Erdoğan: Terör Batı'yı da bumerang gibi vuracak

Ankara'da Elektirik Santralleri Açılış Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Batı dünyası istediği kadar teröristi şehirlerinde barındırsın ne yaparlarsa yapsınlar bumerang gibi bir gün onları da vuracak" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, enerji konusunda Türkiye'nin son 16 yılda hızlı bir ilerleme katettiğini belirterek "Eskiden su akar Türk bakar derlerdi, şimdi su akar Türk yapar diyorlar" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'nın PKK, PYD ve YPG'ye silah verdiğini savunarak "Batı dünyası istediği kadar teröristi şehirlerinde barındırsın ne yaparlarsa yapsınlar bumerang gibi bir gün onları da vuracak" diye konuştu.

Ankara'da Elektirik Santralleri Açılış Töreni'nde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Sayın Başbakan, değerli misafirler, enerji piyasasının kıymetli mensupları sizleri en kalbi duygularımla, hasretle selamlıyorum. Toplu açılış törenini gerçekleştirdiğimiz, 2016'da devreye alınmış veya alınacak olan 158 tesisin sektörümüz için hayırlı olmasını diliyorum. 

Açılışını yaptığımız bu tesislerin tamamı da özel sektörümüze ait, toplam yatırım bedelleri 5 milyar doları buluyor. Değerli dostlar, enerji, kalkınmanın, büyümenin, refah artışının lokomotifidir. Ülke olarak yeterli miktarda elektrik enerjisi üretemiyorsanız, diğer hedeflerinize ulaşamazsınız. Türkiye'nin son 14 yılına baktığınızda bu ilişkinin bu çarpıcı örneklerini görürsünüz. 75 milyar dolarlık yatırım yaptık. Kurulu elektrik gücümüz iki kattan fazla artarak 78 bin megawatta ulaştı. İnşallah bu şekilde büyümeye devam ettiğimizde önümüzdeki 10 yıl içinde ülkemizin elektrik piyasası Avrupa'da üçüncü sıraya yerleşecek.

Öte yandan özellikle yenilenebilir enerji kaynakları konusuna özel önem veriyoruz. Çalışmalarımızı yoğunlaştırdığımız bu alanda çok hızlı mesafe kaydetmeye başladık. 2002 yılında 12 bin 300 megawatt olan gücümüzü, 32 bin megawatt'ın üzerine çıkarmış bulunuyoruz. Siz bakmayın Batı ülkelerinden ülkemize yöneltilen çevreci saldırılara. Bunların hepsi artniyetlidir.

Nükleer ve enerji santrallerinin kahir ekseriyeti batı ülkelerinde bulunuyor. Bunlar olmasa Batı karanlığa gömülür. Kömürle çalışan santrallerden üretilen elektrik enerjisi oranı Polonya'da yüzde 84, Almanya'da 45, İngiltere de 39. Peki ülkemizde kömüre dayalı elektrik üretimi ne kadar biliyor musunuz? Yüzde 22. 

Dikkat ediniz ülkemizde ne zaman kömür santrali, nükleer santrali projesi gündeme gelse çevrecilik adına bunlara engel olmaya kalkar. Batı ülkelerinde niye sokağa dökülmüyor, niçin olmuyor? Çünkü bu kampanları arka planda organize ve finanse edenlerin dertleri başka. Onlar üzüm yemenin değil, bağcıyı dövmenin peşinde. Bakınız Türk ekonomisinin en ciddi sıkıntısı olan cari açığın yarısını enerji ithalatımız oluşturuyor. Ben bazen bu sektöre olan dostlarımıza söylüyorum; bugüne kadar olan oldu. Kömürde ithal yok, o işi kapattık.

Biz kendi rezervimizi eritmek durumundayız. Biraz fazla kullanırsın, olay biter. Biz eğer finansman yönetiminde başarılı olamazsak ekonomide duman oluruz. Az önce söylenen büyümeyi yakalayamayız. Öyleyse ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biz önce kömürlerimizi eritelim ya.

Biz, yenilenebilir kaynaklarımızla birlikte kömür ve nükleer kaynakları da kullanabildiğimizde cari açığın üstesinden kolayca gelebilme imkanına sahibiz. Hem enerji kaynaklarımızı çeşitlendirecek, hem yeni ufuklar açacağız.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız yeni bir strateji geliştirdi. Devlete en ucuz teklifte bulunana bir saha verilecek. Devlet alım garantisi vererek yatırımcıya finansman sağlamış olacak. En yüksek bedeli teklif edene daha önceden veriliyordu. Hiçbir olumlu katkısı yoktu. Nükleer santraller konusunda 2 önemli adım attık. Mersin Akkuyu 2023'te devreye girecek, Sinop için çalışmalar sürüyor. Ekim ayında Resmi Gazete'de yayınlanan Yenilenebilir Enerji düzenlemesini çok önemli görüyorum. Yenilenebilirde ihalenin en önemli şartı elektrik üretiminde kullanılacak yüksek teknolojinin ülkemizde üretilmesi olacak. Bu millet yapar. İhaleye çıkarılan en az yüzde 80 yerlilik ve 15 yıl AR-GE şartı getirdik. Yenilenebilir enerji ile diğer sektörlerde de yerli üretim artışını istiyoruz. 

