İzdemir Termik Santrali'ne mahkeme 'dur' dedi ama hâlâ çalışıyor!

İzmir 1. İdare Mahkemesi, Foça Özel Koruma Bölgesi'ne 13 kilometre mesafede olan Aliağa Horozgediği köyündeki İzdemir Enerji Santralı'nın genişletilmesi projesini durdurdu. Ancak mahkeme kararı olmasına rağmen İzdemir hâlâ çalışıyor.

İzmir 1. İdare Mahkemesi, Aliağa ilçesi Horozgediği köyündeki İzdemir Enerji Santralı'nın genişletilmesi projesini durdurdu. Mahkeme, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu" kararını iptal ederek, termik santrala ilave edilmesi planlanan ikinci ünitenin yapımına izin vermedi. Ancak mahkeme kararı yok sayılıyor ve santral hâlâ çalışıyor. 

Haber Ekspres'ten Ali Budak'ın haberine göre TMMOB'ye bağlı Çevre Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odası, EGEÇEP gibi çok sayıda davacı, İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş'nin İzdemir Enerji Santralı-II adlı ilave ikinci ünite projesini mahkemeye taşımıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, proje için 19 Şubat 2016'da "ÇED olumlu" kararı vermişti. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, ikinci ünitenin yapılacağı sahanın Kuzey Ege Havzası'nda, verimli orman ve zeytinliklerin yakınında olduğu kaydedildi. Raporda bölgedeki en büyük akarsu olan Bakırçay'ın kolu Kocaçay'ın buraya 16 kilometre mesafede yer aldığı ve Kocaçay'ın içme suyu temini amacıyla kurulan Güzelhisar Barajı'nı beslediği vurgulandı.

Termik santraller küresel iklim değişikliğinin en önemli nedeni olduğunu savunan davacılar, şimdi kararın uygulanmasını bekliyor.

Santralın mühürlenmesi gerektiğini ifade eden davacılar, yetkili idare olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni göreve çağırarak, hukuka aykırı santralın mühürlenmesini talep ettiler. 

"TESİS RUHSATSIZ ÇALIŞTI"

Çevresel kirlilik yükünü doldurmuş olan ve mevcut tesislerin yarattığı çevresel yüklerin azaltılması ile ilgili olarak etkin ve planlı çalışmaların yapılması zorunlu olan Aliağa'nın ne yazık ki 7 adet kömürlü termik santral projesi ile karşı karşıya kaldığını belirten Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, şunları söyledi:

"Aliağa'da 27 yıl önce kurulmak istenen termik santrale karşı İzmir halkı insan zinciri kurarak yarattığı örnek mücadeleyi unutmamalıyız. Yıllar önce gördüğümüz Aliağa bugün termik santral projeleri ile mücadelesine devam ediyor. İzdemir termik santraline karşı açılan davalar devam ederken bir taraftan termik santralin inşaat çalışmaları tamamlandı. 3 yıl önce de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden alması gereken Gayrı Sıhhi Müessese İzni süreçleri bile tamamlanmadan üretime başladı. 3 yıldır ÇED Olumlu kararına ilişkin dava süreci devam eden ruhsatsız olarak faaliyetini sürdüren tesis ile ilgili olarak İzdemir Enerji Santrali-II için Çevre Bakanlığı'nın verdiği ÇED Olumlu Belgesi uzun süren hukuki süreç sonunda mahkeme kararı ile iptal edildi."

BAKANLIK KAPATMADI 

Kınay, "İptal kararı Bakanlığa 21.02.2017 tarihinde tebliğ edildi ve yasal süreç kapsamında kapatılması gereken tesis için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2009/7 sayılı genelgeye dayanarak yeni bir ÇED süreci başlattı" dedi.

İki hafta içerisinde ÇED Raporuna ilişkin değerlendirmelerin gerçekleştirildiğini söyleyen Kınay, "ÇED Raporuna ilişkin 6 Mart 2017 tarihinde gerçekleştirilen İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısında mahkeme kararları ve tesisin yaratacağı çevresel etkiler ve bilimsel raporlar komisyon üyelerine sunulmasına rağmen 7 Mart 2017 de ÇED Raporu Nihai edilerek ÇED Yönetmeliği hükümlerine göre; 10 günlük askı süreci başlatıldı. İlginçtir ki ÇED Olumlu Kararının iptali ile tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde uygulanması gereken mahkeme kararının süresi 23 Martta  dolacakken 22 Mart itibari ile tesisin yeni ÇED Raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından nihai edilerek  yeniden ÇED olumlu belgesi verildi" diye konuştu.

ÇED YÖNETMELİĞİ "MIŞ" GİBİ YAPILDI

Termik santral ÇED İptal kararının önemli olduğunu söyleyen Kınay, "2014 yılından bu yana faaliyette olan İzdemir Enerji Santrali'nin ÇED Raporunun faaliyetin arkeolojik sit alanlarına etkisini, kümülatif olarak gerçekleşecek çevresel-sosyal etkiyi ele alacak risk analizini ortaya koyan nitelikte olmadığı, kül ve cüruf depolama sahasına dökülen atıkların, alanın zeytinlik alan olması sebebiyle, birçok olumsuz çevresel ve sosyal etkisi olduğu ve raporun risklere dair önlemleri de içermediği ifade edilmiştir. Mevcut mahkeme kararı ve  bilimsel raporlara rağmen tesisin jet hızı ile hazırlanan ÇED Raporuna ve ÇED Olumlu Belgesinin verilmiş olması süreci; ÇED Yönetmeliğinin yine 'mış' gibi yapılarak prosedür haline getirildiğini bizlere bir kez daha göstermişti. Hukuki mücadele içerisinde alınan son mahkeme kararı ise  Bölgenin gerçeklerini bir kez daha ortaya koydu. Alınan karar  Aliağa'nın çevresel kirlilik yükünü aştığını, termik santrallerden vazgeçilmesi zorunluluğunu gösteriyor. Bu mücadele ve karar yıllardır bu mücadeleyi yürüten çevre örgütleri, İzmirliler ve Aliağalıların mücadelesi ve emeğinin sonucudur" ifadelerini kullandı.