Sırrı Süreyya Önder: Defalarca suikast atlattık hiçbirini kamuoyuna anlatmadık

HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 40 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada ifade verdi. HDP'li Önder, süreç görüşmelerine ilişkin bilgi verdi. Silah zoruyla uçağa bindirildiğini ve defalarca suikast atlattıklarını ancak kamuoyuyla paylaşmadıklarını söyleyen Önder, "Davutoğlu, Efkan Ala, Muhammed Dervişoğlu kesintiye uğrayan süreci toparlamak için bir inisiyatif geliştirmek…

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, "Terör örgütü üyesi olma", "Terör örgütü propagandası yapma", "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" iddiasıyla 40 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Sırrı Süreyya Önder, ifadesinde şunları söyledi:

"Ben ulvi bir iş yaptım, 3 sene bu uğurda emek sarf ettim. Sizin huzurunuza zorla getirilirken ki gece hariç. Uçak kullanmayan bir insanım, silah zoruyla uçağa bindirildim. 

Sadece İmralı'ya kadar kendim tek başıma araç kullanmışım, bu görüşmeyi yürütmüşüm. Usul şöyleydi, İmralı'ya gidilir, daha sonra Kandil'e nasıl gidilir? Bu görünürde suç. Çözüm çerçeve yasası çıkana kadar MGK'nın kriz yönetmeliği ışığında ben ve heyet üyesi arkadaşlarım Kandil'e gidip KCK yöneticileri ile PKK komutanları ile toplantı yapıyorduk. Devletin ve Sayın Öcalan'ın taleplerini, öneri ve ricalarını iletiyorduk. Onlardan da öneri itiraz ve eleştiri alıyor ve getiriyorduk.

Barış müzakerecisiyim. Bunu öyle bir aşamaya getirmişiz ki, bu devletin İçişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı, AKP Grup Başkanvekili ve Kamu Güvenliği Müsteşarı ile Dolmabahçe Sarayı’nda Dolmabahçe Deklarasyonu dediğimiz metni okumuşuz. Biz tarihsel olarak o 3 senenin emeğinin karşılığını Dolmabahçe deklarasyonunda aldık. Bu devletin bakanıyla, aynı koltuk hizasında oturdum. Sayın Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala ve Muhammed Dervişoğlu (Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı) kesintiye uğrayan süreci toparlamak için bir inisiyatif geliştirme amacı içindeydiler. Sayın Davutoğlu bu nedenle görevden alındı.

'EFKAN ALA GECE MAKAMINA DAVET ETTİ'

Sayın Öcalan bize 'bu hendekleri kapatmalısınız, ama buna yol açan sorunu da yok etmelisiniz' dedi. Efkan Ala bizi makamına davet etti, gece saat 01.00'da gittik. Bu meseleyi nasıl çözeriz dedik. Ben 01.30'da araçla yola çıktım ve sabah Diyarbakır'a geldim. Piran Dağları’na gittik. İçişleri Bakanlığıyla, Bölge Valisiyle, güvenlik görevlileriyle meseleyi tartıştık. Bütün mesele yoğun tutuklamalar ve kalekol yapımıydı. O karakol inşaatı durduruldu, biz gittik, ikisi de nişanlanmak üzere evlenecek olan iki uzman çavuşu aldık, bir işkence görüp görmediklerini orada sorduk, teyidini aldık, onurlarını haysiyetlerini rencide edecek bir şey görüp görmediklerini sorduk. Getirdik komutanlığa teslim ettik. Bir hafta içerisinde de bölgede bir tane hendek kalmadı.

'DEFALARCA SUİKAST ATLATTIK'

Bu devlet bana 8 koruma tahsis etti. Defalarca suikast atlattık. Ancak hiç birini kamuoyuna paylaşmadık. Çok onurlu şeyler yaptık, bu ülkeye barış getirecekse yine bugün tutuklanan HDP Milletvekilleri, DTK üyeleri, partinin siyasi kadroları getirecektir. Konuşmamda katliam demişim, ama kastettiğim şudur; bunların Pozantı boyutu var. Gençlere bunu söyledim. Bu vilayette babasına soktukları copu çıkarıp çocuğunun ağzına soktular. Bu hareketin başlamasında böyle büyük trajediler var. Bir dönem taş atan çocuklar denilen çocuklar, Pozantı Cezaevi’ne gönderildi ve sistematik olarak tecavüze maruz kaldılar."

'NEWROZ'DA ŞİDDET İÇERİKLİ KONUŞMAMIZ...'

Kendisinden ve Selahattin Demirtaş'tan Newroz’da barış temalı konuşma yapmalarının istendiğini anlatan Sırrı Süreyya Önder, "Bu taleplerini ben Kandil'e ilettim. Murat Karayılan, '2013 şartlarına dönebiliriz' dedi. Hendek meselesi bütün yoğunluğuyla devam ediyordu. Onun devamına bizden bu konuşmayı yapmamızı istediler, bu konuşmanın akabinde de Başbakan bir inisiyatif geliştirecek dediler. Ben ve Sayın Demirtaş programda konuşmamız olmamasına rağmen birer konuşma yaptık. Mekaniği böyle hazırlanan bir newroz kutlamasında bizim şiddet içerikli konuşmamız mümkün değildir. Cımbızlama mantığıyla alınan konuşmalarla böyle bir ithamda bulunulmasını kabul etmiyorum" diye konuştu.