MEB Çalıştayı: Din eğitimi 2 yaşında başlasın, Kuran dersi zorunlu olsun!

Çok sayıda çocuğa tecavüze ev sahipliği yapan ve pek çok taciz olayının odağında yer alan Ensar Vakfı ile kardeş kuruluşu TÜGVA'nın katıldığı Tokat'taki MEB Değerler Eğitimi Çalıştayı'nda dile getirilen talepler dikkat çekti: Din eğitimi 2 yaşında başlasın, Kuran dersi zorunlu olsun, imamlar ile öğrenciler daha sık buluşturulsun, medreseler yardımcı unsur olarak faaliyet göstersin…

Çok sayıda çocuğa tecavüze ev sahipliği yapan ve pek çok taciz olayının odağında yer alan Ensar Vakfı ile kardeş kuruluşu TÜGVA'nın katıldığı Tokat'taki Milli Eğitim Bakanlığı Değerler Eğitimi Çalıştayı'nda dile getirilen talepler dikkat çekti: Din eğitimi 2 yaşında başlasın, Kuran dersi zorunlu olsun... 

Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, Tokat’ta Milli Eğitim  Bakanlığı'nın düzenlediği Değerler Eğitimi Çalıştayı'na, Ensar Vakfı ile bu vakfın kardeş kuruluşu olan ve Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) yöneticileri katıldı. Çalıştayda dile getirilen talepler, gericiliğin eğitim alanında ne denli pervasız bir noktaya geldiğini gözler önüne serdi. 

İŞTE O ÖNERİLER

İşte çalıştayın ardından yayımlanan rapora göre, din öğretiminin niteliğinin geliştirilmesi için verilen öneriler:

- Din eğitimi 2 yaşında başlasın.

- Şahsiyet geliştirme aile eğitimleri ile desteklenmeli. Şahsiyet eğitiminde 0-6 yaş arası önem arz ettiği için bu yaşlarda değerler eğitimine önem verilmeli. Dede ve nineler şahsiyet eğitimine dahil edilmeli. Değerler eğitimi, öğencilerin din öğretimine yatkınlık ve hazır bulunuşluk seviyesini arttırmak için 2-6 yaş arasındaki çocuklara mutlaka verilmeli.

– Din öğretimi okul öncesi dönemden başlayarak verilmeli. Kuran dersi seçmeli değil, zorunlu ders olmalı. Liselerde öncelikli olarak temel dini bilgiler dersi seçilmeli, sonra diğer dersler seçilmeli.

– İlkokul öğretmenleri ile görüşülerek kabiliyetli öğrencilerin imam hatip okullarına yönderilmesi konusunda çalışmalar yapılmalı. Öğrenci seçme sınavlarında yüksek puanlı öğrencilerin imam hatip liselerini seçmeleri yönünde özendirici çalışmalar yapılmalı. Bunun için burslar verilmeli. Aileler çocuklar içerisinden en zeki olanları imam hatip kurumlarına yönlendirmeli. Nitelikli öğretmenler, imam hatip okullarını tercih etmeleri konusunda özendirilmeli.

– Öğrenciler, öğretmenler arasında paylaşılarak okul dışında da takip edilmeli. Din görevlileri de gönüllü olarak buna katkı vermeli. Öğrenciler okul dışında din görevlileri ile buluşturulmalı.

– İslam âlimi; daha çok imam hatipler ve daha sonra İlahiyat Fakülteleri’nde okuyan, bu okulları bitirdikten sonra lisansüstü ilim tahsisi yapan kimseler arasından yetişecek. Medreseler de İslam âlimi yetiştirir; ancak bugünün şartlarında onların yardımcı unsur olarak hizmet etmeleri daha uygun.