Erdoğan'dan 'idam' yorumu: Hans'ın ağzına, George'un ağzına bakarak karar vermem

OHAL'in 6 ay daha uzatılabileceğini söyleyen Erdoğan, idam konusundaki fikirlerini yineledi, "Halkım idam mı diyor, parlamentoya gelir. Parlamento da idam diyorsa bana gelir. Ben de bu kararı onarım" dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul'da yaptığı konuşmasında "OHAL belki 3+3 olmak üzere 6 ay daha uzatılacak" dedi. Avrupa Parlamentosu'nun "Türkiye" kararı hakkında konuşan Erdoğan "Türkiye, darbe girişimi ve terör eylemlerine rağmen OHAL'in ikinci ayında bulunuyor. Belki bir üç ay daha uzatılacak. Size ne ya! Bunun kararını hükümet verir" ifadelerini kullandı.

İdam tartışmalarına ilişkin olarak, bir kez daha görüşlerini yineleyen Erdoğan, "Ben Hans'ın ağzına, George'un ağzına bakarak karar vermem, ben halka göre karar veririm. Halkım idam mı diyor, parlamentoya gelir. Parlamento da idam diyorsa bana gelir. Ben de bu kararı onarım" dedi. 

Hükümeti devralmalarının üstünden 14 yıl geçtiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığını gözönünde bulundurmadı.

İstanbul'da konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Geçtiğimiz hafta, 19 Kasım, hükümeti fiilen devralmamızın 14. yılını geride bıraktık. Bu 14 yıl boyunca içeride ve dışarıda bize kurulan tuzaklarla engellerle mücadele ederken, bir yandan ülkemize eşi benzeri görülmemiş hizmetler getirmenin çabası içinde olduk. Adalette, sağlıkta, emniyette, sosyal ve insani yardımlarda, savunma sanayiinde, şehirleşmede, her alanda devrim niteliğinde reformlar yaptık. Her biri cumhuriyet tarihinde yapılan hizmetlerin kat ve kat fazlası eden hizmetleri anlatmaya kalksam aylar yetmez. Biz gece gündüz alışırken birileri de sürekli ayağımıza çelme takmaya çalışıyor. Amaçları Türkiye'nin hızlı büyüme sürecinden, her alanda kendi kendine yeterli hale gelen, tüm mazlumlara el uzatan ülke yolundan alı koymaktı.

HANS'IN VE GEORGE'UN AĞZINA BAKARAK DEĞİL, HALKA GÖRE KARAR VERİRİM 

Türkiye bir ateş çemberinden geçiyor, bu mücadelenin adını doğru koymak lazım yeni bir kurtuluş savaşı veriyoruz. İçinde bulunduğumuz durumun tek adı budur. Tek cephede de değil, askeri, siyasi, askeri, sosyal, ekonomi her alanda veriyoruz bu mücadeleyi. Gezi ile ülkemizin belli kesimlerini tahrik ederek kaos çıkarmak istediler. Bu ahlaksızlara, bu terbiyesizlere sorun, hayatınız boyunca bu ülkeye kaç tane ağaç diktiniz? Biz, milyonlarca değil, milyarca fidan diktik. Biz bunu yaptık. Ve şu anda bu diktiğimiz fidanlar, bu ağaçlar her yerde yeşeriyor, büyüyor. Bunlar Taksim'de tuttular, 12-13 tane ağacın yeri değiştirildi yeri. Bunun için neler yapmadılar hatırlayın. Bunlar her şeyi yaparlar niye? Cibiliyetleri gereği budur da ondan. Tuzağı çabuk gördük, kararlı bir duruş sergileyerek bu saldırıyı boşa çıkardık. Ardından 17-25 aralık emniyet, yargı darbesi geldi. Yani FETO. Bu ahlaksızlar yolsuzluk, hırsızlık dediler. Bu ülkeyi ayakta tutan ne kadar siyasi ve ekonomik dinamik varsa hepsine saldırdılar. Oysa yolsuzluk, hırsızlık bunlardaydı. Ülkenin iş adamlarını tehdit ediyorlardı. Bunları yaptılar. Kardeşlerim, idam konusuyla ilgili düşüncelerimi hep söyledim; ben Hans'ın ağzına, George'un ağzına bakarak karar vermem, ben halka göre karar veririm.

BEKARA KARI BOŞAMAK KOLAY

Halkım idam mı diyor, parlamentoya gelir. Parlamento da idam diyorsa bana gelir. Ben de bu kararı onarım, bunu açıkladım. Şimdi AB'deki birileri "Niye idam istiyorsunuz" diyorlar. Sana ne. Demokrasi milli irade değil mi, milli irade bunu istiyorsa, vekillerine bunu emrediyorsa, vekiller de bunu istiyorsa bunun geleceği yer cumhurbaşkanı. Ben de kararımı bu istikamette veririm. Niye? Çünkü benim 248 tane şehidim var. Bekâra karı boşamak kolaydır, benim 2193 gazim var. Bunlar rahat, dert değil, dert değil... Benim parlamentom yakılıp yıkılacak, Boğaz Köprüsü bombalanacak, orada 36 tane insanımız şehit olacak. Bunlar hala utanmadan, sıkılmadan böyle bir şey isteyemezsiniz diyecekler. 

Milli irade ne diyorsa odur, parlamento da ona göre kararı verecektir. Şimdi anayasa değişikliği hazırlanıyor değil mi. Şu anda da görüldüğü kadarıyla iktidar partisi ile MHP ortaklaşa bir çalışmayı sürdürüyorlar. Temenni ederim ki isabetli, hayırlı bir adım atılır. Bu atılacak adımla da anayasa değişikliğine bu iki partinin milletvekillerinin oyları yetmiyor. Ana muhalefetten de destek gelirse parlamentonun içinde hallolur. İktidar partisi ve MHP ne diyorlar? Öyle olmasa bile millete götüreceğiz diyorlar. Milletimizin ne diyeceğini ben biliyorum, evelallah milletim bundan önce yüzde 72 ile yüzde 52 ile nasıl anayasa değişikliği yaptıysa burada da destek vererek bu değişikliği yapacaktır.

Artık bunlara gereken dersi ilk yapılacak seçimde vermeniz lazım. Suriye ve Irak'taki güvenlik krizini ülkemize taşımak için DEAŞ'ı kullanarak canlı bomba eylemleri yaptılar.  Bölücü terör örgütünün ele başı da "Bunlar bizim üyelerimiz" dedi. Yok öyle bir şey.  Bunlar aynı akraba.

Şu anda Cerablus'u DEAŞ'tan kurtardık, El Rai'yi kurtardık. El Bab'ı da kurtarıyoruz. Buraları gerçek sahiplerine teslim ediyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi, son 3 yılda maruz kaldığımız saldırıların en alçakçasıydı. FETÖ ihanet çetesi, namuslarına emanet edilen silahları milletine çevirdi. Bu darbelerin her biri, politik hayatımızda halkımızın gönlünde derin acılar bıraktı, fakat bunların hiçbiri 15 Temmuz kadar büyük birer ihanet değildir. Yine diğer hiçbir darbe girişiminde devletin silahlarıyla millet katledilmemiştir. O nedenle bunu büyük bir terör saldırısı olarak kabul ediyoruz. 15 Temmuz, asker elbisesi giymiş hainler tarafından gerçekleştirilmiş olması sebebiyle cunta girişimidir. Türkiye, tarihinde ilk kez böyle bir şeyle karşılaştı."