Reyhanlı'da ölen 16 yaşındaki Oğulcan'ın babası: Patlama olacağını 2 yaşındaki çocuk bile biliyordu!

Reyhanlı katliamı ile ilgili polislerin görevi kötüye kullanma suçlamasıyla yargılandığı davanın bugün görülen ikinci duruşmasına, Reyhanlı'da hayatını kaybedenlerin aileleri katılınca gizlilik kararı gündeme geldi. Gizlilik talebi reddedildi. Katliamda ölen Oğulcan Tuna'nın babası, "İnsanlar cihatçılardan rahatsızdı, 2 yaşındaki çocuk bile patlama olacağını biliyordu, görevini…

GÜNCELLEME (15.10)

Sanık avukatlarının "gizlilik talebi" CMK’nin 184 ve 182. maddeleri gereğince reddedildi. Dava herkese açık olarak görülmeye devam edecek.

Katliamda hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatları, davaya müdahil olma taleplerini iletti. Ardından da Hatay TEM Şube Müdürü Nevzat Eşit ifadesini verdi. Eşit, suçlamaları reddederek görevli müdürü olduğu şubeye ihbar gelmediğini iddia etti. 10 Mayıs 2013 günü kendilerine Ankara’da bir alışveriş merkezinde patlama olacağı ihbarının geldiğini söyleyen Eşit, bu bilgiyi de cumhuriyet başsavcısına ilettiğini belirtti. Eşit, MİT’ten gelen plaka bilgilerinin de yer aldığı bilgiyi ilgili birimlere ilettiklerini iddia etti.

Katledilenlerden Koray Cünedioğlu’nun annesi Emire Cüneydioğlu da davaya katılma talebini ileterek “Görevini kötüye kullananlardan şikayetçiyiz. Oğlumun kanının hesabı sorulana kadar” dedi.

Katliamda yaşamını yitirenlerden 16 yaşındaki Oğulcan Tuna’nın babası söz aldı: “Reyhanlı’da kozmopolit bir yapı var ve insanlar cihatçılardan rahatsızdı. 2 yaşındaki çocuk bile Reyhanlı’da patlama olacağını biliyordu. Görevini ihmal edenlerden şikayetçiyiz.”

Sanık avukatları ailelerin ve avukatların davaya katılma taleplerinin reddedilmesini istedi.

Hakim avukatların davaya katılma taleplerini daha sonra değerlendirmeye karar verdi. Avukat Hatice Can bu karara itiraz ederken Avukat Sevinç Hocaoğulları, “Gerçeğin ortaya çıkmasında katkımız olacağını düşünüyoruz ve adil yargılama noktasında ailelerin adalet talebini ifade etmek istiyoruz” diyerek katılma talebini iletti. Avukat Deniz Özbilgin de katılma talebini yineleyerek “CMK’nin 201. maddesi gereği doğrudan soru sorma hakkını talep ediyoruz. Sanıkların mümkünse tamamı huzurda değilse SEGBİS vasıtasıyla yüzyüze ilkesi uyarınca ifadelerinin alınmasını talep ediyoruz” dedi.

Dava, ailelerin ve avukatların katılma taleplerini değerlendirmek üzere 14 Ocak 2016 tarihine ertelendi.


Hatay Emniyet Müdürlüğü'ne 8 Mayıs 2013'te bombalı saldırı yapılacağı ihbarı üzerine ihbarda ismi geçen şahıslara yönelik teknik ve fiziki takip başlatılmıştı. MİT'in Hatay Emniyet Müdürlüğü'ne 10 Mayıs 2013'te saat 19.35'te katliamdan önce gönderdiği çok gizli yazı, bir önceki ihbarı doğrulayarak, katliamda kullanılacak araç plakaları hakkında da bilgi içeriyordu. 51 kişinin öldürüldüğü ve 222 kişinin yaralandığı Reyhanlı saldırısı sonrasında Hatay Eski Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, Hatay TEM Şube Müdürü Nevzat Eşit, TEM Eski Müdür Yardımcısı Eyüp Karaçoban ile Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Berk hakkında, "görevi kötüye kullandıkları" gerekçesiyle altı ay ile iki yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Hatay 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ikinci duruşması için bugüne gün verilmişti. Bu duruşmada Eyüp Karaçoban'ın ifade vermesi bekleniyordu.

