Sezaryen oranının yüksekliği önemli de, doğum sancısı önemsiz mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Ülkemizdeki sezaryen oranlarını indirmek için büyük bir seferberlik başlatmalıyız" açıklaması yaptı... Diyelim ki gebelik döneminde kadın normal doğuma hazırlandı, epidural anestezi seçeneği de sunuldu, bütün bunlara rağmen bilinçli bir şekilde yine de sancı değil, sezaryen istiyor, ne olacak? Kadının bu isteği neden tıbbi endikasyon…

İlker Belek

AKP sezaryene özel ihtimam gösteriyor. Dün Emine Erdoğan Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği konuyla ilgili bir sempozyumda bir kez daha sezaryene savaş ilan etti.

Hatta daha da ileri giderek doğumun normal şekilde gerçekleşmesinin medeniyet inşasına vesile olacağını bile ileri sürdü. Neymiş: Kadınlar çok doğuracak, sancılı doğuracak, yeni bir medeniyet kurulacak.

Sezaryen oranları gerçekten yüksek

Türkiye’de doğumların %53’ü sezaryenle gerçekleşiyor. Oran özel hastanelerde %70’e çıkıyor. Bakanlık bu konuda kendi hastanelerini sıkıştırdıkça, kadınlar sezaryen için özele kaçıyor.

Kamudakiler bağırarak, özeldekiler uyuyarak doğuruyor.

Erdoğan %20 ile Fransa’yı örnek göstermiş ancak, pek çok ülkede de durum neredeyse bizdeki gibi: Çin’de %46, ABD’de %32, İtalya’da %40, Almanya’da %30.

Dünya Sağlık Örgütü ise %15’e kadar normaldir diyor. Yani, doğumların %15’inde sezaryen gerektiren bir tıbbi neden olduğunu belirliyor.

Sezaryenin nedeni?

Peki normali %15 iken, neden Avrupa’da bile çok yüksek oranlar var?

Çok basit: Kadınlar doğum esnasında ağrı çekmek istemiyor. Haksız oldukları söylenebilir mi? Hele gerçekten sancıyı azaltmanın yolu varsa.

“Annelerimiz sezaryenle mi doğurdu?” demek ne kadar insaflı ve kimi ne kadar ikna edebilir?

Kadının doğumu daha az ağrıyla gerçekleştirmek istemesi neden tıbbi endikasyon olarak kabul edilmez? Baş ağrısına çare arayışı normal, doğum sancısından yakınmak medeniyet kurmak konusundaki sorumluluktan kaçış mı oluyor?

AKP’nin sezaryen karşıtlığındaki ideolojik unsur

Bana kalırsa AKP’nin sezaryenle uğraşmasının nedeni ideolojik: Sezaryen toplam doğum sayısının ikiyle sınırlanmasına neden oluyor, bu da çok çocuk politikalarını engelleyen fiili bir durum yaratıyor.

Cumhurbaşkanının sezaryenin nesli kurutmak amacıyla kullanıldığı yönündeki iddiası da buraya dayanıyor.

Sezaryene değil de, doğum sancısına savaş açsak?

Sezaryen cerrahi bir işlem. Rutin bir doğum yöntemi olarak kabul edilemez. Üstelik anne ve bebek sağlığı üzerinde olumsuz etkileri de olabiliyor.

Öbür tarafta ise şunlar var: Cerrahi ve anestezi tekniklerindeki gelişmeler bu olumsuz etkileri azaltıyor ve doğumun sancılı gerçekleşmesi doğum sonrasında annenin bebeğiyle olumlu ilişki kurmasını engelleyebiliyor.

O nedenle yapılması gereken şey sezaryeni yasaklamak değil, ağrıyı azaltmaya odaklanmak olmalı. Unutulmamalı ki sezaryenin yasaklanması gerçekten sezaryen gerektiren doğumların atlanmasına da yol açabilir. Ülkemizde bunun örnekleri mevcut.

Doğum sancısını azaltacak yöntemlerden biri epidural anestezi. Avrupa ülkelerinin bir kısmında rutin bir prosedür olarak kullanıldığını not edelim. Epidural anesteziyle gerçekleştirilen doğumların oranı ABD’de %61, İsveç’te %40, Kanada’da eyaletlere göre %30-60, İngiltere’de %25.

Ama esas önemlisi doğum öncesi dönemde yapılması gerekenler: Egzersiz, kasların güçlendirilmesi, kilo kontrolü, dengeli beslenme, yürüyüş, perine masajı, kadının doğuma ilişkin korkularını giderecek danışmanlık ve eğitim hizmetleri gibi.

Her yıl ülkemizde 1.3 milyon kadın doğum yapıyor. Yukarıda andığımız hizmetler nasıl, kim tarafından, nerede verilecek? Sağlık Bakanlığı’nın bu bakımdan hiçbir planı yok.

Kadını kuşatmış bulunan muhafazakarlık egzersizi, yürüyüşü, perine masajını ne denli olanaklı kılacak? Bu işler Türkiye kapitalizmini ve AKP’yi aşar.

Diyelim ki gebelik döneminde kadın normal doğuma hazırlandı, epidural anestezi seçeneği de sunuldu, bütün bunlara rağmen bilinçli bir şekilde yine de sancı değil, sezaryen istiyor, ne olacak?

Kadının bu isteği neden tıbbi endikasyon olarak kabul edilmeyecek?

Neden tıp bilimiyle kadının vereceği ortak karara rıza gösterilmeyecek?

Benim kararım net: Bunların medeniyetinin değil, tıbbın ve kadının yanındayım.