'Nükleere mahkum muyuz?'

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul şubesinde gerçekleştirilen "Nükleer enerji, çevre ve sağlık" konulu panelde, AKP'nin enerji politikaları ve nükleer santral kurma çabaları masaya yatırıldı.

soL-İstanbul

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul şubesi, Çerbonil kazasının 32. yıl dönümü nedeniyle "Nükleer enerji, çevre ve sağlık" konulu bir panel düzenledi.

Moderatörlüğünü Ömür Yaşayan’ın yaptığı, Prof. Beyza Üstün, Uzm. Dr. Nazmi Algan ve Dr. öğretim üyesi Nevzat Evrim Önal'ın konuşmacı olarak katıldığı panelde AKP'nin nükleer santral kurma çabaları ve nükleer enerjinin sakıncaları tartışıldı.

"RADYOAKTİF ATIK DEPOLAMASI MEŞRULAŞTIRILACAK"

Prof. Beyza Üstün, "Nükleer Santrallerin Ekolojik Etkileri" başlıklı sunumuna nükleer enerji santrallerinin sermayedarların krizinden ve egemenlerin iktidarını korumak için yükselttiği faşizmden ayrı konuşulamayacağını belirterek başladı.

Nükleer santrallerin bir ekonomi-politik bir stratejisi olduğunu vurgulayan Üstün, bu stratejinin uygulamasında KHK’lerden bilinçli biçimde çıkartılan orman yangınlarına kadar her yöntemin kullanıldığını belirtti. Ankara Valiliğinin geçtiğimiz günlerde yayınladığı yasak sloganlar listesindeki nükleer karşıtı sloganların da olduğuna dikkat çeken Üstün, devletin mevcut her iki proje için de elektrik alım garantisi verdiğini belirtti. Santrallerle birlikte kurulacak atık depolama ve yakma tesislerinin, ekoloji ve insan sağlığı açısından ciddi tehlikeler barındıracağını ifade eden Üstün, buraların Türkiye'de başka kaynaklardan gelen radyoaktif atıkların depolanmasını da meşrulaştıracağını vurguladı. 

"EN BÜYÜK ZARARI ÇOCUKLAR GÖRÜYOR"

"Nükleer Santrallerin Halk Sağlığına ve Çevre Sağlığına Etkileri” konulu sunum yapan Uzm. Dr. Nazmi Algan da radyasyonun insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı.

Three Mile Adası, Çernobil ve Fukuşima santrallerinde yaşanan kazaların etkilerinden bahseden Algan, bu kazalarda en fazla etkilenen grubun yenidoğanlar, bebekler ve 18 yaş altı çocuklar olduğunu söyledi. İstatistiklere göre nükleer kazalardan etkilenenler arasında bu yaş gruplarında kanser vakalarının diğer gruplara göre on kat daha fazla arttığını belirten Algan; mevcut nükleer santral projeleri ile mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

"KAPİTALİZM VE EMPERYALİZM YOKMUŞ GİBİ TARTIŞAMAYIZ"

Panelin son konuşmacısı olarak söz alan Bilim ve Aydınlanma Akademisi üyesi Dr. Nevzat Evrim Önal ise "Nükleer enerjiye muhtaç mıyız?" başlıklı bir sunuş yaptı.

Sunuşuna "Biz değiliz, ama burjuvazi muhtaç" vurgusuyla başlayan Önal, nükleer enerji karşıtı tartışmalarda üç temel sorun olduğunu, bu tartışmaların "sanki kapitalist ekonomik düzende yaşamıyormuşuz, emperyalizm diye bir olgu yokmuş ve egemenlerin kamuoyunu dikkate aldığı bir liberal demokrasi varmış gibi" sürdürüldüğünü ifade etti. Türkiye'de elektrik enerjisinin yüzde 22'sinin konutlarda, yüzde 66'sının ise sanayi ve ticaret faaliyetlerinde kullanıldığını belirten Önal, "Buna rağmen hala halkın tasarruf yapması, lüzumsuz ampulleri söndürmesi gerektiğinden bahsediyorlar" dedi.

Emperyalist ülkelerin neredeyse tamamının net enerji ithalatçısı olduğunu vurgulayan Önal; bu durumun, enerji üretiminin insana ve doğaya en fazla zarar veren kısımlarının çevre ülkelere kaydırılıyor olmasının da bir sonucu olduğunu ifade etti.

"Akkuyu projesi Türkiye işçi sınıfının çıkarına değildir, ama Rusya ve Türkiye burjuvazinin 'yerli ve milli' projesidir" diyen Önal, bu projeler karşısında durulması için çevre hassasiyetinin yetmeyeceğini, ancak işçi sınıfının karşı çıkması halinde projelerin durdurulabileceğini söyledi.

Panel, izleyicilerin katkı ve sorularıyla son buldu.