İstanbul neden sular altında kaldı?

İstanbul'da yaşanan ve yaşamı durma noktasına getiren sağanak yağışın oluşturduğu tahribatın esas nedenini İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Haluk Gerçek anlattı.

Cem Boz

İstanbul'da dün gece geç saatlerde başlayan ve sabah saatlerinde etkisini arttıran yağış sonrası kent sular altında kaldı.

Metro istasyonları sular altında kalırken, kent genelinde ulaşım durma noktasına geldi. AKP'nin 'çözüm önerisi' ise kentin sular altında kalması sonrası yapılan "araçlar trafiğe çıkmasın" uyarısı oldu.

İstanbul'da yaşanan su baskını görüntülerini soL'a değerlendiren İTÜ İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Gerçek, genel anlamda dünyada bir iklim değişikliği yaşandığını ve kentlerin bu değişime uygun çalışmalar yapmak zorunda olduğunu belitti. Gerçek, İstanbul'da yaşanan su baskınlarına, bu değişikliğe uymayan aksi yöndeki yapılaşmanın neden olduğuna işaret ederek, ''Ulaşım altyapıları bu tür olaylara uygun tasarlanmadığı için benzer olaylarla maalesef sık sık karşılacağız'' ifadelerini kullandı. 

'BETONLAŞMANIN ETKİSİ BÜYÜK'

İstanbul'da son yıllarda yaşanan rant odaklı dönüşüme dikkat çeken Prof. Dr. Gerçek, kentte toprak zeminin kalmadığını ve bunun sonucunda düşen yağışın yeraltına inemediğini kaydetti. Gerçek, ''Yağmur suları asfalt üzerinde akarak sel oluşturuyor. Tüm yapılanlar bu tür manzaraların ortaya çıkmasına neden oluyor. Kent planlaması açısından bu yapılaşmanın durması gerek. İstanbul'daki yapılaşma tüm kırmızı çizgileri aşmış durumda. Özellikle İstanbul'un korunması gereken alanı olarak kabul edilen kuzey bölgesinde ciddi bir yapılaşma var ve bunun durması gerek'' dedi. 

'TAHRİBATI GERİ DÖNDÜRMEK ZOR'

AKP eliyle yapılan dönüşümün etkilerinin ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Gerçek, ''Ancak bundan sonra yapılacakları doğru planlayarak daha kötü sonuçların ortaya çıkması engellenmeli'' ifadelerini kullandı.

'KENTLİLERİN BİLİNÇLENMESİ GEREK'

Gerçek, sözlerini şöyle noktaladı:

''Son olarak bu işin sahibi olması gereken kentliler. Kent sakinlerinin daha iyi yaşamaları için bilinçlenmesi ve siyasi iktidara baskı yapması gerekir. Kent sakinlerinin baskı yapmadığı, daha iyi bir kent talep etmediği noktada yaşananların durması söz konusu olamaz'' dedi.