İhalenin en önemli şartı da elektrik üretiminde kullanılacak yüksek katma değerli teknolojinin ülkemizde üretilecek olması. Bu millet yapar, ben size güveniyorum. Dünyadaki en büyük güneş tarlası Konya Karapınar için önümüzdeki ay ihale açılıyor. Yatırım bedeli 1,3 milyar dolar olarak hesaplandı.

Nükleer santrallerde de mümkün olduğunda teknolojiyi hakim kılmaya çalışıyoruz. Diğer bir yatırım ise su kaynaklarıdır. Adeta hidroelektrik konusunda devrim yaptık.

Ülkemizde özel sektörün eliyle değerlenecek duruma getirdik. Bugünkü açılış programımızda hidroelektrik santrallerinin 33 tanesinin açılışını yapıyoruz. Eskiden su akar Türk bakar derlerdi, şimdi su akar Türk yapar diyorlar. Bu konuda da çok ciddi direnişle, engellemelerle karşılaştık Greenpeace'ci bizim Karadeniz'e zaten onlar hep bela olmuştur.

Elektrik üretirsin önüne dikilirler, söze gelince de aydın diye geçinirler ya karanlıktasın ne aydını. Biz insanlığın karanlıkta yaşamasını istemiyoruz. Ülkemin insanı da bu aydınlığı şehir köy her yerde yaşayacak. İçme suyu bulmakta zorlanan ülkeyken onu da başarmalıyız. Sularımızdan içme, kullanma ve enerji elde edilecek suyu oluşturmalıyız. Baraj yapımında atılan adımlar israfımızı ortadan kaldırdı.

Terörle mücadele etmek, terör örgütlerinin hakkından gelmek bizim için kolaydır. Karşımızdaki PKK sadece 3,5 bin teröristten ibaret değildir. DEAŞ sadece belli sayıdaki teröristten ibaret değildir. FETÖ, ortada gözüken hainlerden ibaret değildir. Bu örgütlerin tamamının gerisinde farklı güçler, farklı projeler vardır. Türkiye, 1984 yılından bu yana sahip olduğu ortalama terörist bakımından en az 6-7 defa tamamen yok etti ama PKK hala ortada.

Çünkü birtakım güçler ülkemizin istikrar ve güvene kavuşmasını istemediler. Kürt kardeşlerimiz adına terör estirmesinin hiçbir gerekçesi yoktur. Kürt kardeşlerimizin bu terör örgütüne olan isyanları hepimizden daha fazladır çünkü örgütün en çok kanlarını döktüğü insanlar Kürt kardeşlerimizdir.

PKK tarihinin en büyük saldırılarını bu dönemde gerçekleştiriyor, DEAŞ, hiçbir sebebi yokken ülkemizde sürekli eylem arayışı içerisinde. DHKP-C ülkemizin terörle alakası olmayan yerlerine saldırılar düzenliyor. Bunun akıllı, mantıklı bir açıklaması olabilir mi?

Türkiye, belini doğrultmasın, muhasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmasın diye FETÖ aleyhimizde propaganda yapıyor. İsteseniz de, istemeseniz de biz muhasır devletler seviyesinin üzerine çıkacağız. Batı, istediği kadar teröristleri barındırsın, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşsınlar. Hiç umurumuzda değil, bumerang gibi dönecek onları da vuracaklar. Biz nice sıkıntıların üstesinden geldik, işte 15 Temmuz, Allah'ın izniyle Türk milleti olarak bundan sonra da her türlü tuzağı boşa çıkartarak yolumuza devam edeceğiz.

Bugün bizi sıkıntıya sokmak için terör örgütlerine kucak açanlar, silah verenler, ya artık kendinizi gizlemeniz mümkün değil. Verdiğiniz silahlardan hepinizin adresini biliyoruz. PYD, terör örgütü işte. PKK'nın yan kolu, YPG, yan kolu. Apaçık bunlar ortadayken hala siz bunu savunuyorsanız ve terör örgütü DEAŞ'ı bir başka terör örgütüyle yok edeceğim gibi safiyane bir yaklaşım ortaya koyuyorsanız kimse bunu yutmaz. Yarın bu örgütlerin hedefi haline gelmekten de kurtulamayacaksınız.

Bizim iki gözümüzü çıkarmaya çalışanlar, kaybettikleri gözleriyle ortada kalacaklar. Türkiye kendisine inanan, kendisine güvenenleri hiçbir zaman ortada bırakmamıştır. Bugünkü toplu açılış törenimiz, yatırımcılarımızın da ülkelerine sahip çıktıklarını gösteriyor. Tüm iş dünyasına çağrı yapıyorum; yatırım yapacak hiçbir iş adamımız lütfen kararını engellemesin. Güney sınırımız ve terör eylemleri sizi düşündürmesin. Erken harekete geçen avantaj kazanır.