Kamuda çalışan hekimlere 'bonservis' usulü muamele: AKP her şeyi paraya çevirmeye kararlı

Kamu kurumlarında çalışan hekimlerin bonservis bedeli karşılığında özel hastanelerde görevlendirilme girişimi hakkında görüşlerini aldığımız ATO Genel Sekreteri Mine Önal; "AKP her şeyi paraya çevirmeye kararlı" dedi.

Haber Merkezi

Geçtiğimiz hafta soL'da yer alan bir haberde, Sağlık Bakanlığı'nın kamu hekimlerini "bonservis" bedeli karşılığında özel hastanelerde görev yapmalarını sağlama planını duyurmuştuk.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş'e göre uygulama, "başarılı bir hekimi kamuda kaybetmemek" anlamına gelecekti.

Öte yandan uygulama, kriz  yaşayan ülke ekonomisine, hekim emeği ve hekimlik becerilerinin pazarlanabilirliği üzerinden bir katkı yapmayı hedefliyordu.

Konu hakkında görüşlerini aldığımız Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Mine Önal, uygulamanın "AKP'nin her şeyi paraya çevirmeye kararlı oluşu" şeklinde yorumlanabileceğini belirtti.

'HASTA DEĞİL ALIŞVERİŞ MERKEZİNDEKİ MÜŞTERİ'

AKP'nin sağlığın kamusal niteliğini adım adım ortadan kaldırdığını, her alanda olduğu gibi piyasacı yüzlerini sağlık alanında da gösterdiğini belirten Önal; "Birinci basamak sağlık hizmetleri Aile Hekimliği sistemi ile özelleştirildi. Aile Sağlığı Merkezleri A,B,C,D sınıflarına ayrılarak fiziki alt yapıları ve çalıştırabildikleri yardımcı sağlık personeli sayısına göre kategorize edildi. Elbette fiziki ve medikal alt yapının yükseltilmesi, yardımcı sağlık personeli çalıştırılması aile hekimlerinin yapacakları masrafla doğru orantılı. Performans sistemi ile hekimler baktıkları hasta ya da yaptıkları girişimsel işlem sayısı ile orantılı ücretlendirmeye tabi tutuldu. Yani Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık hizmetinin niteliği gözardı edilerek ne kadar çok hasta o kadar çok para sistemi hayata geçirildi" ifadelerini kullandı.

Hastaların 'hasta memnuniyeti' ve 'hekim seçme özgürlüğü' gibi albenili sloganlarla alışveriş merkezlerindeki müşterilere dönüştürüldüğünü vurgulayan Önal, kamu ve üniversite hastanelerinin kar amacı güden birer işletmeye çevrildiğini, sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte AKP'nin giderek daha fazla ölçüde hastaların cebine yöneldiğini belirtti. Sağlık sunumunun her aşamasında hastalardan katkı katılım payları alındığını ve özel hastanelerde hastalardan yüzde 200'e varan ilave ücretler alındığını ifade eden ATO Genel Sekreteri; "Özel sağlık sigortası teşvik edildi. Şehir hastaneleri için daha proje/inşaat aşamasında yatak doluluk oranları garanti edildi. Toplum sağlığı hiçe sayılarak Alternatif/Tamamlayıcı/Geleneksel Tıp uygulamaları adı altında sağlık alanındaki piyasalaşmaya yeni kazanç kapıları oluşturuldu. Sağlık Turizmi ile bu alandaki global pastadan pay kapma telaşına girildi" dedi.

'ALICISI VARSA, PARA EDİYORSA NEDEN SATMASINLAR'

Hekimlerin "bonservis" bedelinin ödenmesini bir "satışa sunulma" olarak niteleyen Önal; "Son olarak geldiğimiz nokta kamu personeli hekimlerin özel sektöre bonservis bedelleri karşılığında satışa sunulması olmuştur. AKP'nin yaklaşık 15 yıllık sağlıkta dönüşüm/piyasalaşma tarihine bakıldığında aslında kendi içerisinde tutarlı bir yaklaşım. Öyle ya alıcısı varsa para ediyorsa neden satmasınlar" sözlerini kullandı.

Öte yandan Önal, Ankara Tabip Odası olarak hekimliğin ve hekim emeğinin değersizleştirilmesi anlamına gelen uygulamayı şiddetle reddettiklerini vurguladı.