı savunduğunu" iddia edenlerin sınıf siyasetinde hep patronlardan yana saf tuttuğuna işaret ediliyor.

GLOBAL AHMAKLIK: EMPERYALİZM

21. yüzyıl teknolojisi dünyadaki gelişmeleri ve siyaseti takip etmeyi çok daha kolay hale getirdi. TKG, emperyalist sistemin tepesinde yer alan ülkeleri temsil eden siyasilerin, örneğin Trump’ın veya Boris Johnson’ın “utanç verici” hallerini sorgularken bu kepazeliği sistemin yarattığını unutmamak gerekir diyor.

Emperyalizmin savaşlar, dünyanın geleceğini uçuruma sürükleyen çevre katliamları, ortaçağdan kalma gerici ideolojiler olmaksızın yaşayamayacağı ortada. Hazırlanan dosyada bu etkenlerin bütünlüğüne vurgu yapılırken sömürü düzeni devam ettiği müddetçe “daha insani” olanın var olamayacağı, emperyalizmin kendisinin yerli işbirlikçilerinin iddialarının aksine “dış güçlere” indirgenemeyeceği açıklanıyor.

KAPİTALİZMİN KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ: ATIKLAR NASIL GERİ DÖNÜŞTÜRÜLÜR?

Kültür-sanat alanı mutlaka dönemin egemen düşünceleri bağlamında değerlendirilmek zorunda. Hepimizin abone olduğu yayın platformları, müzik uygulamaları, takip ettiğimiz ödül törenleri var. 21. yüzyılda gençlerin kimliklerini oluşturmalarına etki eden önemli kaynaklardan biri olan bu sistem, her örnekte tekrara düşmekten, bayağılıktan ve sahtelikten kurtulamıyor. TKG "en çok izlenen/dinlenen/okunan" gibi afili söylemlerle dayatılan kültür-sanat hegemonyasını reddediyor, bu hegemonyanın gençlere ancak eski dünyanın tortularını önerebileceğini, düzeni değiştirme iddiası olmaksızın monoton ve vasat bir çarkın dışına çıkamayacağını iddia ediyor.

Dosyada bugüne ışık tutmaya devam eden Nâzım, Brecht, Godard gibi sanatçıların değerini anlamak için dünyaya baktıkları sınıfsal perspektifin kavranması gerektiği, aksi takdirde bugünün birbirinin kopyası üretimlerinin, gençleri düşünmekten ve mücadele etmekten alıkoyan atmosferi beslemeye devam edeceği söyleniyor.

GENÇLİK GELECEK, GELECEK KOMÜNİZMDİR!

Gençlerin yüzleştiği bu kadar probleme rağmen “Genç olmak” başlıklı bir dizinin umuda işaret etmemesi elbette beklenemez.

TKG, “tarihin sonu geldi” tezlerinden, tezin sahiplerinin dahi kaçmaya başladığına vurgu yaparken, gençliğe de emekçilere de önerecek hiçbir şeyi kalmayan kapitalizmin saplandığı ideolojik krizden çıkmasının olanaksız hâle geldiğini anlatıyor. TKG’ye göre gençleri bugün imam hatiplerle, kadın düşmanlığıyla, işsizlikle esir almaya çalışan Türkiye kapitalizmi giriştiği her işte bu yüzden duvara tosluyor.

Dosya boyunca "böyle gelmiş böyle gider" diyenlere neden boyun eğilmeyeceğini, gençliği “yaşatacak” olanın bu boyun eğmeme hali olduğunun altı çiziliyor ve gerçek kurtuluşun örgütlü biçimde verilecek sosyalizm mücadelesi ile mümkün olacağına vurgu yapılıyor.

TKG'nin sitesinde yayımlanacak olan diziyi soL'dan da takip edebilirsiniz.