Erdoğan: S-400’ler için kapora verdik, kararlıyız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya’dan S-400’lerin alınması için imzalar atıldı. Bildiğim kadarıyla kapora da verildi" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan ziyareti sonrası İstanbul’a dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hürriyet'ten Vahap Munyar'ın haberine göre, Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

S-400’lerin satın alınmasıyla ilgili nihai durum nedir? Dış basında Türkiye’nin bu satın almadan vazgeçebileceğine ilişkin bazı haberler, yorumlar yer alıyor.

S-400 ile ilgili arkadaşlarımız imzalarını attılar. Bildiğim kadarıyla kaparoyu da verdiler. Bundan sonraki süreç de zaten Rusya’dan bize aktarılacak kredi ile ilgili devam edecek bir süreçtir. Gerek Sayın Putin, gerekse şahsımın bu konuda kararlılığımız var. Türkiye Cumhuriyeti’nin savunma sanayii veya savunmasıyla ilgili bağımsızlık ilkelerini veya bağımsız kararını herhalde kimsenin tartışmaya hakkı yoktur. Biz kendi bağımsızlığımızla ilgili kararımızı kendimiz veririz; ülkemizi savunmak için koruma tedbirlerini de, güvenlik tedbirlerini de kendimiz almakla mükellefiz. Eğer bir yerlerden bu noktada herhangi bir savunma unsurunu tedarikte zorluk çekiyorsak, girişimlerimiz çoğu kez engellemelere takılıyorsa biz ne yapacağız, başımızın çaresine bakacağız. Mesela, insansız hava araçlarını maalesef dostlardan alamıyorduk biz, çok da yüksek paralar istiyorlardı, bedava da istemiyorduk üstelik. Terör örgütüne tank, top, zırhlı araçlar veriyorlar; ama biz parasıyla istediğimiz halde bazı ihtiyaçlarımızı tedarik edemiyoruz. Sonuçta ne oldu? Hamdolsun insansız hava aracını da kendi ülkemin insanı üretir hale geldi, silahlısını da üretir hale geldi. Son bir haftada 90 terörist öldürüldü.

Astana süreci, İdlib ve Afrin konusunda Rusya ve İran ile mutabakat konusunda ne durumdayız şu an? İkinci bir harekât söz konusu mu? Bu konuda bir değişiklik var mı?

14 Eylül’de yapılacak Astana Zirvesi önem arz ediyor. Şu anda İdlib’te Rusya ile daha önce mutabık kaldığımız gibi süreci işletiyoruz ve bu şekilde süreç şu an çalışıyor. Rusya ile bu konuda aramızda herhangi bir ihtilaf söz konusu değil. İran ile de yaptığımız görüşmede ihtilafa konu olabilecek herhangi bir başlık gündeme gelmedi. Öyle zannediyorum ki Astana zirvesi sonrasında da aramızdaki sağlıklı görüşmeler bu şekilde devam edecektir. Gelişmeler olumlu istikamette devam ediyor.

Türkiye’nin uyarılarına rağmen Kuzey Irak’taki yönetimin referandum kararının üzerine bir de Barzani’nin savaş beyanı basında yer aldı. Ayrıca Türkmenler’in ABD’de kalma veya vatandaşlık taahhüdü ile göç için teşvik söz konusu olduğu söyleniyor. Böyle bir ortamda Türkiye’nin alternatif formülleri var mı?

Duygusal çıkışlar yapmak doğru olmaz. O iddiaları etraflıca Dışişleri’nden dinlememiz, doğru bilgileri almamız lazım. İddialar nedir, ne derece doğrudur? Bunları bir görmemiz, okumamız lazım. Değerlendirme ancak ondan sonra yapılabilir. Duygusal çıkışlarla açıklamalar yaparsak, bu yanlış olur. Ama bizler Türkmen kardeşlerimize oraları terk etmelerini asla tavsiye etmeyiz. Onlar kendi topraklarında kalmalıdır. Geçenlerde ziyaretime geldiler. “Biz, bu topraklarda doğduk, bu topraklarda ölürüz. Dedelerimizin bize vasiyeti var” dediler. Ben onların o duygulu ifadelerini unutamam. Biz de tabii ki üzerimize ne düşerse sonuna kadar onu yaparız.

Sosyal medyada bir şeyler dolaştı, sizin ile Esad arasında bir görüşme olduğu yönünde. Özel olarak birileri mi dolaştırıyor bu tür iddiaları?

Herhalde birileri özel dolaştırıyor. Ben Esad ile görüşmedim, görüşmeye de pek niyetim yok.