Su uyur sermaye uyumaz: Kil ve taş ocağına karşı direniş!

Kentin göbeğinde taş ocağı istemeyen Bucalılar, vazgeçtiklerini açıkladıkları kil ve taş ocağı projesi için yeniden keşif ve teknik inceleme başlatan Batı Çim firmasına karşı direnişe hazırlanıyor.

soL - İzmir

İzmir metropolündeki ilçelerden Buca’nın Kaynaklar mevkiinde, yöre halkının kil ve taş ocaklarına karşı başlattığı çevre direnişi devam ediyor. Kaynaklar ve Gökdere'de açılacak kil ve taş ocağı projesinden vazgeçtiğini açıklayan Batı Çim firması yetkililerinin bölgede keşif ve teknik incelemelere başlaması, çevre halkı ve sivil toplum örgütlerini gergin bir bekleyişe sürükledi.

Kaynaklar Mahallesi’nde 2007’den bu yana devam eden taş ocağı krizi son gelişmelerle birlikte yeni bir boyut kazandı. Geçen yıl halkın protesto ettiği üç ayrı ÇED bilgilendirme toplantısının ardından firmanın verdiği iptal kararıyla son bulan taş ocağı tartışmaları, bir kez daha alevlendi, yöre halkı duruma isyan etti.

FİRMA YENİDEN ÇALIŞMA BAŞLATTI
Buca Kaynaklar'da halka ait tarım alanları ve orman arazileriyle çevrili 1. derece doğal SİT alanında başlayan taş ocağı kavgası yeniden başladı. Kaynaklar ve Gökdere bölgesinde halkın karşı çıktığı ve eylemlerle protesto ettiği taş ocakları projesiyle ilgili tartışmalar bir kez daha alevlendi. Firmanın tekrar ÇED başvurusu yapmaya hazırlandığını belirten ve geçtiğimiz aylarda alana gelerek teknik inceleme ve ölçümler yaptığını söyleyen yöre halkı, yeni bir mücadelesi için hazırlıklara başladı. Bölgede hayata geçecek taş ocakları ve kil ocakları gibi yatırımların yöredeki çevreye büyük bir zarar vereceğini belirterek "Kaynaklar çöl olmasın" diyen ve beş bini aşkın imza toplayan halk, firmanın yürüttüğü çalışmaların ardından tedirgin bir bekleyişe girdi.

'SU UYUR, SERMAYE UYUMAZ'
Batı Anadolu Çimento AŞ tarafından bölgede kurulması planlanan ancak daha sonra gelen tepkiler üzerine firmanın projeden vazgeçtiğini açıkladığı tesisle ilgili kaygıların giderek arttığını açıklayan Kaynaklar Mahallesi Muhtarı ve ÇEV-DER Başkanı Erhan Şen, bölgenin rant hedefi haline geldiğini söyledi. "Su uyur sermaye uyumaz" diyen ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini açıklayan Muhtar Şen, "Firmanın vazgeçtiği yönündeki açıklamasını samimi bulmuyoruz, kaygılarımız devam ediyor. Fırsat kolluyorlar. Yaşanan gerginliğin sona ermesini bekliyorlar.  Tekrar başvuru yapacaklar. Uyanık olmak zorundayız. İptal açıklamasının ardından aynı firmanın yetkilileri buraya gelerek teknik inceleme ve ölçümlere başladılar. Mahkeme, tesise verilen izinlerin ve ÇED kararlarının hukuksuz olduğuna kanaat getirerek iptal kararı verdi. Yargı tarafından durdurulan bu proje için firmanın ısrarı devam etmekte. Kaynaklar halkı burada taş ocağı istemiyor" dedi.

ZEHİR SOLUMAK İSTEMİYORUZ
Geçmişte firmanın planladığı üç ÇED bilgilendirme toplantısını halkın talebiyle iptal ettirdiklerini hatırlatan Kaynaklar Muhtarı Erhan Şen, “Proje tekrar gündeme gelirse, yine mücadele edeceğiz. Burası 1. derece doğal SİT alanı. Aynı zamanda Tahtalı Barajı koruma havzası içerisinde. Köylüye hayvanlarını koyacak kümes için bile izin verilmiyor. Bu nasıl bir çelişki? Biz doğamızın ve çevremizin kirletilmesine karşıyız. Zehir solumak istemiyoruz. Taş ve kil ocakları yapılmak istenen yer yerleşim merkezi ile iç içe olup orman alanı üzerindedir. Toz, gürültü, çevre kirliliği bölgeyi olumsuz etkiler" diye konuştu.

MAHKEME İPTAL ETMİŞTİ
Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından Batıçim adına ruhsatlandırılan 49 hektarlık alanın 11 hektarlık bölümünde kil ocağı planlanıyor. Bu alanda 2007 yılında “ÇED gerekli değildir” belgesi alınan yerdeki üretim faaliyetleri, mahkeme kararıyla durdurulmuştu. Mahkeme, İZSU'nun açtığı davada Tahtalı Baraj Havzası içindeki alanda rapor olmaksızın taş ocağı açılamayacağına dair karar vermişti. Çıkartılması planlanan yıllık 150 bin ton kil, 18 kilometre mesafedeki faaliyet sahibi tarafından işletilen çimento fabrikasına gönderilecekti. Üretim yapılacak toplam 49 hektarlık alanın bir kısmı orman, bir kısmı ise şahıs arazisi içinde yer alıyor. Faaliyet alanının tamamı ise orman sahasında bulunuyor. Firmanın Gökdere Köyü'ne 300 metre mesafede bulunan 350 bin metrekarelik alanı Orman Bakanlığı’na başvurusu neticesinde üretim faaliyetleri için kiralaması da geçmişte yöre halkının büyük tepkisine yol açmıştı.