Kılıçdaroğlu: Saray'dan gelen talimatla karar veriyorsan, Saray'ın kulusun

Partisinin İstanbul il kongresinde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Hitler Almanyası'nda hangi koşullar varsa bugün de o koşullar var' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul il kongresinde konuşuyor.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

"Türkiye için mücadele ediyoruz. Gittiğiniz her yerde anlatın; ağzımızdan bir söz çıkıyorsa, bunun tek bir nedeni var, Türkiye'yi büyütmek ve yüceltmek.

Enis Berberoğlu başta olmak üzere hiçbir milletvekilinin hapishanede olmasını kabul etmiyoruz. Bu bir demokrasi ayıbıdır. İstanbul bütün dünyanın yakından izlediği bir kenttir. İstanbul'un anahtarını bize Fatih Sultan Mehmet teslim etmiştir. Bu nedenle bu anahtarı teslim eden Fatih'e minnet ve şükran borçluyuz. Ve aynen şunları söyledim. Geldikleri gibi gidecekler dedim. Ve geldikleri gibi gönderdi onları. Fatih Sultan Mehmet'ten anahtarı Atatürk oldu. Biz yeri geldiği zaman insan hakları uğruna, demokrasi adına, hukuk uğruna mücadele etmesini biliriz. Çünkü biz kentin anahtarını İstanbul'un anahtarını birilerine teslim etmeyeceğiz.

İstanbul'dayız. Görkemli bir kentteyiz. Olağanüstü bir kentteyiz. Dünyanın en büyük metropollerinden birindeyiz. Bu kenti yönetenler İstanbul'a ihanet ettik dediler. İhanet bıçağını çekip alacağım. İstanbul'u yine tarihi görkemli günlerine kavuşturmak bizim boynumuzun borcudur. Herkes şunu çok iyi bilsin; 2019 geliyor, referandumda hangi sonucu elde ettiysek İBB seçimlerinde daha büyük çoğunluk elde edeceğiz. Biz İstanbul'u onların yaptıklarını yapmak için değil, İstanbul'un tarihini yok etmek için değil, yeniden düze çıkarmak için istiyoruz. Sözümüz söz, İstanbul'a adaleti getireceğiz.

'BİLGİYE DAYALI MUHALEFET İLE HALKA GİDİN'

İstanbul'a ihanet edenleri temizleyeceğiz. Her birimize İstanbul'da görev yapan ister partili ister partisiz herkesin İstanbul için çalışması lazım. İstanbul bizim İstanbul'umuz. Üzerine titrediğimiz en önemli kentlerden birisi. İstanbul'da yaşanan birçok sorun bütün Türkiye'de yaşanıyor ve biz bunun mücadelesini sonuna kadar vereceğiz. Evet Türkiye büyük sorunlarla uğraşan bir ülke olabilir. Bizim siyaset anlayışımız bunun laflardan öte her soruna çözüm üretmektir. Halka sorunları anlatmak için değil hem sorunları hem çözümleri anlatmak için gideceğiz. 

Bilgiye dayalı söylem, bilgiye dayalı muhalefetle halka gitmesini organize edeceğiz. Sorunları şöyle çözeceğiz diyeceksiniz. Size 'Para var mı' diye soracaklar 'Evet var Türkiye dünyanın en güzel ülkelerinden birisidir ama para yerli yerinde kullanılmıyor. Para başka yerlere gidiyor. Bizim kaynağımızda var imkanımız da var' diyeceksiniz. Evet var. Bütün mesele para yerli yerinde kullanılmıyor, birilerince götürülüyor.

'BÖYLE EĞİTİM Mİ OLUR?'

Eğitim-öğretim iflas etmiş durumda. Hiçbir anne baba eğitim sisteminden memnun değil. Kendi çocuklarını kobay olarak kullanıyor. Sabah kalkıyorsunuz değişmiş. Böyle bir eğitim sistemi mi olur. Bir ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız o ülkenin eğitim sistemini bozacaksınız. Bu hükümetin yaptığı da budur. Bu düzeni değiştireceğiz derken eğitim düzenini de değiştireceğiz. Herkes çocuğunu severek ve isteyerek arzu ettiği okula gönderecek. Hiçbir zaman taşımalı eğitim yaptırmayacağız. Nerede bir çocuk varsa yanında öğretmeni olacak.

'YARGI İFLAS ETTİ'

Kuvvetler ayrılığı ilkesini ayağa kaldıran biz olacağız. Yargı… İflas eden bir yargı sistemi ile karşı karşıyayız. Dünyanın bütün demokrasilerinde kimin suçlu olup olmadığına hakim karar verir. Bugün geldiğimiz noktada suçluyu belirleyen organ sarayda oturan zevattır. Hitler Almanyası'nda hangi koşullar varsa bugün de o koşullar var. Direnme hakkımızı kullanarak bu düzeni yıkacağız. Boşuna kilometrelerce yol yürümedik. Bu ülke için, çocuklarımız için yürüdük. Adalet isteyen herkes için mücadele edeceğiz. Adalet üzerine hepimizin titremesi gerekir.