Kapitalizmin çaresiz kaldığı yeni salgın: Obezite

Dünyada obezitenin durumuna ilişkin bir araştırma yayımlayan bilim insanları 2015 yılında 700 milyondan fazla insanın obez olduğunu açıkladı.

İlker Belek

The New England Journal of Medicine dergisinin 12 Haziran 2017 sayısında dünyada obezitenin durumunu inceleyen bir araştırma yayımlandı. Çalışmada onlarca bilim insanının imzası var.

Araştırmacılar obeziteyi bir pandemi (dünya ölçekli salgın) olarak niteliyorlar. 195 ülkeden tam 68.5 milyon insanın verilerini 1980-2015 dönemi için inceleyerek genellemelere gidiyorlar.

700 MİLYONDAN FAZLA İNSAN OBEZ

2015 yılı için dünyada 108 milyon çocuk ve 604 milyon erişkin obez durumda. 1980’den beri 70’den fazla ülkede obezite sıklığı ikiye katlandı. Diğer ülkelerde ise daha az oranda olsa bile artışını sürdürdü.

İncelenen dönem boyunca çocuklardaki obezite sıklığı erişkinlerden daha hızlı biçimde arttı. 

Obezite dünyada 4 milyon ölümün sorumlusu. Obeziteyle ilişkili ölümlerin üçte ikisinden fazlası kalp damar sistemi hastalıklarına bağlı. 

Obezite ayrıca özefagus, kolon, rektum ve hatta meme kanseri de dahil pek çok kanser türünde de artışa neden oluyor.

Obezite daha çok kadınlarda görülüyor. En sık rastlandığı nüfus yüksek gelirli ülkelerin 60-64 yaş grubundaki kadınları. 

Ülkeler sosyoekonomik bakımdan geliştikçe obezite sıklığı da artıyor. Ancak 1980-2015 arasında obezite sıklığındaki en yüksek artış orta gelişkinlik düzeyindeki 25-29 yaş erkeklerde gözlendi.

Obezite artışının daha sınırlı düzeyde gerçekleştiği orta ve düşük gelirli ülkelerde başka beslenme sorunlarının ön plana çıktığı gözden kaçırılmamalı.

OBEZİTENİN NEDENLERİ VE MÜCADELE

Obezitenin temel nedeni yüksek enerjili, hazır gıdalarla beslenme ve yetersiz fizik aktivite. Araştırma her iki nedenin de kentleşmeyle bağlantılı olduğunu belirtiyor. 

Obeziteyle mücadele açısından ise sağlıksız yiyeceklerinin tanıtımının yasaklanmasını, bu yiyeceklere uygulanan vergi oranlarının artırılmasını, buna karşılık sağlıklı yiyeceklere devlet sübvansiyonu sağlanmasını öneriyor.

Ama bu tür önlemleri hayata geçirebilmiş ülke sayısının çok sınırlı olduğunu da ekliyor. Her şeyin para kazanmaya dayalı olduğu kapitalizmde mümkün mü ?

Obeziteye neden olan faktörlerin mülkiyet biçimiyle ilişkisi ve obeziteyle mücadelenin nasıl bir sosyoekonomik formasyona gerek gösterdiği konuları ise Marksist araştırmacıların ilgisini bekliyor.


Kaynak: http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1614362#t=article