"Ankara Havası", Yalçın Küçük ve Kemal Okuyan'ın ardından söyleşi formatıyla üçüncü etkiliğinde Prof. Dr. Korkut Boratav'ı Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde konuk etti.

Büyük ilgi gören söyleşi, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın açlık grevi eylemine destek mesajı ve Soma Katliamı anmasıyla başladı.

İKİ ALTERNATİF VAR...

Erkan Yıldız ve Ali Somel'in yaptığı sunuşun ardından Korkut Boratav alkışlarla kürsüye çıkarken, ilk olarak "Siyasi ve ekonomik kriz bir devrimler çağına yeniden kapı aralayabilir mi?" sorusunu yanıtladı. Boratav, "Ekim Devrimi'nin 100. yılını kutluyoruz ama ben Ekim'e kadar gitmeyeceğim. İkinci savaşı izleyen 30 yıllık dönemi hatırlatmak istiyorum. Ekim Devrimi gibi değilse de emperyalizm ve kapitalizmin hayli zorlandığı bir 30 yıldan söz ediyoruz. Sermayenin emeğe birçok taviz vermek zorunda kaldığı yıllar bu yıllar. Bu dönemde emeğin talebi ekonomik taleplerin dışına çıkmış, sosyalist-komünist partiler bu dönemde oldukça güçlenmiştir. İtalya, Fransa gibi ülkelerde komünist partiler büyük oy oranlarına çıkarken, ABD'de de aynı dönemde radikal hareketler sahneye çıktı. Bu dalga aynı dönemde Türkiye'ye de yansıdı. Süreç öyle bir noktaya geldi ki, emperyalistler, kapitalistler bu iş böyle gitmez demeye başladı. Bugünkü neoliberal karşı dalga buradan kaynaklanıyor. Sermayenin sınırsız tahakkümünü uyguladığı dönemdi, şimdi bu dönem bitti mi diye tartışılıyor" dedi.

80'li yıllarla günümüzü kıyaslayan bir araştırmada batılı beyaz yakalılarla ve Latin Amerika'da emekçilerin çok önemli ekonomik gerileme yaşadığının görüldüğünü aktaran Boratav, "İki tane alternatif protesto biçimi var, bunlardan birisi soldan geliyor. Nerede halk kapitalizme karşı çıkabildi diye sorduğumuzda ilk yanıt Latin Amerika'dan geliyor. Burada direnmede başarılar kazanıldı ama bir yere kadar. Latin Amerika'nın en ılımlı solcu ülkesinde, Brezilya'da sivil bir darbeyle iktidarı devirdiler. Avrupa'da ılımlı sola tahammül edemediler. Buradan çıkan diğer alternatifin adı Trump ve Le Pen gibi isimler oldu" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE BU YOBAZLIĞI HAZMEDEMEZ'

"Cumhuriyetin aydınlanmacı değerlerini savunuyoruz" diyen Boratav, cumhuriyetin bir yandan da bünyesinde gericiliği de barındırdığını ve tüm bunların bütünlüklü şekilde değerlendirilmesi, pozitif yönlerinin de savunulması gerektiğini dile getirdi. 

Son olarak üniversitelere yönelik saldırıya ilişkin bir soruyu yanıtlayan Boratav, "Normal bir toplum kendini onarır. Bizim toplum giderek gaddarlaşıyor. Babam 3 kere tasfiye edildi ama mesleğini yapması engellenmedi. Ben de bir kere atıldım, sonunda geri döndüm. Yani bir şekilde hukuk seni geri getirdi ama bugünkü KHK'lı, OHAL'li faşizm daha gaddar. Hem meslekten atıyor hem de pasaportunu alıyor elinden. Bu mümkün değil Türkiye toplumu hazmedemez. Açlık grevinde olan eğitimcileri bu şekilde bırakamaz bu toplum.  Türkiye bu yobazlığı hazmedemez. Her türlü umudu yok etmek için gaddarlaşıyorlar. Bugünkü adımlar kalıcı olmayacak eminimin. Bu yarın sosyalizmi kuruyoruz anlamına gelmiyor, bu vartayı atlayacağız ve aydınlık ufuklara yol alacağız. Buradakiler aydınlık ufukları biliyor, onu unutmuyoruz, ne olduğunu unutmayacağız" ifadelerini kullandı.