Gezi'de yaralanan Aydın Aydoğan’ın hukuk mücadelesi devam ediyor

Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle ayağından yaralanan Aydın Aydoğan’ın 6 yıldır verdiği hukuk mücadelesi devam ediyor. Aydoğan, dosyanın yeniden Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu'na gönderilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Ancak bu talebi reddedildi. Aydoğan oyalama taktiği izlenerek AİHM yolunun kapatılmak istendiğini söyledi.

soL - Haber Merkezi

2013 yılında Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle ayağından yaralanan ve polis tarafından dövülerek ambulansa bindirilen Aydın Aydoğan’ın 6 yıldır verdiği hukuk mücadelesi devam ediyor. Aydoğan, dosyanın yeniden Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu'na gönderilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Ancak bu talebi reddedildi. Aydoğan oyalama taktiği izlenerek AİHM yolunun kapatılmak istendiğini söylüyor. 

Yaralanmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe veren Aydoğan, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Önce İstanbul Valiliği olayın soruşturulmasını izin vermedi, ancak Aydoğan, olayı Bölge İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme Aydoğan'ı vuran polislerin soruşturulmasına karar verdi. Bu karara rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Aydoğan'ın dosyasını Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na devretti. Aradan yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen soruşturmanın akıbeti hakkında hiçbir bilgi alamayan Aydoğan, dosyanın akıbetini öğrenmek için 23 Kasım 2017’de savcılığa başvuruda bulundu. Ancak dosyanın 12 Temmuz 2017 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Görgülü'nün imzasıyla Faili Meçhul Suçlar Bürosu'na devredildiğini öğrendi. Bunun üzerine Aydoğan, dosyanın yeniden Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu'na gönderilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Ancak bu talebi reddedildi.

Karara tepki gösteren Aydın Aydoğan soL'a konuştu:

'ONLARIN KORKUSU BİZİM UMUDUMUZ OLACAK'

''Dosyamda 6 yıldır yapmadıkları kalmadı. 10 savcı değişti, biri öldürüldü. 1000 kusur sayfa dosya. Bundan önce öldürülen savcı M. Selim Kiraz dosyayı ulusal kriminal dairesine gönderip, dosyada beni vuran polislerin görüntülerine ulaştı. 5 polise ulaştı. Valilik dosyaya müdahale etti. Dosyaya şerh koyarak işlemden kaldırılmasını talep etti ve dosyayı faili meçhule attılar. Buna itiraz  ederk bölge idare mahkemesinde karar çıkartıp soruşturmanın devamına ve valilik kararını yasal olmadığına dair kararı çıkarttık. Dosya tekrar memur suçları bürosuna gönderildi. Bundan önce de dosyada polis görev listesinden ve ön inceleme raporlarindan vurulduğum yerdeki polis listesi ZET tüfeği kullanan polisler tespit edilmişti bunlar da ölen savcı ifadeye çağırmıştı, kendisi öldükten sonra ifade vermişlerdi.

 

BAŞSAVCILIK MÜDAHİL OLDU

Basma kalıp ifadelerle suçu kabul etmeyip, amirinin ismini bilmediklerini ve nerde görev yaptıklarını bilmediklerini söylemişlerdi. Bu arada valilik tekrar olaya müdahale edip dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ederek dosya tekrar faili meçhule gönderdi. Biz buna tekrar bölge idare mahkemesinde itiraz ettik. 1.5 yıl sonra tekrar idare mahkemesi kararı ile valiliğin böyle bir yetkisi olmadığına karar verdi ve dosya memur suçlarına gönderildi. 6 yıl geçti. Dosyada vuran polisler, belli ifadeleri var. Buna rağmen savcılık makamı hiç bir şey yapmıyor.
Çünkü dosyaya Başsavcılık müdahil oldu. 

 

'AİHM'E BAŞVURU SÜRECİNİN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR'

Saraydan idare edilen yargı bunları bize reva görürken aynı gün içinde Osman Kavala dosyası altında, Gezide daha önce beraat eden arkadaşlarımız hakkında bir günde iddaneme hazırlayarak dava açabiliyor. Burdan şu anlaşılıyor ki yargı birilerinin siyasi oyuncağı olmuş durumda. Nasıl olur görüntülerin sabit olduğu, isimlerin belli olduğu bir dosya 6 yıl gibi bir zaman içinde çözülmez. Burda yargı birde bizim AİHM başvuru sürecimizin önünü kesmek istiyor. Etkin soruşturma yapılmadığı için başvuru sürecimizi etkisiz hale getirmek için oradan oraya dosyayı atıp duruyorlar. Hukuksuzluğa mahkum ettiler, korkuyorlar. Onların korkusu, bizim umudumuz olacak.''