IŞİD'e kimyasal maddeler göz göre göre gidiyor: İşte 'kimyasal' boşluk...

Rusya Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, patlayıcı üretiminde kullanılan maddeleri IŞİD'e sevk ettiği iddiasıyla kimi Türk şirketlerin isimlerini açıklamıştı. Şirket yetkilileri soL'a yaptıkları açıklamada kendilerini savunurken, AKP'nin bıraktığı yasal boşluk ve denetimsizlik, sınırların yol geçen hanına dönüşmesiyle birleşince IŞİD kolayca kimyasal sahibi oluyor…

Ali Ufuk Arikan

Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, BM Genel Sekreterliği'ne bir mektup göndererek Gültaş Kimya, Marikem Kimyevi ve Endüstriyel Ürünler, Metkim, Ekim Gübre ve Diversey Kimya şirketlerinin IŞİD'e kimyasal içerikler gönderdiğini ileri sürdü.

Çurkin, Türk şirketleri tarafından IŞİD'e sevk edilen kimyasal maddeler arasında alüminyum tozu, amonyum nitrat, granül karbamit ve hidrojen peroksit bulunduğunu dile getirdi.

'PARASINI VERENE SATIYORUZ'

Vitaliy Çurkin'in itham ettiği firmalardan olan Ekim Gübre'nin yetkilisi, soL'a yaptığı açıklamaya "Bu iddiaların aslı yok" şeklinde başlarken "isteyenin istediği miktarda ürünü alabildiğini" belirten şirket yetkilisi, "Siz bankadan kredi çektiğinizde bunu ne yapmak için aldığınızı açıklıyor musunuz, hayır. Şimdi Doğu'da süren operasyonlarda da bazı gübre firmalarının gübrelerinin yakalandığı görülüyor, bunlar da PKK destekçisi mi diyeceğiz? Biz bayilere satıyoruz, firmalara satıyoruz. Bunun denetimini biz yapamayız, nerede kullandıklarını bilemeyiz. Bunu tamamen önlemek için satışını tamamen yasaklamak lazım. Üretim ve satış serbest, kimden talep gelirse faturasıyla satışını yapıyoruz, çiftçiye de bayiye de satıyoruz" ifadelerini kullandı.

Rus diplomatın söz ettiği firmalardan Marikem Kimyevi'nin şirket temsilcisi, konuyla ilgili özel bir açıklama yapma ihtiyacı duymadıklarını, o bölgeye ihracat yapmadıklarını söyledi. Yurtiçinde satış yaptıkları firmalar aracılığıyla bu tür maddelerin gönderilmiş olabileceğini belirten şirket temsilcisi, buna ilişkin bir bilgisi olmadığını söyledi.

Listede adı yer alan Gültaş Kimya'dan Rıfat Benbasat ise, haberlerin bilgi eksikliğinden kaynaklandığını, kendilerinin böyle bir ihracatının olmadığını, konuyu avukatlarına ilettiklerini ve hukuki süreç başlatacaklarını dile getirdi.

YASAL DÜZENLEME NE İŞE YARIYOR?

Çurkin'in, Türkiye'den IŞİD'e giden kimyasal maddeler arasında sıraladığı maddelere ilişkin resmi düzenleme ve sınırlama 10 Ekim 2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan "Nitrat Azotu İçeren Kimyevi Gübrelerin Satışı, Nakli ve Stok Bildiriminin Kontrolüne Dair Tebliğ" olurken, tebliğ, patlayıcı üretiminde kullanılan maddelerin serbestçe dolaşımda olmasına bazı kısıtlamalar ve önlemler getiriyor. Önlem ve kısıtlamarın tercihe bağlı gibi kurgulanması "olabilir", "alabilir" gibi ifadelerin yer alması dikkat çekerken düzenlemenin bazı kritik maddeleri şöyle:

Yurt içerisinden gübre tedarik ederek il içi veya il dışı diğer dağıtıcılara gübre satan dağıtıcılar Yol Kontrol Belgesini (Ek-8) düzenleyerek sevk eder. Dağıtıcı Satış Listesini (Ek-2) düzenleyerek bulunduğu il veya ilçe müdürlüğü ile satış yaptığı il veya ilçe müdürlüğüne bildirir.

Dağıtıcı, ihtiyaçtan fazla veya arazisi olmadığı halde gübre talep edilmesi gibi şüphe uyandıran hallerde durumu il/ilçe emniyet müdürlüğü veya il/ilçe jandarma komutanlığına ve il/ilçe müdürlüğüne bildirmek zorundadır.

