TEOG'un yerine getirilen sistem: Gerici ve paralı eğitimde yeni bir adım!

TEOG'un yerine getirilen "Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi" adlı sistemle, AKP’nin gerici ve paralı eğitimi derinleştirmek için bir adım daha attığı görülüyor. Yani AKP cephesinde yeni bir şey yok... Eğitim bilimci Dr. Onur Seçkin yeni sistemi soL okurları için değerlendirdi.

Dr. Onur Seçkin

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, bu yıl 1 milyon 200 bin sekizinci sınıf öğrencisinin gireceği TEOG’un kaldırılmasının ardından, liselere girişte yeni sistemin nasıl olacağını açıkladı. Yılmaz’ın açıklamalarında çeşitli anlaşılmazlıklar ve belirsizlikler olsa da çıkarılacak özet sonuç, öğrencilerin büyük çoğunluğunun yaşadıkları adrese dayalı kayıt sistemi yoluyla bir lise türüne yerleştirileceği, bazı okulların da yapacakları sınavla öğrenci alacakları...

Yılmaz’ın açıklamalarına göre yeni sistemin adı "Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi." Yeni sisteme göre öğrenciler sınava girmezse, içine girdiği eğitim bölgesindeki farklı türdeki okullardan beş tane tercih edebilecek. Bu okullar anadolu lisesi, meslek lisesi ya da imam hatip lisesi (İHL) olabilecek. Bakan Yılmaz’ın açıklamalarına göre eğer tercih edilen okulların kontenjanı dolarsa tercih edilen okula girişte başarı puanı esas olacak.

Bu noktada birkaç soru ortaya çıkıyor:

1- Eğitim bölgesinde hangi okullar olacak?

2- Öğrencilerin tercih yaptığı bütün okullarda kontenjan dolarsa ne olacak?

İlk maddeden, yani eğitim bölgesinde bulunacak okullardan başlayalım. Bakan buna yönelik açıklamasında "Eğitim bölgeleri sisteminin nasıl oluşturulduğu ortaya çıktığında, kaygıya gerek olmadığı ortaya çıkar" değerlendirmesini yapıyor. Ancak bu noktada akla son yıllarda hem ortaokul hem de lise düzeyinde giderek artan imam hatip dayatmaları akla geliyor.

AKP iktidarı, 15 yılda 2671 tane imam hatip ortaokulu (İHO) ve 1002 tane İHL açtı. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında bu okullarda yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrenci kayıtlıydı. Sayılar oldukça yüksek olsa da, sunulan burs, yemek, servis, yeni okullar gibi her türlü teşvike ve devletin en üst düzeyinden başlayıp alta doğru giden her türlü yönlendirmeye rağmen, AKP bu okullardan halen istediği verimi alabilmiş değil. AKP bir taraftan yeni müfredatıyla, zorunlu-seçmeli din temelli derslerle, kadrolaşmayla bütün okulları imam hatipleştirilmeye çalışırken, İHO ve İHL’lere kayıtlı öğrenci sayılarını daha fazla artırmak istiyor.

"ADRESE DAYALI" İMAM HATİP

Eğitim bölgeleri ve öğrencilerin tercih edebileceği okul türleriyle ilişkili olabilecek, yakın dönemdeki bir gündemi de bu noktada hatırlatmak gerekiyor. AKP 24 Haziran 2017 tarihinde “Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği” adlı bir yönetmelik yayımladı. MEB bu yönetmelikle yerleşim nüfusuna göre bir düzenleme yapıp, yaklaşık 200 ilçede gidilebilecek tek lise türü olarak İHL’lerin olmasının önünü açmıştı. Yönetmeliğe göre bir yerleşim biriminde anadolu lisesi açılabilmesi için merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması gerekirken, anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için sayıların sırasıyla 5.000 ve 10.000 olması yetiyordu.

Gelen tepkilerin ardından 15 Eylül 2017’de bu yönetmelikte bir değişiklik yapıldı, nüfus koşulu kaldırılarak, hangi tür okulların açılacağı kararı valiliklerin teklifine ve Bakanlık’ın onayına bırakılmıştır. Hayata geçer ya da geçmez ancak bu tablo amaçlanın ne olduğunu da göstermektedir. Yönetmelik değişse de, açılacak okul türü teklifi İçişleri Bakanlığı’na bağlı valiliklerdedir. AKP özellikle nüfusu düşük olan yerleşim birimlerinde, İHL’leri okul türleri açısından öncelikli ya da tek seçenek haline getirmek istemektedir.

Bu yönetmelikle ortaya konan amaçla, yeni sistemle birlikte getirilen adrese dayalı kayıt sistemi arasında güçlü bir uyum bulunmaktadır. AKP eğitimi daha fazla imam hatipleştirmek istemektedir. Bu nedenle eğitim bölgelerinde okul türlerinin yetersiz olması nedeniyle, öğrencilerin seçebileceği 5 seçenek arasında bir İHL’nin olması kaçınılmaz hale gelebilecektir.

İMAM HATİPTE KONTENJAN SORUNU YOK!

Diğer taraftan öğrencilerin seçtiği okullarda kontenjanların dolması halinde de, meslek liseleri ya da İHL’ler öğrenciler tarafından tercih edilmese de tek seçenek haline gelebilecektir. Bugün kontenjan sorunun neredeyse hiç yaşanmadığı tek lise türünün İHL olduğunu söylemek mümkündür. AKP her yıl giderek daha fazla İHL açarken, 2015-2016’dan 2016-2017’ye geçerken bir istatistik bu noktada önemli bir noktaya işaret etmektedir. MEB’in resmi istatistiklerine göre bir sene içerisinde 303 tane daha İHL açılmasına rağmen, İHL’lerde okuyan öğrenci sayısı 31.887 azalmıştır. Bu tablo AKP’nin İHL’lere halen istediği kadar talep yaratamadığını, okul sayısı artmasına rağmen öğrenci sayısında istenen sayıya ulaşılamadığını göstermektedir. Bunun için yeni sistemle imam hatip dayatmasında yeni bir adım atılmak istendiğini söylemek mümkündür.

