Erdoğan'a halifelik fetvası veren Karaman: En uygunu şeriata dayalı düzendir, ilk vazife düzeni değiştirmek

Daha önce de Erdoğan'a halifelik fetvası veren Hayrettin Karaman, şimdi de "Müslümanın laik düzende din ve kültürünü koruması zor. En uygun düzen şeriata dayalı düzendir" dedi.

Daha önce de başkanlık sistemini halifeliğe benzeterek Erdoğan'a halifelik fetvası veren Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman, "Müslümanın laik düzende din ve kültürünü koruması zor" dedi. Karaman, "En uygun düzen şeriata dayalı düzendir" diye yazdı.

Yeni Şafak'taki yazısında "Laik-seküler düzenlerde yaşayan Müslümanların din ve kültürlerini korumaları oldukça zordur" diyen Karaman, "Bu düzenlerde ibadet ve fazilet açık, ayıplar ve günahlar gizli değildir, hatta aksine ikincisi açıktır, engellenemez, medya ve benzeri iletişim ve etki araçlarında reklamları bile yapılır. Okullarda İslam'a göre din ve ahlak öğretim ve eğitimi genel olarak yapılamaz. Okul, sokak, medya, san'at… İslam insanı yetiştirmeye ve bu insanı korumaya ayarlı değildir" ifadelerini kullandı.

Hayrettin Karaman'ın, "Laik düzende Müslümanca yaşamak" başlığıyla yayımlanan (3 Temmuz 2016) yazısının ilgili kısımları şöyle:

"Birlik ve beraberlik konusunda kaleme aldığım geçenki yazımı şöyle bitirmiştim:

Peki böyle bir ülkede (düzende) dinin Müslümanlara yüklediği “İslamlaştırma” vazifesi nasıl ifa edilecek?

Evet İslam mensuplarına, her durumda Müslümanca yaşama ve İslam'ı yayma (tebliğ, davet, eğitim) vazifesi veriyor.

Müslümanca yaşamak ve dârulislamda (İslam yurdunda) gelecek nesillerin de böyle yaşamaları için gerekli tedbirleri almak için en uygun düzen islâmî (şeriata dayalı) düzendir. Bu düzenin uygulandığı ülkede Müslüman olmayanlar ve Müslüman olup da uygulamada kusurları bulunanlar da yaşarlar, ancak kusurlar gizli, ibadetler ve güzel ahlak uygulaması açık olduğu için bu durum İslâmlaşmaya zarar vermez. Azınlıkta olan gayr-i Müslimlerin İslam'a uymayan hayatları ve uygulamaları da pek örnek alınmaz.

Laik-seküler düzenlerde yaşayan Müslümanların din ve kültürlerini korumaları oldukça zordur. Bu düzenlerde ibadet ve fazilet açık, ayıplar ve günahlar gizli değildir, hatta aksine ikincisi açıktır, engellenemez, medya ve benzeri iletişim ve etki araçlarında reklamları bile yapılır. Okullarda İslam'a göre din ve ahlak öğretim ve eğitimi genel olarak yapılamaz. Okul, sokak, medya, san'at… İslam insanı yetiştirmeye ve bu insanı korumaya ayarlı değildir…

Bu takdirde Müslümanlar vazifelerini nasıl yerine getirecekler?

Şüphe yok ki, birinci vazife düzeni değiştirmektir. Ama bu da ha deyince olmuyor. Hayalperestliği, sonu kayıplarla biten maceraları bir yana bırakırsak -ki, bırakmayanlar daima olacaktır- geriye uzun ve ince bir yolu izlemek kalıyor. Bu uzun ve ince yol izlenirken mevcut düzende neyi nasıl yapmak gerekiyor?"