İstanbul'da binlerce kişi 1 Mayıs mitinginde buluştu

İstanbul Bakırköy'de 1 Mayıs mitinginde binlerce kişi buluştu.

Haber Merkezi

İstanbul'da Bakırköy 1 Mayıs'ı için toplanmalar başladı.

Türkiye Komünist Partisi üyeleri saat 10.00 itibariyle Marmara Forum önünde kortejini oluşturmaya başladı.

Sendikalar da alana gelişlere başladı.

Marmara Forum önünde toplanan TKP korteji alana giriş yaptı. 

Kutlamalar saat 13:00 itibarıyla başlarken, avukatların kurduğu 1 Mayıs Kriz Masası, İstanbul genelinde en az 105 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Açıklamaya göre, gözaltı işlemleri İstiklal Caddesi, Talimhane, Beşiktaş, Okmeydanı, Gayrettepe, Zincirlikuyu ve Mecidiyeköy’de yapıldı. Gözaltına alınanların polis arabalarında bekletildiği öğrenildi. Gözaltına alınan 72 kişinin, Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü'nde olduğu bildirildi.

Öte yandan İstanbul Valiliği 205 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Miting DİSK Korosunun 1 Mayıs Marşı ve Enternasyonal'i okumasıyla başladı.

Ardından kürsüye DİSK Genel Başkanı Kani Beko çıkarak konuşmasını gerçekleştirdi.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, alandaki işçilere hitap etti. Konuşmasına, 1977, 1989 ve 1996 1 Mayıs’ında hayatını kaybedenleri anarak başlayan Beko, “Referandumdan evet çıkarsa ilk işlerinin kıdem tazminatına saldırmak olacağını söylemiştik. Şimdi buradan soruyorum. Herkes duysun. Kıdem tazminatımızı leş kargalarına yedirecek miyiz? Buradan tekrar söylüyorum. Taşeron işçiler kadro hakkını kazanana kadar mücadele edeceğiz” ifadesini kullandı. 

1 Kasım 2015 seçimlerinden önce taşeron işçilerin kadroya alınmasına dair sözün tutulmadığını belirten Beko, taşeron işçiler kadroya alınana dek mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. “Kiralık işçi” uygulamasına tepki gösterdi. Beko, “OHAL ilan edip KHK’larla kamu emekçilerini mahkeme kararı olmadan ihraç ettiler. 85 belediyede kayyum var” dedi.

Beko'nun konuşmasının satır başları söyle:

“Sandıklardan hayır çıktı, YSK’dan evet çıktı. Ancak siz yaptığınız bu hırsızlıkla nereye kaçarsanız kaçın sizi yakalamak boynumuzun borcu olsun”

“Biz bu topraklarda 80 milyon insanın anayasasını yapmak için önümüzdeki dönemde birlikte mücadele edeceğiz. Eşitlikçi, özgürlükçü, laik, demokratik sosyal bir anayasa olması gerekir"

“Aydınlık bir ülke için birer meşale yakalım. Bu topraklarda eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış, kardeşlik mücadelesi verenlere, toprağa çıkanlara, 8 Mart’ı yaratan kadınlarımıza, 1516 Haziran’da büyük işçi direnişini yaratanlara, Gezi direnişindeki kahraman kardeşlerimize, 10 Ekim’de Ankara’da katledilen barış güvercinlerimize, barış elçilerimize, Deniz Gezmiş’e, Mahir Çayan’a, İbrahim Kaypakkaya’ya, Kemal Türkler’e, Türkiye işçi sınıfına selam olsun. Kahrolsun faşist diktatörlük, yaşasın işçilerin birliği, yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın devrim ve sosyalizm"

Beko'nun ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen konuştu.

Özgen şöyle konuştu:

"Bu ülkenin yarısı olduğumuzu unuttuğunu ortaya koydu. KHK’lara hayır, OHAL’e hayır. Tutuklamalara, baskıya, gözaltılara hayır. İş güvenliğinin ortadan kaldırılmasına hayır. Kıdem tazminatının kaldırılmasına hayır. Böylelikle bu ülkenin ezilen tüm kesimleri, iradelerini ortaklaştırdı. Onlar, her zamanki gibi hileleriyle, hırsızlıklarıyla bizlerin iradesini çaldı. Bu referandumun sonuçları şaibelidir. Bu sonuçları, ülkenin yarısı olarak kabul etmediğimizi duyurmaya devam ediyoruz.

"Sendikalarda özgürlük haklarımız KHK'larla yasaklanmaya devam ediyor. Arkadaşlarımız hakkında keyfi uygulamalar devam ediyor. Bu işten atmalardan üç binin üzerinde KESK üyesinin de işten atıldığını biliyorsunuz. İlk günden beri şunu ifade ediyorum, sizin OHAL yasanıza, KHK'larınıza, soruşturmalarınıza boyun eğmiyoruz. Korkmuyoruz. Geri adım atmıyoruz. Seyid Rıza'nın dediği gibi; biz sizlerin yalanlarınıza, dolanlarınıza karşı boyun eğmeden, diz çökmeden, mücadeleye devam edeceğiz. Bu da onlara büyük bir ızdırap oldu. Bu zorbalık karşısında boyun eğmeden, Türkiye'nin her yerinde bu mücadelemizi sürdürüyoruz. Buradan hareketle, bugün Türkiye'nin bütün illerinde, özellikle Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Van'da, Samsun'da 1 Mayıs alanlarındaki milyonları buradan selamlamak istiyorum. Baskıya, zulme, faşizme karşı boyun eğmeden mücadele edenlere selam olsun.

"Bu ülkenin bütün ötekileri bir arada, birleşik bir mücadele yürütmek zorundayız. Faşizme karşı omuz omuza yürüteceğimiz mücadele, bizim ortak geleceğimizi ifade etmektedir. Bir kez daha haykırıyoruz; kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.

"Değerli dostlar, AKP iktidarı pek çoğu otoriter faşizan politikalarıyla beraber tek adam sistemini kurumsallaştırmaya giderken bizim temel hak ve özgürlüklerimizi sadece sınırlamak veya engellemekle kalmıyor. Bunları ortadan kaldırarak kendi faşizan sistemini kurumsallaştırmak istiyor. Biz, bu ülkenin işçileri, emekçileri, ezilen bütün kesimleri içeride ve dışarıda savaşa karşı barış talebimizde ısrarcı olduğumuzu, çalışma yaşamında toplumsal barışa ihtiyaç olduğu gibi toplumun bütün kesimlerinin bir arada yaşama iradesinde de barışa ihtiyaç vardır. Savaş politikalarını kabul ediyoruz. AKP'ye bu savaş politikalarından vazgeç diyoruz. İçeride barış ve diyalog dışında başka bir seçenek olmadığını bir kez daha ifade ediyoruz. Hükümet son zamanlarda ortadoğu savaş bataklığına batmaktadır. Özellikle IŞİD vahşetine karşı Suriye'de, Irak'ta, Rojava'da, halkların bir arada özgür iradesiyle oluşturdukları irade birliği karşısında AKP hükümetinin uğursuz politikaları sonuç vermeyecektir. Orada IŞİD'e karşı Kürtler, Ezidiler, Ermeniler bütün halklar bir arada, özgür iradeleriyle öz yönetimlerini oluşturmuşlar. IŞİD vahşetine karşı, gerici ve cinsiyetçi, aynı zamanda halkları birbirine karşı kırdırtan politikalara karşı bir duruşları vardır. Biz emekçiler, ezilenler, bu ülkenin üretenleriyiz. Bu ülkenin üretenleri olarak ortak geleceğin sahibiyiz."