Şimdi ne olacak: Ankara'dan IŞİD'e katılan 150 kişiden 70'i geri döndü

Ankara Hacıbayram'dan IŞİD'e katılan 150 kişiden 70'inin, 10 aileden de 7'sinin bu yıl içerisinde mahalleye geri döndüğü iddia ediliyor.

Türkiye'nin Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) ve diğer cihatçı örgütlere göz yumması, ülke içindeki güvenlik sorununu da artırdı.

Art arda patlayan bombaların ardından, Suriye'de savaştıktan sonra Türkiye'ye geri dönen militanların sayısı da gün geçtikçe artıyor.

Al Monitor'dan Hale Gönültaş'ın dikkat çeken haberine göre, 2012-2015 yılları arasında örgüte giden 150 gençten 70’i; 10 çekirdek aileden de yedisi son bir yıl içinde mahalleye geri döndü.

Hacıbayram’da geçen temmuz ayında bölgeye gerçekleştirilen operasyonlar sırasında adreslerinde bulunup gözaltına alınanlar, delil yetersizliğinden serbest bırakılmıştı. 

Fakat serbest bırakılanlar “olası güvenlik gerekçesi” ile basınla konuşmak istemiyorlar. Bu kişiler, sokaklarda uzun gri entarileriyle dolaşıyorlar.

IŞİD’e katılan kişilerin “çocukluk dönemlerine” tanık olan bazı mahalle sakinleri ise 2011 yılından itibaren dışarıdan gelen bazı kişilerin mahalleye yerleştiklerini, özellikle Alevi gençlere “Siz Müslüman değilsiniz”, “Allah için savaşın ve cenneti görün” diyerek “beyinlerini yıkadıklarını” anlatıyorlar.

Yerel yetkililer bu gençlerin haklarında “uyuşturucu bulundurma ve satma”, “gasp, hırsızlık ve silahla yaralama” suçlarından süren davalar olduğunu, bazılarının kesinleşmiş hapis cezalarından kaçmak, bazılarının ise IŞİD’in vaat ettiği maddi rahatlığın etkisiyle örgüte katıldıkları bilgisini veriyorlar.

Yerel yetkililerin aktardığına göre, IŞİD’in “örgüte katılanların nüfus cüzdanlarına el koyması nedeniyle” muhtarlığa gelerek “yeni nüfus cüzdanı çıkarılması” için başvuruda bulunuyorlar. Özellikle son sekiz aydır bu tür başvurular hızlanmış durumda.

Gönültaş'ın bildirdiğine göre, Hacıbayram’da “IŞİD’e katılan gençler neden dönüyor?” sorusunun yanıtını IŞİD’den dönen gençlerden almak mümkün olmamış.

Ama mahalle sakinleri tanık oldukları sohbetlerde geri dönüşlere ilişkin örgütteki katı kurallar, aşırı zor yaşam koşulları ve vaat edilen ekonomik getirinin zamanla azalması gerekçelerinden bahsedildiğini anlatıyorlar.

Mahalle sakinleri 2012 yılının başında gençlerin IŞİD’e katılmasında aracı ve etkin olan Oğuzhan Gözlemecioğlu ismine dikkat çekiyor. Bu kişinin şu anda Rakka’da karakol komutanı, kod adının da “Muhammed Selef” olduğu belirtiliyor.

Oğuzhan Gözlemecioğlu’nun babası Eyüp de geçen yıl Hacıbayram’da yapılan polis operasyonunda gözaltına alınmış, altı ay tutuklu kaldıktan sonra “örgüte eleman bulmak ve temin etmek” suçlamasıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış.

Al Monitor, Oğuzhan Gözlemecioğlu’nun ailesinin yaşadığı eve gitmiş. Baba Eyüp “gazetecilerin IŞİD’i karaladığı” gerekçesiyle basına konuşmak istemediğini oldukça sert bir tepkiyle dile getirse de küçük kızı Özlem’in babasına “çıkacak haberin belki kayıp ağabeyini bulmada yardımı dokunacağı” ısrarıyla geri adım attı.

