Sırrı Süreyya Önder'den Davutoğlu'na çağrı

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, AKP ile Öcalan arasında yapılan görüşmelere ilişkin yaptığı konuşmada Davutoğlu'na çağrıda bulundu.

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "çözüm sürecine" ilişkin Meclis'te değerlendirmelerde bulundu.

Dönemin Başbakanı Davutoğlu ile yaptığı görüşmeleri aktaran Önder, "Davutoğlu 'Sayın Önder, lütfen onlara söyleyin, devlet ve güvenlik bürokrasisi için Rojava kırmızı çizgimiz değildir' dedi. Herhangi bir bakan, grup başkanvekili ya da Davutoğlu, 'gerçek onun anlattığı gibi değil' desin, hemen özür dileyeceğim" ifadelerini kullandı.

​Önder'in TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma şöyle:​

Şu gördüğünüz Dolmabahçe deklarasyonunun fotoğrafı. Şu anda tutsak alınan Sayın Baluken en başta oturuyor. Sizin iki bakanınız ve grup başkanvekiliniz ile birlikte tarihi deklarasyonu imzalamışız. Silahsızlanma kongresine çağrı yapacağız. Devlet ve hükümet heyeti Sayın Öcalan’a ısrarla ricacı oldular; “Bu deklarasyondan önce silahsızlanma kongresi için çağrı verin” diye.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ilk verdiği demeç de olumlayıcıydı; “Daha fazlasını bekliyorduk, arkadaşlarımız çalışıyorlar” mealinde konuştu. Sayın Öcalan da -oradaki heyet de Sayın Öcalan diyor- deklarasyonu okuduktan sonra “İzleme kurulu gelsin, İmralı’da kurulan üst katta, oluşturulan konferans sistemiyle, orada kurulan masada, heyetin huzurunda silahsızlanma kongresi için tarih açıklayacağım” dedi. Tarih konusunda da mutabakat vardı, Newroz’a yetiştirilmeye çalışılıyordu.

İzleme heyetinin de büyük çoğunluğunu hükümet önermişti; Ahmet Taşgetiren’den Hilal Kaplan’a varan isimler vardı. “Bu konuşmalar kayıt altına alınsın” denildiği için izleme heyeti tartışması durdu. İsimler medyaya düştü, hükümet bizi itham etti. Birlikte RTÜK’ten tespit ettik ki, isimler hükümete yakın bir yayın organından çıkmış. Hükümet bize “ tamam bizden çıkmış” dedi. "Hangi devlet" sorusunun cevabı bu yüzden önemli. Barışı isteyen mi, barışı sabote etmeye çalışan mı?

"​En çok emeği veren Baluken içeride"

Sayın Öcalan, PKK’ye silah bırakması kongresi toplanması için çağrı yapacaktı. Hükümet de bunu onaylayan bir yaklaşımda bulundu ve Dolmabahçe fotoğrafı böyle oluştu. En büyük emek sahibi insan da bugün içeride; Sayın İdris Baluken. Sayın Baluken’in de yer aldığı heyetimiz, devlet ve hükümetle 117 kez toplantı yaptık. Hepsi ortak bir dil yakalamak, kanın akmasının önüne geçmek içindi. 

​Sayın Davutoğlu, İmralı Heyetiyle bir görüşmesinde bana “Başlangıçta Rojava, çözüm sürecinin gündeminde değildi. Ne oldu da Rojava’yı tartışmaya başladık ve ileri gidemiyoruz” sorusunu yöneltti. Ben de ona “Rojava çözüm sürecinin kilidi değil, açılacak kapısı olma imkanını barındırıyor” cevabını verdim. Ayrıca askeri bir güç olarak Ortadoğu’ya müdahil olmamızın kıymeti olmadığını, bizim Misak-ı Milli dediğimizin gevşetilmiş sınırlarla “halklar evine” dönüşebileceğini ifade ettim. Bölge halklarının dikkatini çekecek tek yaklaşımımızın demokratik bir teklif olacağını söyledim. Davutoğlu da, “Sayın Önder, lütfen onlara söyleyin, devlet ve güvenlik bürokrasisi için Rojava kırmızı çizgimiz değildir” dedi. 
​​
Herhangi bir bakan, grup başkanvekili ya da Davutoğlu, “gerçek onun anlattığı gibi değil” desin, hemen özür dileyeceğim.