Saat 11.00'de yapılması gereken duruşmada hakim ve sanık avukatları, karşılarında şikayetçi ve suçtan zarar gören olarak Reyhanlılı aileleri ve avukatlarını görünce dosyada gizlilik kararı verilmesini talep etti. Bu talep üzerine yargılama saat 13.30'a ertelendi.

Avukatlar dosyanın bir suretinin zaten Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin aleni dosyası içine girerek gizlenemeyecek hale geldiğini savunuyor.

REYHANLI KATLİAMI

11 Mayıs 2013'te Reyhanlı'da düzenlenen iki ayrı bombalı saldırı. Saldırıda 52 kişi ölmüş, 146 kişi yaralanmıştır. Bombalı araçlarla düzenlenen bu saldırı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçti.

Hükümet, patlamanın hemen ardından Suriye rejimine ve Türkiye’deki ‘bazı‘ terör örgütlerine işaret etti. Katliamla bağlantılı olduğu iddia edilen toplam 35 kişi yakalandı. Bunlardan 20’si tutuklandı, ikisi için adli kontrol kararı verildi. İddianamede, saldırının Suriye gizli servisi tarafından yapıldığı ileri sürüldü. Saldırıdan dört ay sonra, El Kaide bağlantılı IŞİD, yayınladığı bir bildiriyle katliamı üstlendi. Emniyet’se saldırıyı IŞİD’in düzenlediği iddiasını 2 Ekim 2013’te kesin bir dille reddederek ‘Failleri yakaladık’ dedi. 27 Mart 2013’teki AGİT toplantısında Türkiye elçisi Tacan İldem, bombalı saldırıyı ‘El Kaide unsurlarınca yapıldığını‘ söyledi.

Reyhanlı katliamı faillerinin, saldırı öncesine ait 23 günlük görüşme kayıtlarının MİT tarafından tespit edildiğini Taraf gazetesi yazdı. Bu konuşmalar, bomba konulacak araçların satın alınması, zula bölümlerinin yapılması, patlayıcıların yerleştirilmesi gibi bilgiler içeriyordu. Temmuz 2013’te MİT Bölge Müdürü H.D. görevden alındı.

22 Mayıs’ta Redhack, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’nın Reyhanlı katliamıyla ilgili gizli belgeleri ele geçirdiğini duyurdu. Twitter üzerinden yayınlanan belgelerde, El Kaide yanlısı gruplara ulaştırılmak üzere hazırlandığı iddia edilen bomba yüklü araçlara ilişkin detaylar yer aldı: Suriye yönetimi bu araçları arıyordu ve söz konusu planlar, 25 Nisan tarihinde elde edilmişti… Buna göre El Kaide bağlantılı El Nusra, üç araca Türkiye’ye yönelik bir eylemde kullanmak üzere bomba düzeneği yerleştirmişti.

Jandarma eri Utku Kalı, Amasya’da askerliğini yaparken 11 Mayıs’taki Reyhanlı saldırılarıyla ilgili belgeleri Redhack’e sızdırdığı iddiasıyla 24 Mayıs 2013’te tutuklandı. İddianameye göre, Kalı’nın gönderdiği ileri sürülen belgeler ‘devletin güvenliği, iç ya da dış siyasal yararları bakımından ve niteliği açısından gizli kalması gereken‘ niteliğe sahip. Kalı, Kasım 2013’te tahliye edildi ve halen tutuksuz yargılanıyor.

Katliamın ardından başta Antakya olmak üzere, pek çok şehirde hükümet karşıtı protestolar yapıldı.