ANADOLU LİSESİ BİTİŞİĞİ EVLER EMLAK SİTELERİNDE

Adrese dayalı kayıt sistemiyle gündeme gelen konulardan biri de okul göçü başlığı. Yani öğrenciler yerleşim yerlerine göre tercih yapabileceğine göre o zaman daha nitelikli olarak bilinen liselerin bulunduğu bölgelere göç başlar mı? Emlak sitelerinde hızla yer bulmaya başlayan ‘’anadolu lisesi bitişiği ev’’ ilanları, bu tür okulların çevresinde emlak piyasasının oldukça yükseleceğine ilişkin bir işaret olarak görülebilir.

OKULLARIN YÜZDE 90'I NİTELİKSİZ Mİ?

Yeni sistemin bir diğer boyutu da sınavla girilecek okullar. Bakan Yılmaz’ın açıklamalarına göre yeni sistemde yaklaşık 600 lise sınavla öğrenci alacak. Bu okullar arasında kimi proje okullarıyla birlikte, anadolu ve sosyal bilimler liselerinin olacağı belirtiliyor. Bakan, 8. Sınıf öğrencilerinin yaklaşık yüzde 90’ının adrese bağlı sistemle yerleştireceklerini öngördüklerini, yüzde 10’un ise sınavla yerleştirileceklerini düşündüklerini belirtiyor. Yılmaz’ın sınavla öğrenci kabul edecek bu okullara ilişkin yaptığı ‘’nitelikli’’ değerlendirmesi ise, açıkça öğrencilerin % 90’ının gideceği okulların niteliklerinin farklı ve düşük olduğunun ifade edilmesi anlamına geliyor.

Bakan Yılmaz, bu sınavın Haziran ayında yapılacağını, sınavın çoktan seçmeli 60 sorudan oluşacağını ve sınav süresinin 90 dakika olacağını ve 6, 7 ve 8. Sınıfın müfredat ve ders kitaplarına bağlı soruların sınavda sorulacağını kaydediyor. Yılmaz’ın açıklamalarına göre, soruları Bakanlık hazırlayacak ve her ilde sınavlar yapılacak. 8. Sınıftaki öğrenciler ve velileri şimdi bu sınavın kodlarını çözmek için çaba göstermeye başlayacak.

EMEKÇİ ÇOCUKLARI İÇİN TERCİH VAR MI?

Bu sınav, Bakan’ın deyişiyle ‘’nitelikli okulların’’ anahtarı olacak. Ve elbette bu sınava katılmayacak öğrencilerin kimler olacağını da kestirmek zor değil. Başarılı olsa bile özgüveni daha düşük olabilecek çocuklar, imkansızlık ya da bilgi eksikleri nedeniyle ailelerin sınava sokmayacağı çocuklar ya da kırsal yerlerde ya da küçük yerleşim merkezlerinde yaşayan çocuklar... Yeni çok büyük oranda emekçi çocukları.

Diğer taraftan TEOG sınavının kaldırılmasında öne sürülen, öğrenciler arası rekabet, dersane-özel ders bağlılığı gibi gerekçelerin de bir söylemden ibaret olduğu bir kez daha görülüyor. Önceki sistemde çocuğuna özel ders aldırma olanağı bulunan veli, yeni sistemde yine ders aldıracak. ‘’Nitelikli okullara’’ sadece yeni sistemle getirilen sınavla girileceği de ilan edildiğine göre, bu veli belki daha da fazla ders aldırmaya çalışacak. Küçülen pasta için rekabet daha da artacak, öğrencilerin okul dışı kanallara bağımlılığı sürecek. İmkanı olmayan aileler ise, zaten öncesinde de ders aldıramadığı, kursa gönderemediği çocuğuna, yine bu olanakları sağlayamayacak, emekçi çocukları önüne meslek liseleri ve İHL’ler kaçınılmaz seçenek olarak sunulacak.

ÖZEL OKULLARA YÖNELME ARTACAK

Yeni sistemin özel okullara yönelimi de artıracağı açık. Devlet okullarında gerici kuşatmanın artması ve Bakan’ın da açıkça ilan ettiği üzere okulların büyük bir bölümünün düşük nitelikte algılanması sebebiyle, artık orta sınıf aileler de bir yolunu bulup çocuklarını özel okullara göndermeye çalışıyor. 4+4+4 sisteminin uygulamaya geçmesinin ardından devletin özel okula gönderilecek belli sayıda öğrenci için teşvik de sağlamasıyla, özel okullarda okuyan öğrencilerin tüm öğrenciler içerisindeki oranı son yıllarda yüzde 20’lere kadar çıktı. 2012’den bu yana kolej sayısı yaklaşık 3 katına, özel meslek lisesi sayısı da 8 katına çıkmış durumda. Yeni sistemle birlikte gelecek bu belirsizlik ortamında bu yönelimin daha da artacağı açık.

Sonuç olarak, Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi adı verilen yeni sistemle, AKP’nin gerici ve paralı eğitimi derinleştirmek için bir adım daha attığı görülüyor. Özetle bu anlamda AKP cephesinde yeni bir şey yok! Yeni bir şeyi söyleyenler ve hayata geçirenler, freni boşalmış giden bu karanlığa karşı, çocuklarının yanında, önünde, arkasında duranlar olacak.