İHD: 2015'te güvenlik güçlerinin hedefi olan 61 çocuk yaşamını yitirdi

İnsan Hakları Derneği (İHD), 2015 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çocuk Haklarına Yönelik İhlaller Raporu’nu açıkladı. Rapora göre bölgede geçen yıl içinde 2015 yılında bölgede, güvenlik güçlerinin hedefi olan 61 çocuk yaşamını yitirirken, 55 çocuk ise yaralandı.

İHD, 2015 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çocuk Haklarına Yönelik İhlaller Raporu’nu açıkladı. Raporu açıklayan İHD Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Başkanı avukat Mahsun Kaya, çocuklara yönelik hak ihlallerinin hiçbir dönemde görülmediği kadar artış göstererek devam ettiğini vurguladı. 

Cumhuriyet'ten Mahmut Oral'ın haberine göre, geçen yıl başta yaşam hakkı olmak üzere, barınma, sağlık, eğitim, sosyal ve kültürel haklar gibi ulusal ve uluslararası mevzuatlarla korunan temel çocuk haklarının yoğun bir şekilde ihlal edildiğini vurgulayan Kaya “Bu da elbette ki, biz insan hakları savunucularını kaygılandırmaktadır. Toplumsal yaşamımızın geleceği olarak gördüğümüz çocuklar ve onlara yönelik gerçekleşen hak ihlalleri, hiç şüphe yok ki yürütmüş olduğumuz insan hakları mücadelesinde en hassas olduğumuz konular arasında yer almaktadır. 2015 yılında da çocukların, ulusal ve uluslararası sözleşmelerden doğan özgürlük ve güvenlik hakları ihlal edildi. Bu ihlaller arasında özellikle güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen yargısız infazlar, gözaltında ve gözaltı yerleri dışında yapılan işkence ve kötü muamele ile toplumsal gösteriler sırasında çocukların maruz kaldığı şiddetin haddi hesabı yoktur” dedi. 

Silah kullanma yetkisinin ihlali, dur ihtarı ve sokağa çıkma yasakları sırasında 2015 yılında bölgede, güvenlik güçlerinin hedefi olan 61 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 55 çocuğun ise yaralandığını ya da fiziksel tahribatlara maruz kaldığını vurgulayan Kaya “Yine toplumsal gösterilerde veya ev baskınları sonucu, 2015 yılı içerisinde 400 çocuk gözaltına alınmış, 66 çocuk ise tutuklanmıştır. Sokağa çıkma yasakları sırasında ve toplumsal olaylarda gözaltına alınan çocuklara yönelik, akıl ve mantığı zorlayan işkence ve kötü muamele uygulamalarına rastlanmıştır. 5 çocuk gözaltında işkenceye maruz kalırken, 13 çocuk ise gözaltı yerleri dışında veya sokakta şiddet mağduru olmuştur. Çatışmalı ortamdan etkilenme sonucu, resmi hata ve ihmal sonucu, faili meçhul saldırı, mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu, sınır hatlarında vurulanlar ve kuşkulu çocuk ölümleri gibi konularda yapmış olduğumuz izleme çalışmalarında ise, 2015 yılında bölgede 16 çocuk yaşamını yitirmiş, 27 çocuk ise yaralanmıştır” diye konuştu. 

Özellikle sokağa çıkma yasakları sırasında çocuklara yönelik gerçekleşen yaşam hakkı ihlallerini yanı sıra, katledilen çocuklara yönelik reva görülen muameleler ise dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş insanlık ve savaş suçları niteliğinde olduğunu kaydeden Kaya, şöyle devam etti: 

“13 yaşındaki Cemile’nin günlerce cenazesinin derin dondurucuda bekletilmesinin, yine 15 yaşındaki Bünyamin’in vurulduktan sonra yaralı olduğu halde infaz edilmesi, ardından da cenazesinin bir cami avlusunda günlerce bekletilmesinin bir açıklaması olamaz. 3 aylık Muhammed bebek, 6 aylık Miray bebek, Baran, Mehmet Mete, Yusuf, Doğan, Adem, İbrahim, Lütfü, Serhat, Hüseyin, Şiyar, Çekvar, Rozerin ve daha onlarca çocuk katledilmiş ve aynı akıbete maruz bırakılmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde çocuk katletmenin hiçbir izahı olamaz. Çünkü çocuklara yönelik katliamlar ve bu uygulamalar birer vahşettir”

