Selin Sayek Böke'den 'genel başkanlık' açıklaması

CHP Sözcülüğü görevinden ve genel başkan yardımcılığı görevinden istifa eden Selin Sayek Böke, genel başkanlığa aday olmadığını açıkladı.

CHP'de yaşanan kriz sonrası görevlerinden istifa eden Selin Sayek Böke, genel başkan adayı olmadığını açıkladı.

Cumhuriyet'ten Çiğdem Toker'in sorularını yanıtlayan Böke, istifa kararı ve genel başkanlık sorularını şöyle yanıtladı:

- İstifa açıklamanızda yer alan eleştiri ve gerekçelerde, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile parti yönetimi açısından sürpriz var mı?

İşleme konulmak üzere verdiğim, iki satırlık rutin bir istifa dilekçesiydi. Ama dilekçeyi gerekçelendiren siyaset anlayışımı ve buraya giden itirazlarımı, hem o günkü görüşmemizde hem de farklı zamanlarda sayın genel başkanımla paylaşmıştım. Dolayısıyla metinde sürpriz yoktu.

- Bu kadar net ifade ediyorsunuz.

Çok rahatlıkla. Hiçbiri sürpriz değildi. Herbiri, hem MYK’larda hem de sayın genel başkanla görüşmelerimde ilettiğim itirazların bir özeti.

- Dolayısıyla bu istifaya giden sürecin kırılma noktaları olmalı?

Elbette herşey o gün olup bitmedi. Ama takvimsel bir şey koyup, bu sertlikte ifade etmek siyasetin doğasına uymuyor. Siyaset akışkan birşey. Şöyle diyeyim: Temsil ettiğim siyaseti ve seçmeni, onların sesi olmam gerektiğini düşündüğüm her kritik dönemeçte itirazları dile getirdim.

- Dokunulmazlıklar bu dönemeçlerden biri miydi?

Dokunulmazlıklar her birimizin kendi vicdanında oy verdiği bir süreç. Benim vicdanım orada hayır demeyi gerektiriyordu. Partimizin genel tavrının da hayır olması gerektiği konusundaki ısrarlı tutumumu, hem MYKda hem son ana kadar sayın genel başkanımla yaptığımm görüşmelerde dile getirmek konusunda hiçbir tereddüt duymadım.

- CHP’nin “evet” desteği olmasa bugünkü siyaset ve Parlamento profili nasıl olurdu?

Türkiye siyasetinin farklı evrileceğini düşünüyorum. Ama siyaseti, yol ayrımlarında verilen kararlarada, “Bu olmasaydı ne olurdu” üzerinden okumayı doğru bulmuyorum. Geleceğe yarın ne yapmamız gerekiyor diye bakmamız gerekiyor.

- Partinizden 16 Nisan sonrasında izlenen bazı tutumları eleştiriyorsunuz?

Biz milyonlara, bütün kişisel dertlerinizi bir kenara bırakın, hastaysanız bile o sandığa mutlaka gidin, dedik. “Siz yoksanız demokrasi eksik” dedik. Bize düşen görev de onların ortaya koyduğu iradeye, aynı kararlılık ve ısrarla sahip çıkmaktı. Bu görüşümü paylaştım. CHP, AKP’nin ortaya koyduğu siyasetin karşısında laik, demokratik solda, bugünkü düzen altında ezilenlerin sesi olmakla yükümlü siyasi alternatif olmak zorunda. Bu alternatifin yeterince güçlü konulmadığını düşündüğüm her dönemeçte itirazımı dile getirdim.

***

- Genel başkan adayı mısınız?

Aday değilim. Bu istifa, CHP’nin kurultay süreciyle ilgili değil. Aday olmaya niyetim yok. CHP’nin ihtiyacı kişiler üzerinden liderlik tartışması değil, siyasi görüşler üzerinden partinin yarınlarını tartışmak olmalı. Buna imkan verecek olağan kurultay süreci de zaten başladı. CHP’nin bir olağanüstü kurultay sürecine hiç ihtiyacı yok. Olağan kurultay sürecinde partinin tabanından başlayan bir siyasi tartışmaya ihtiyacı var. Sağlıklı olan bu. Çünkü olağan kurultay partinin tüm organları ve her düzeydeki katılımcılarının, kendi zeminlerinde konuşma imkanı anlamına geliyor.

- Hayır diyen kitlenin beklentilerini dönüştürecek adımlar eş zamanlı olarak atılabilir mi?

Çok rahat. Çünkü siyaseten tartışmalar, zaten gayrımeşruyu meşrulaştırmamanın alternatif yöntemleri üzerine olacak. Önemli olan partinin, “sen kalk ben oturayım” siyasetiyle değil, “oturduğumda yön vereceğim siyaset ne olduğunu” tartışabilmesi. Sosyal demokrat bir partiyi diğerlerinden ayıran da bu. Bu istifanın kamuoyunda gördüğü destek de bunu gösteriyor.