OECD ülkeleri içinde, 1000 kişiye çekilen MR’da birinci, tomografide yedinciyiz. Bu durum MR ve tomografiyi gereksiz kullandığımızın göstergesi olarak değerlendiriliyor. 

Bu düşünceyi destekleyen çarpıcı bir bulgu da Sağlık Bakanlığı’nın geçen ay yayımladığı bir rapordan geldi: Hastanelere ve Branşlara Göre MR Tetkik İstem Oranı, 82 Hastanenin Mart 2017 Analizi.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı'nın 239 hastanesinde MR cihazı bulunuyor. Söz konusu rapor bu gruptan seçilen 82 hastanenin incelenmesiyle hazırlanmış.

Aşağıdaki tablo hastanelerin uzmanlık düzeylerine göre MR tetkik oranlarını gösteriyor.

A1 grubu hastaneler referans hastaneleridir, diğerlerinin tanı koyamadığı, tedavi edemediği vakalar buraya doğru akar ve C grubuna doğru gidildikçe uzman hekim kadrosu yetersizleşir. Bu nedenle MR tetkik oranının en yüksek olması beklenen grup aslında eğitim araştırma hastaneleridir.

Beklenenin tam tersine eğitim-araştırma yapmayan hastanelerde MR oranlarının daha yüksek olması, bu hastanelerdeki uzman hekimlerin niceliksel ve niteliksel yetersizliklerine bağlı olarak MR tetkiklerinin gereksiz istendiğini gösteren bir veri olarak kabul edilebilir.

Tabii şu da bir ihtimal: Belki de küçük hastaneler mali performanslarını yükseltmek için MR gibi seri biçimde yapılabilecek işlere yöneliyorlar.

Ama bu tablo eğitim hastanelerinde MR tetkiklerinin bilimsel kriterlere uygun biçimde yapıldığını da göstermez, bunu anlamak için bu grubun en azından üniversite hastaneleriyle, yurtdışındaki benzerleriyle karşılaştırılması gerekir.

Sebebi ne olursa olsun durum Sağlık Bakanlığı’nın yönetim becerisiyle ve piyasacı sağlık sistemimizin verimliliğiyle ilgili çok ciddi sorunlara işaret ediyor.