Al Monitor haberi şöyle devam ediyor:

"Salonda her iki oğullarının da IŞİD’e katıldıktan sonra Suriye’de çekilmiş büyük fotoğrafları dikkat çekiyor. Gözlemecioğlu ailesinin beş çocuklarından en büyüğü olan Oğuzhan (36), 2012 yılında dört çocuğu ve karısını bırakarak IŞİD’e katılmış. Ağabeyinin ardından da küçük kardeşi Halil İbrahim (29) üç çocuğu ve eşini bırakarak IŞİD’e katılmış. Ailenin iddiasına göre Halil İbrahim 29 Mayıs 2014’te Resulayn’da bir çatışmada yaralanmış ve YPG tarafından esir alınmış. Baba Eyüp’e bu bilginin kendilerine nasıl ulaştığı sorusu üzerine “PKK’nın üst düzey bir komutanının IŞİD’in bölge komutanını arayarak bu yönde bilgi verdiğini” ancak o tarihten bu yana oğullarının akıbeti hakkında bilgi almadıklarını söylüyor. Al-Monitor’un, “Büyük oğlunuz Oğuzhan’ın Rakka’da karakol komutanı olduğu doğru mu? Haber alıyor musunuz?” sorusuna ise “Bilmiyorum, ama sanırım görevinden alınmış” yanıtını veriyor.

Baba Eyüp “Oğullarınız, çocuklarını, eşlerini bırakıp neden IŞİD’e gitti?” sorusunu yanıtlarken, “Allah’ın emriyle yaradanın uğruna gittiler” diyor ve Kuran’ı Kerim’den bazı ayetlere dikkat çekiyor. Daha önce çocukları ile toptan beyaz eşya alım satımı yapan baba Eyüp oğulları IŞİD’e katıldıktan sonra çalışmayı bırakmış.

Baba Eyüp ile konuşurken eşi Erik eve geliyor. Erik sokaklarda mendil satarak ailenin geçimine katkıda bulunuyormuş. Anne Erik eşi Eyüp’ün tam tersine çocuklarının beyinlerinin yıkandığını, IŞİD’e gitmeden önce seyyar satıcılık yaptıklarını, içki içmekte bir beis görmediklerini, din konusunda radikal hiçbir görüşlerinin olmadığını anlatıyor.

Anne Erik Rakka’da bulunan oğulları Oğuzhan ile zaman zaman WhatsApp üzerinden haberleştiklerini söylerken YPG’nin elinde olduğu iddia edilen oğlunun akıbeti konusunda endişeli. Oğlunu bulmaları için Dışişleri Bakanlığı ve HDP’den yardım istemiş fakat herhangi bir yanıt alamamış. Anne, “Dönseler, ömür boyu cezaevinde kalsalar yine razıyım. Hiç olmazsa gider orada görürüm. Bizim ailemizde din, dil, ırk, mezhep ayrımı yoktu. Çocuklarımın dedeleri Kurtuluş Savaşı’nda savaşmış” diyor.

Hacıbayram yoksulluğun ağır yaşandığı bir bölge. Ayrıca mahalledeki iki okul da "kentsel dönüşüm" adı altında yıkılmış. Çocuklar eğitimlerini iki buçuk kilometre uzaktaki okula giderek sürdürüyor ki çoğu aile de maddi imkânsızlıklar nedeniyle çocuklarını okutmuyor. Mahalle metruk gecekonduların kiralarının düşük olması nedeniyle adeta küçük bir Suriye halini almış. Al-Monitor’un izlenimleri ve yerel yetkililerin aktardığına göre Hacıbayram’da “eroin” satışı da yapılıyor. Mahallede gece dokuz sularında bir trafik hareketliliği dikkat çekiyor. Yerel yetkililer dar ve dik sokaklara ardı ardına yönelen taksi ve özel araçların içinde bulunanların uyuşturucu satın almak için gelenler olduğunu söylüyorlar."