İl/İlçe müdürlükleri, dağıtıcılar tarafından aylık olarak teslim edilen Dağıtıcı Satış-Stok Listesi (Ek-1) ve Dağıtıcı Satış Listesini (Ek-2) gübre hareketi yönünden düzenli olarak kontrol eder ve listeleri en az 2 yıl süre ile saklar.

İl/İlçe müdürlükleri, Dağıtıcı Satış-Stok Listesi (Ek-1) ve Dağıtıcı Satış Listesini (Ek-2) kontrol ettikten sonra il/ilçe emniyet müdürlüğü ve il/ilçe jandarma komutanlığının talep etmesi durumunda birer kopyasını teslim eder.

Valilikler, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu çerçevesinde, %26 Kalsiyum Amonyum Nitrat (CAN), %33 Amonyum Nitrat (AN), Potasyum Nitrat ve Sodyum Nitrat gübrelerinin patlayıcı madde yapımında kullanımını engellemek amacıyla, bu Tebliğdeki hükümlere ilave olarak bunların il içindeki taşıma, dağıtım, kullanım ve satış işlemleri ve bu işlemlerle ilgili konularda ilave tedbirler alabilir.

Bu Tebliğ kapsamında olan gübreleri, patlayıcı madde yapımında kullanmak üzere temin edenler ile gerekli dikkat ve özeni göstermeden, bu Tebliğde ve 9 uncu madde kapsamında valiliklerce öngörülen şartlara riayet etmeden satış işlemini gerçekleştirenler hakkında, Türk Ceza Kanununun 174 üncü maddesi çerçevesinde işlem yapılması için cumhuriyet savcılıklarına ilgililerce suç duyurusunda bulunulur.

'BİZE BOMBA OLARAK DÖNÜYOR, İNSANLARIMIZ ÖLÜYOR'

Konuya ilişkin görüşünü aldığımız CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, "MİT tırları sürecini yakından takip etmiştim, o sürecin en yakınındaki tanıklarından biriydim, bu iddialar da o sürecin devamı" dedi. Patlayıcı yapımında kullanılan maddelerin üretimi konusunda soL'un aktardığı hukuki boşlukları ve denetimsizliği Meclis'e sunacağını belirten Dudu, "Yavaş yavaş her şey ortaya çıkıyor. Türkiye'den cihatçı örgütlere destek sağlandığına yönelik iddialarımız oldu, bunlar delilleriyle kanıtlanmaya başlandı. Bu da hoş bir durum değil. Bu maddeler bomba olarak bize de dönüyor, insanlarımız ölüyor" dedi.

Bu maddelerin sınırdan nasıl kolayca sokulduğuna ilişkin sorumuzu da yanıtlayan Dudu, "Sınırlar eskisi gibi değil, daha önce yürüyerek geziyorduk ve kimse yoktu. Şimdi göze fazla batırmamak için biraz daha fazla önlem alınmış gibi duruyor. Birilerine yine müsade ediliyor mu derseniz, bu konuda çok ciddi endişelerimiz var" şeklinde konuştu.

NİHAİ TÜKETİCİ 'SİLAHLI ÇETE'

"Türkiye'de genel anlamıyla patlayıcı maddeler konusu özelliğine göre kanunlarla üretiminden dağıtımına, taşınmasından tüketimine kadar düzenlenmiştir. Ayrıca tüm bu süreçler için denetim mekanizmaları da belirlenmiştir" diyen Anayasa Mahkemesi eski raportörü Ali Rıza Aydın, konunun hukuki boyutuna ilişkin şöyle konuştu:

Bu düzenlemeye bağlı olarak hem Türk Ceza Kanunu'nda hem de Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda suç tanımları ve ilgili yaptırımlar bulunmaktadır. Dolayısıyla bu pozitif hukuk kuralları içinde olabilecek her türlü kaçak ve hukuk dışılık devletin kontrolü ve denetimi altındadır. Konumuz itibariyle Türkiye sınırlarından dışarı aktarılan çeşitli maddeler söz konusu olduğu gibi asıl çarpıcı olan ve üzerinde durulması gereken nihai tüketici olarak tanımlayacağımız kişilerin illegal, silahlı çete olmasıdır. Bu değerlendirmeleri bütünsel olarak önümüze koyduğumuzda devletin konuyla ilgili tüm kurum ve kuruluşları ve denetim mekanizmaları sorumludur ve suçludur.