İstanbul Belediyesi'nin 'sol vefasızlığı'

İETT'nin 2014 sonunda başlattığı "Vefa Durakları" çalışmasında Erbakan'dan Özal'a, Yazıcıoğlu'ndan Menderes'e "sağcı", "muhafazakâr", "gerici" isimlere yer verilmesi, AKP'li İstanbul Belediyesi'nden "sola vefa göstermesini" beklemenin anlamsız olacağını düşündürttü.

İETT’nin 2014 sonunda Mehmet Akif Ersoy’un ölüm yıldönümünü anmak amacıyla başlattığı "Vefa Durakları" projesi, Türkiye sağının ünlü isimleriyle devam ederken, "solcu" kimliğiyle tanınan isimlere "vefa gösterilmeyişi" dikkat çekti. Mehmet Akif’le başlayan ‘vefa’ yolculuğu Barış Manço’yla devam etti ve bugüne kadar 10 isim onlara ‘özel’ duraklarda fotoğrafları ve hayat hikâyeleriyle anıldı. 

Radikal'den Ümit Buget'in haberine göre, İETT merak edilen ‘vefa’ kriterleri için ‘Türkiye’nin sevdiği, saydığı ortak değerlerimiz düşünülerek belirleniyor’ dese de isimler alt alta konulduğunda listenin ‘sağa çektiği’ görülüyor. Şimdiye kadar siyasilerden, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, Turgut Özal ve Adnan Menderes’ten oluşan bir liste var. Sanatçılardaysa Barış Manço, Zeki Alasya, Kayahan ve Kemal Sunal anıldı. 

NAZIM’SIZ HAZİRAN, METİN ALTIOK’SUZ TEMMUZ

3 Haziran 1963’te Moskova’da hayata veda eden ve mezarı aynı şehirde bulunan büyük şair Nazım Hikmet vefa listesinin ‘pas’ geçilenlerinden. Oysa, “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında” dizelerinin şairine İstanbul’dan bir selam göndermek ‘şık’ olurdu.

Sivas Katliamı’nda ağır yaralanan ve 7 gün komada kaldıktan sonra 9 Temmuz’da hayatını kaybeden şair Metin Altıok da ‘ortak değerler’ listesinde kendisine yer bulunamayan isimlerinden! Halbuki, ‘Bir yarım umuttur elimizde kalan, göğüslemek için karanlık yarınları’ dizelerinin yazılacağı ne çok ‘durak’ bulunur yedi tepelide! 

Ve edebiyatımızın Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ı, Zübük’ü; 1915 doğumlu Aziz Nesin 100 yaşında bir de... Vakfı da İstanbul Çatalca’da mesela...

KOCAMUSTAFAPAŞA’YA AHMET KAYA BAKIRKÖY’E CEM KARACA YAKIŞIRDI

Liste uzayıp gidebilir tabii. İstanbul'la ilk tanıştığı semt olan ve 'Penceresiz kaldım anne'yi henüz söylemeden oturduğu o çok pencereli evin, Kocamustafapaşa'nın duvarlarına yakışır mesela Ahmet Kaya'nın hikâyesi. Ecevit’e lise yıllarını geçirdiği Arnavutköy ve Cem Karaca’ya da Bakırköy mesela...

Belki kiminin ölüm yıldönümü ‘denk’ gelmedi, belki bazısı akla hiç gelmedi ama listenin bundan sonraki adımlarında bu şehre dokunan ‘diğer’ isimlere de yer vermek ‘Vefa’nın İstanbul’da bir semt adı olarak kalmaması adına anlamlı olabilir.