TKG: Paranın kirlettiği ellerinizi Marmara Üniversitesi'nden çekin

Türkiye Komünist Gençliği (TKG), Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü’nün de içinde bulunduğu Ihlamur Kasrı’nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imara açılması üzerine bir açıklama yayımladı.

Haber Merkezi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı yeni planla birlikte, Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü’nün de içinde bulunduğu Ihlamur Kasrı’nın tarihi sit alanı imara açılmış oldu.

Bu planla birlikte Nişantaşı Kampüsü’nün içinde yer alan İletişim ve Diş Hekimliği Fakülteleri yıkılacak ve yerlerine AVM ve rezidans yapılacak.

Türkiye Komünist Gençliği'nin (TKG) açıklaması şöyle: 

PARANIN KİRLETTİĞİ ELLERİNİZİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ’NDEN ÇEKİN

Ne oldu? 

Taşınması uzun süredir gündemde olan Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı düğmeye bastı. Kampüsü de kapsayan Ihlamur Kasrı'nın tarihi sit alanı, hazırlanan yeni planla birlikte imara açılmış oldu. Buna göre sit alanı sınırları içerisinde kalan arazideki “Üniversite Alanı” fonksiyonu kaldırılarak “Ticaret+Konut” ve “Park” fonksiyonları getirildi. 

Durmak yok sermayeye peşkeş çekmeye devam!

AKP’nin yağma ve talan politikalarının bir yenisiyle daha karşı karşıya Marmara Üniversitesi. İktidarı süresince üniversiteleri sermayenin talanına açan AKP, patronlara ‘kıyak’ hazırlığında… Yapılan düzenlemeyle birlikte söz konusu alanda, üniversitenin yerine, AVM ve rezidansların yükseleceği söyleniyor.

Bilime ne gerek var?

İstanbul'daki pek çok tarihi yapıyı her fırsatta üniversitelerin bünyesinden çalmak için elinden geleni yapan iktidar, aydınlanmayı ve bilimsel üretimi engellemenin yolu olarak  üniversiteleri kent merkezlerinden uzaklaştırmayı hedefliyor. Bunu yaparken hem yandaşların hem de hizmetinde olduğu patronların cebini doldurmayı hedefliyor. Üniversite öğrencisine her tür zulmü reva gören gericiler, üniversite ile toplumun bağını zayıflatmak için elinden geleni yapıyor. Bilimi savunan akademisyenleri üniversiteden uzaklaştırmakla, üniversiteyi kent merkezlerinden uzaklaştırmanın aynı amaca hizmet ettiği açıkça görülüyor.

Gericilik ve piyasacılık hep mi kardeş?

Hemen cevap verelim. Evet! Yıllardır bir küs bir barışık gibi gözüken patronlar ile gericiler aslında aynı yolun yolcusu. "Aynı gemideler" kendi deyişleriyle. Toplumun ilerici damarlarının tıkanması, patronların karlarını arttırıyor. Dolayısıyla üniversitelerin kimliksizleştirilmesi; mescidiyle, camisiyle adeta bir ibadethane haline getirilmesi ile tarihi alanların yağma ve talana açılması birbirini izliyor. 

Kampüs yağması: AKP’nin mesleği

Marmara Üniversitesi bu konuda yalnız değil. Pek çok üniversite benzer sorunla karşı karşıya. En son örnek, Yıldız Teknik Üniversite’nin Beşiktaş’taki kampüsü. Bilindiği gibi doğrudan Erdoğan’a tahsis edilmişti. Ya da çok uzakta aramaya gerek yok. Marmara Üniversitesi’nin bir diğer kampüsü olan Haydarpaşa’da da benzer bir süreç yaşanmıştı.

Peki gerçekten öğrenciyi düşünen kimse yok mu?

Tam da bu noktada sormak gerekiyor: Üniversiteler yağmalanırken öğrencinin payına ne düşüyor? Hayat pahalılığı, geçim derdi ve okurken çalışmak zorunda kalmak... Sanki rahat okuyabiliyormuşuz gibi, İstanbul'un bir yakasında okumaya çalışan Marmara Üniversitesi öğrencisinin payına, öbür yakasının en ucuna gitmek, orada hiç yoktan bir hayat kurmaya çalışmak düşüyor. Ya insan bünyesinin kaldıramayacağı bir trafik çilesine maruz kalacaksınız, ya da zor bela çıktığınız evlerden tekrar çıkıp; yeni bir eve ve ya yurda çıkabilmek için daha fazla para kazanmaya çalışacaksınız.

Üniversiteyi ve eğitimi savunmanın yolu: Boyun eğmemek

Haydarpaşa öğrencileri #HaydarPaşayıKoru kampanyası ile karşılamışlardı, yağmayı. Bizi üniversitenin kimliğinden, ruhundan ve en önemlisi toplumla kurulan ilişkinden koparmaya çalışanlara vereceğimiz cevap ‘Peki’ olmayacak.  Parayla kirlettiğiniz ellerinizi üniversitemizden çekmeniz gerekliliğini ve Marmara’nın Başıbüyük’e sığmayacağını haykıracağız. Güçlerini karanlık iktidarlarından aldıklarını kendilerine hatırlatıyoruz. Oturduğunuz koltuklar altınızdan çekilecek ve üniversitelerin kaderini boyun eğmeyenler belirleyecek.