Sokağa çıkma yasaklarının ilanı ile kentlerde duran hayatın, çocukların eğitim alanlarında da büyük tahribatlar yarattığını dile getiren Kaya “Cizre’de, Nusaybin’de, Silopi’de, Silvan’da ve Sur’da, on binlerce ilk, orta ve lise öğrencileri ‘2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılı’ndan mahrum bırakıldı. Cizre’de öğretmenlerin ilçeyi terk etmeleri istenen ve öğrencileri öğretmensiz bırakan uygulama ise tam bir skandal. Bunu yanı sıra, hiçbir şey olmamış gibi, hızlandırılmış eğitim planlamaları ile bu sürecin telafisini yapabileceğini söyleyen hükümet yetkililerine sormak istiyoruz: Katledilen çocukları da geri getirebilecek misiniz? Biz insan hakları savunucuları, güvenlik güçlerinin çocuklara yönelik sınır tanımayan saldırgan bir ruh hali ile neden şiddet uyguladığını ve uygulanan şiddetin yarattığı suç hallerinin devlet tarafından neden cezasızlıkla ödüllendirildiğini, anlamakta güçlük çekiyoruz. Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklarla ilgili yargı organlarınca, etkili ve adil bir soruşturma yürütülmemesi, faillerinin gizlenmesi ve yargı karşısına çıkarılmaması, suç işleyen kolluk birimlerini adeta cesaretlendirmekte, gerçekleştirdikleri ihlalleri sürdürmeye teşvik etmektedir” dedi. 

Dikkatli incelendiğinde çocuklara dönük hak ihlallerinde, çıkan tablonun, bu ülkede çocuklara yönelik yapıcı sosyal politikaların yoksunluğunun bir sonucu olduğunu vurgulayan Kaya, şöyle devam etti: 

“Sosyal ve kültürel gelişmenin belirlediği ihtiyaçlara çözüm olmaktan uzak sorunlu politikalarla çocuklar, yine mağdur olmuş, yine hak ihlalleri ile yüz yüze bırakılmıştır. Eğitim, sağlık, barınma, özgürlük ve güvenlik gibi temel hak ve hürriyetler ihlal edilmiştir. 2015 yılında başta Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde olmak üzere bölge cezaevlerinde, çocuklara yönelik yapmış olduğumuz izleme ve tespit çalışmalarında cezaevlerinin fiziksel koşullarının yarattığı ihlaller bir yana, işkence ve kötü muamele, sağlık sorunları, sosyal etkinliklerden mahrum bırakılma, psikolog desteğinden yoksun bırakılma gibi pek çok ihlalin yaşandığı görülmüştür. Yine çocukların büyük bir kısmı işkenceyle gözaltına alınmış, fiziksel şiddete maruz bırakılmıştır. Çocuklar neyle suçlandıklarını dahi anlamadan cezaevlerine konulmuş, uzun bir soruşturma sürecinden geçirilmişlerdir. Ağır hasta olan çocukların tedavileri engellenmiş, cezaevi yönetimince keyfi tutum ve davranışlarla baş başa bırakılmışlardır”

2015 yılında, aile içinde ve toplumsal yaşamda da çocuklara yönelik şiddet devam ettiğini dile getiren Kaya “2015 yılında 19 çocuk intihar ederken, 2 çocuk ise teşebbüste bulunmuştur. 7’si aile içi şiddet olmak üzere 11 çocuk katledilmiş, aynı şiddet sonucu 8 çocuk yaralanmıştır. 8 çocuk ise,  toplumsal alanda cinsel istismara maruz kalmıştır. Çocukların yaşam hakkını savunmak ve çocuklara yönelik hak ihlalleri ile mücadele etmek, en temel ve insani sorumluluktur. Bu temelde biz insan hakları savunucuları olarak, tüm toplumsal kesimleri çocuklarımızın her alanda maruz kaldığı şiddete karşı duyarlı olmaya ve demokratik tepkilerini göstermeye çağırıyoruz. Çocuk kahkahalarına, silah, tank ve top seslerinin karışmadığı barış dolu bir dünya umudunu paylaşıyoruz” dedi.